10 Mayıs, 2021

SIRA CETVELİNE İTİRAZ DAVALARINDA ARALARINDA ORGANİK VE YÖNETSEL BAĞ BULUNAN ŞİRKETLER ARASINDA MÜTESELSİL SORUMLULUK

 SIRA CETVELİNE İTİRAZ DAVALARINDA ARALARINDA ORGANİK VE YÖNETSEL BAĞ BULUNAN ŞİRKETLER ARASINDA MÜTESELSİL SORUMLULUK 

I.GİRİŞ:

Ticaret hayatında aynı kişiler tarafından birden fazla şirket kurulması, bu şirketlerin mal varlıklarının birbirine karışması, bu şirketlerin ticaret sicilindeki adreslerinin aynı olması, bu şirketlerden birinde çalışanların işten çıkartılarak diğer şirkette işe alınmaları ve aynı işi yapmaya devam etmeleri, bu şirketlerin aldıkları işlerde birbirinin alt taşeronu olmaları, ortaklarının aynı kişilerden oluşması ülkemizde çok sık görülen durumların başında gelmektedir. Bu şirketlerin iflas etmeleri durumunda iflas eden şirketlerden birinin üzerinde borçlarını karşılamaya yetecek miktarda malvarlığının bulunmaması durumunda bu şirketle organik bağ içerisinde olan ve iflas eden diğer şirketin yeterle mal varlığına sahip olması durumunda malvarlığı bulunmayan şirketin alacaklılarının malvarlığı bulunan şirketin sıra cetveline alacaklarını yazdırmak istemeleri hukukumuzda yeni bir sorun olarak ortaya çıkmıştır. Bu makalemizde bu konunun incelemesini yapacağız.

II.İFLAS DA SIRA CETVELİNE İTİRAZ DAVASI:

İflas aşamasında sıra cetveline itiraz davası 2004 sayılı İİK m. 234/II’de düzenlenmiş olup kayıt kabul davası olarak da bilinmektedir. İflası kesinleşmiş olan bir kişinin alacaklıları, alacaklarını iflas idaresine yazdırmak için başvurduklarında iflas idaresi bu alacakları hakkında kabul ya da ret yönünde karar verir. Alacağı hakkında ret kararı verilen alacaklı sıra cetvelinin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesinde sıra cetveline itiraz davası açabilir. Davaya bakan mahkeme alacaklının alacağının geçerli olup olmadığı konusunda bir karar verir.

Bu davanın bir diğer türü ise davacı alacaklının açmış olduğu dava devam ederken davalı borçlunun iflas etmesidir. Bu durumda mahkemece davacı alacaklıya alacağını iflas masasına yazdırması için kesin süre verir. Davacı alacaklının iflas masasına yaptığı alacak başvurusu kabul edilmezse bu durumda mahkeme davaya sıra cetveline itiraz davası alarak devam edilir.[1]

Aşağıda incelemesini yapacağımız hukuki durum iflasına karar verilmiş iki şirket arasında organik bağ bulunması durumunda birinin alacaklısının iflas eden diğerinin iflas masasına alacak kayıt başvurusunda bulunup bulunamayacağı konusu üzerinedir. Bir diğer ifade ile aralarında organik bağ bulunan iki ya da daha fazla şirket birbirlerinin borçlarından müteselsilen sorumlu olacaklar mı bunun incelemesini yapacağız.

III.İFLAS EDEN VE ARALARINDA ORGANİK VE YÖNETSEL BAĞ BULUNAN ŞİRKETLER ARASINDA MÜTESELSİL SORUMLULUK KOŞULLARI: 

Uygulamada en sık karşılaştığımız durum aynı kişi ya da kişilere ait iki şirketin borçlarının bir şirket üzerinde toplanması, mal varlığının ise diğer şirket üzerinde toplanmasının sağlanması ve her iki şirketin de iflasına karar verilerek borçları üzerinde toplanan şirketin alacaklarını karşılamaya yetmeyen mal varlığı nedeniyle alacaklılarının mağdur edilmeleri, mal varlığı üzerinde toplanan şirketin ise yine iflasına karar verilerek borçlarının ödemesi yapıldıktan sonra kalan malvarlığının şirket sahiplerinin hesabına aktarılması sağlanarak iki şirketin toplam malvarlığından önemli miktarda ekonomik değerin alacaklılardan kaçırılmasının sağlanmasıdır. Bu durumdan en çok zararı işçilik alacakları olan şirket çalışanları ile bu şirketlerden alacakları olan küçük esnaf ve tüccar kesimi görmektedir.

Konu özü itibariyle tüzel kişilik perdesinin aralanması davalarına da benzemektedir. İncelemesini yaptığımız konuda da şirketlerden biri diğer bir şirketin tüzel kişiliğinin ardına gizlenerek mal varlığının büyük kısmını gizlemekte ve diğer şirketin iflası ile malvarlığını alacaklılardan kaçırma girişiminde bulunmaktadır. Dolayısıyla 4721 sayılı TMK m. 2 ve 3’e aykırı bir hareket söz konusudur.

İflas eden ve mal varlığı borçlarını karşılamaya yetmeyen şirketin alacaklıları yine iflas eden ve daha fazla malvarlığı bulunan diğer şirketin iflas idaresine başvuruda bulunduklarında iflas idaresi söz konusu alacağın borçlu şirketin borcu olmadığı gerekçesiyle alacaklarının sıra cetveline yazılması başvurusunu reddedecektir. Çünkü iflas idareleri iki şirket arasında organik bağ bulunduğunu araştırma yükümlülüğünde olmadıkları gibi bu konunun araştırılması yargılamayı gerektiren bir durumdur. Sıra cetveline alacak başvurusunun reddedilmesi durumunda alacaklı yukarıda belirttiğimiz gibi sıra cetveline itiraz davası açacaktır.

Bu tür sıra cetveline itiraz davasında davacı tarafından talep edilen alacaktan müflis şirketin sorumlu olup olmadığı, davacı alacaklının asıl alacaklı olduğu şirket ile sıra cetveline itiraz edilen müflis şirket arasında organik ve yönetsel bağ bulunup bulunmadığı araştırılacaktır.

Bu araştırma için öncelikli her iki şirketin ticaret sicil kayıtları getirtilmeli, ortakları ve faaliyet alanları belirlenmelidir. Ortaklarının aynı kişiler olmaları, faaliyet alanlarının aynı alanlar olması iki şirket arasında organik ve yönetsel bağ olduğunun kanıtlarından biridir.

İki şirket arasında iş yeri devri varsa bu devrin gerçek bir işyeri devri niteliğinde olup olmadığı tespit edilmelidir. Bunun için ticaret sicil kayıtları dışında Vergi Dairesi ve Sosyal Sigortalar Kurumu kayıtları da getirtilerek bilirkişi incelemesine tutulmalıdır.  

Ticaret sicil kayıtlarından şirketlerin adresleri kontrol edilmelidir. İki şirketin de aynı adreste faaliyet göstermeleri durumunda organik bağdan söz edilebilir.

Her iki şirketin yönetim kurulu üyelerinin aynı kişiler olması, çalışanlarının ara vermeksizin bir şirketten diğerine geçiş yapması ve kesintisiz çalışmaya devam etmesi durumunda şirketler arasında organik bağ bulunduğu kabul edilebilir. Aynı şekilde bir şirketin kapatılarak kapanan şirketin çalışanlarının aynı ortaklara bağlı başka şirkette çalıştırılması halinde de işyeri devrinden değil organik bağdan hareket etmek gerekir.

Organik bağ birlikte istihdam şeklinde de karşımıza çıkabilir. Birlikte istihdam bir işçinin aynı hizmeti, birbiri ile ticari veya sözleşmesel bir bağı bulunan birden fazla işverene sunmasıdır. Bu gibi durumlarda bu şirketlerin çalışanlarının hangi şirkete ne kadar hizmet verdiği tam olarak anlaşılamamaktadır. Her iki şirketin sorumlu müdürünün de aynı kişi olması organik bağ bulunduğunu gösterir. Çalışanların sosyal sigorta priminin başka bir işverence yatırılması birlikte istihdam durumunu etkilemeyecektir.

Araştırılması gereken bir diğer durum ise iki şirketin mal varlıklarının birbirine karışmış olması durumudur. Her iki şirketin ticari defterleri incelenmeli ve yaptıkları işler, aldıkları ihaleler, alt taşeron olarak üstlendikleri işler, hak edişler, her iki şirketin ortaklarının kişisel hesapları ile bu şirketler arasında yapılan para aktarımları, taşınır ve taşınmazların satışı, bu satışlardan gelen paranın iki şirket arasında aktarılıp aktarılmadığı, bu aktarımlar yapılırken şirket hâkim ortaklarının kişisel hesaplarının ya da üçüncü bir kişinin hesabının kullanılıp kullanılmadığı bu şirketlerin mal varlıklarının birbirine karışıp karışmadığını gösterecektir.

Yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda iki şirket arasında organik ve yönetsel bağ olduğu tespit edilirse iflas eden iki şirketten birinden alacaklı olan davacının alacağından diğer şirketin de müteselsilen sorumlu olduğu kabul edilerek davacının sıra cetveline itiraz davasının kabulüne karar verilecektir. Kararın kesinleşmesi ile iflas masası sıra cetvelini yeniden düzenleyecektir.


[1] Bkz. Bu blog da “Davacı ya da Davalının İflas Etmesi Durumunda Yapılacak Usul İşlemleri” isimli makale.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder