6769 SAYILI SINAİ MÜLKİYET KANUNU MADDE 156/III’DE DÜZENLENEN
YETKİNİN KESİN YETKİ OLMADIĞI HAKKINDA YARGITAY VE İZMİR BÖLGE
ADLİYE MAHKEMESİ KARARININ İNCELENMESİ
I.
GİRİŞ:
551
sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname, 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 555 sayılı Coğrafi
İşaretlerin Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve
556 sayılı Markaların
Korunması Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname 6769 Sayılı Sınai
Mülkiyet Kanununun
yürürlüğe girmesi ile birlikte yürürlükten kalkmıştır. 6769
Sayılı Sınai
Mülkiyet Kanununun
156’ncı maddesinin üçüncü fıkrasında bu kanun kapsamında
görülecek davalarla ilgili olarak yetkili mahkemelerin neresi
olacağı düzenlenmiş olup bu makalede bu madde kapsamında
belirlenen yetkinin kesin yetki durumu olup olmadığını
tartışacağız.
II.
KESİN YETKİLİ MAHKEMENİN TANIMI:
Kesin
yetkili mahkeme; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ya da diğer
kanunlarda yer alan yetkiye ilişkin hükümlerde mahkemenin
yetkisinin “kesin yetki” şeklinde açık olarak
tanımlandığı ve taraflara yetkili mahkemeyi seçmek konusunda
seçimlik hak verilmeyen, mahkemenin de yetki durumunu kendiliğinden
inceleyerek yetkili ise o davayı görmeye zorunlu olduğu, yetkisiz
ise tarafların talebi olmaksızın kendiliğinden yetkisizlik kararı
vermek durumunda olduğu mahkemedir.
Birkaç
örnek verecek olursak 6100 sayılı HMK m. 11’e göre; terekenin
paylaşılmasına, yapılan paylaşma sözleşmesinin geçersizliğine,
ölüme bağlı tasarrufların iptali ve tenkisine, miras sebebiyle
istihkaka ilişkin davalar ile mirasçılar arasında terekenin
yönetiminden kaynaklanan davalar. Terekenin kesin paylaşımına
kadar mirasçılara karşı açılacak tüm davalarda ölen kimsenin
son yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir.
6100
sayılı HMK m. 12’ye göre; taşınmaz üzerindeki ayni hakka
ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek
davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına
ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin
yetkilidir.
6100
sayılı HMK m. 14/II’ye göre; özel hukuk tüzel kişilerinin,
ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir
ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu
sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili
tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.
6100
sayılı HMK m. 15/II’ye göre; can sigortalarında, sigorta
ettirenin, sigortalının veya lehtarın leh veya aleyhine açılacak
davalarda onların yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir.
“kesin
yetkilidir” ifadesi HMK m. 11, 12, 14/II ve 15/II’de
açıkça belirtilmiştir. Dolayısıyla yetkinin kesin olup olmadığı
yetkiyi düzenleyen yasa maddesinin metninde yani lafzında “kesin
yetkilidir” ifadesinin bulunup bulunmadığına bakılarak
ya da yasa metninin karşı yorumundan “kesin yetkilidir”
anlamı çıkacak bir ifadenin bulunup bulunmadığına bakılarak
belirlenecektir. İkinci duruma yani yasa metninin karşı yorumundan
“kesin yetkilidir” anlamı çıkan bir ifadenin yer
aldığı bir yetki maddesi içeren yasa örneği bulamadım.
III.
6769 SAYILI SINAİ MÜLKİYET KANUNU MADDE 156/III’DE
DÜZENLENEN YETKİ:
6769
Sayılı Sınai Mülkiyet
Kanunu Madde 156/III’e
göre; “Sınai mülkiyet hakkı sahibi
tarafından, üçüncü kişiler aleyhine açılacak hukuk
davalarında yetkili mahkeme, davacının yerleşim yeri veya hukuka
aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin etkilerinin
görüldüğü yer mahkemesidir.” Madde metninden
anlaşılacağı üzere yasa koyucu davacı tarafa seçimli yetki
hakkı tanımıştır. Yani davacı kendi yerleşim yerinde,
hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yerde ya da hukuka aykırı
fiilin etkilerinin görüldüğü yerde davasını açabilecektir.
Madde bu yönüyle yukarıda yaptığımız kesin yetkili mahkeme
tanımında belirttiğimiz taraflara
yetkili mahkemeyi seçmek konusunda seçimlik hak verilmemesi
koşulunu taşımamaktadır. Maddenin ikinci özelliği ise maddede
hem “kesin yetkilidir” ifadesi
geçmemekte hem de madde metninin karşı yorumundan “kesin
yetkilidir” anlamı çıkan
bir ifade yer almamaktadır.
Madde bu yönüyle de
yukarıda
yaptığımız kesin yetkili mahkeme tanımına
uymamakta ve davanın açıldığı mahkemeyi kendiliğinden yetki
durumunu araştırmaya iten bir duruma sokmamaktadır. Aynı durum
6769 sayılı yasanın 156/V maddesi içinde geçerlidir.
Aşağıya tam metnini aldığımız İzmir Bölge Adliye
Mahkemesinin 11. Hukuk Dairesinin kararında ve bu kararın yollama
yaptığı Yargıtay 11. H.D'nin 2011 / 10681
Esas; 2012 / 7541 Karar;
2009 / 11468 Esas; 2011 /
5547 Karar sayılı
kararında bu durum “Dava tarihinde yürürlükte
bulunan 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 156/3. maddesinde
sınai mülkiyet hakkı sahibi tarafından, üçüncü kişiler
aleyhine açılacak hukuk davalarında, davacının yerleşim yeri
veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin
etkilerinin görüldüğü yer mahkemesinin, aynı kanunun 156/5.
maddesinde de üçüncü kişiler tarafından sınai mülkiyet hakkı
sahibi aleyhine açılacak davalarda, davalının yerleşim yerinin
bulunduğu yer mahkemesinin yetkili mahkeme olacağı düzenlenmiştir.
Mülga KHK'larda aynı yönde yetki düzenlemeleri bulunup Yargıtay
içtihatlarında anılan yetki düzenlemelerinin sınai mülkiyet
hakkı sahibinin haklarını korumaya yönelik olmakla birlikte kamu
düzenine ilişkin kesin yetki niteliği taşımadığı
belirtilmiştir. (Yargıtay 11. H.D'nin 2011/10681E- 2012/7541K,
2009/11468E-2011/5547K). Somut uyuşmazlıkta davacı sadece
davalının markasının hükümsüzlüğünü istememiş marka,
patent ve tasarım haklarına dayanarak sınai mülkiyet haklarına
tecavüz nedeniyle maddi tazminat isteminde de bulunmuş olmakla
6769 sayılı Kanunun 156/3. maddesi uyarınca davacının yerleşim
yeri veya hukuka aykırı fiilin etkilerinin görüldüğü yer
mahkemesi yetkilidir.” şeklinde
tespit edilmiştir.
Dolayısıyla
6769 sayılı yasanın 156’ncı maddesinde düzenlenen yetkiye
ilişkin hükümlerin hiç biri kesin yetki durumu oluşturmamaktadır.
IV.
İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
T.C.
İZMİRBÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA
NO : 2018/2450
KARAR
NO : 2018/1581TARİH : 28.12.2018
Taraflar
arasındaki davadan dolayı İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk
Mahkemesince verilen 10.05.2018 gün ve 2017/177 Esas 2018/73 Karar
sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı
vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde
verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için raportör üye
Sonay Demiralp Yavaş tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine
dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm
belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ
DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, müvekkili Tong Shen Enterprise Co. Ltd'in marka,
patent ve tasarım tesciline sahip olduğu "Evobond 502 Super
Glue" ürününü 08.10.1997 tarihinden bu yana tescilli olarak
kullandığını, diğer müvekkilinin lisans sözleşmesiyle
Türkiye'de satışa tek yetkili olduğunu, davalı adına tescilli
2015/70176 sayılı "504 Super Glue Baybond" markasının
müvekkili Tong Shen Enterprise Co. Ltd. adına tescilli "Evobond
502 Super Glue" markasıyla iltibas oluşturduğunu, davalının
bu markayla yaptığı üretimin ve satışın müvekkilinin sınai
mülkiyet haklarına tecavüz oluşturduğunu, davalının kötü
niyetli olduğunu ileri sürerek, davalı markasının
hükümsüzlüğüne, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın
tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, HMK'nın 6. maddesine göre yetkili mahkemenin
davalının ikametgah mahkemesi olduğunu, yine 6769 sayılı Sınai
Mülkiyet Kanunun 156/5. maddesinde üçüncü kişiler tarafından
marka başvurusu veya marka sahibi aleyhine açılacak davalarda
yetkili mahkemenin davalının ikametgah mahkemesi olduğunun
belirtildiğini, müvekkilinin adresine göre Adana mahkemelerinin
yetkili olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş, davanın
esasına ilişkin olarak da davanın reddini istemiştir.
İLK
DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm
dosya kapsamına göre, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 156.
maddesi uyarınca 3. kişilerin marka sahibine karşı açacağı
hükümsüzlük davasında yetkili mahkemenin marka sahibinin
yerleşim yeri mahkemesi olduğu, davacının marka hakkı sahibi
olmasının onu üçüncü kişi sıfatından çıkarmayacağı,
tecavüz iddiasının da hükümsüzlük davasına bağlı olduğu
gerekçesiyle yetkinin dava şartı olup Adana Asliye Hukuk
Mahkemesinin yetkili olduğundan dava dilekçesinin yetki yönünden
reddine karar verilmiştir.
Karara
karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF
NEDENLERİ: Davacı vekili, 556 sayılı KHK'nın 63/1. maddesi ve
6769 sayılı KHK'nın 156/3. maddesi uyarınca yetkili mahkemenin,
davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği
yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesi olduğunu,
"Everbond 502 Super Glue" ibareli yapıştırıcının
marka, patent ve tasarım tescillerine sahip müvekkili olan yabancı
şirket ile lisans sahibi diğer müvekkili şirketin hükümsüzlük
ve tecavüz davası açma yetkisi bulunduğunu, SMK'nın tescil
sahibinin korunması anlayışı içerdiğini, müvekkillerinin
davayı üçüncü kişi değil, sınai mülkiyet hakkı sahibi
olarak açtığını, lisans sahibi müvekkilinin ikamet adresine
göre mahkemenin yetkili olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri
sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, iltibas ve kötü niyet nedenlerine dayalı olarak markanın
hükümsüzlüğü ve sınai mülkiyet hakkına tecavüz nedeniyle
tazminat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda
yazılı gerekçeyle dava dilekçesinin yetki yönünden usulden
reddine karar verilmiştir.
Dava
tarihinde yürürlükte bulunan 6769 sayılı Sınai Mülkiyet
Kanunun 156/3. maddesinde sınai mülkiyet hakkı sahibi tarafından,
üçüncü kişiler aleyhine açılacak hukuk davalarında, davacının
yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu
fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesinin, aynı kanunun
156/5. maddesinde de üçüncü kişiler tarafından sınai mülkiyet
hakkı sahibi aleyhine açılacak davalarda, davalının yerleşim
yerinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili mahkeme olacağı
düzenlenmiştir. Mülga KHK'larda aynı yönde yetki düzenlemeleri
bulunup Yargıtay içtihatlarında anılan yetki düzenlemelerinin
sınai mülkiyet hakkı sahibinin haklarını korumaya yönelik
olmakla birlikte kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliği
taşımadığı belirtilmiştir. (Yargıtay 11. H.D'nin 2011/10681E-
2012/7541K, 2009/11468E-2011/5547K). Somut uyuşmazlıkta davacı
sadece davalının markasının hükümsüzlüğünü istememiş
marka, patent ve tasarım haklarına dayanarak sınai mülkiyet
haklarına tecavüz nedeniyle maddi tazminat isteminde de bulunmuş
olmakla 6769 sayılı Kanunun 156/3. maddesi uyarınca davacının
yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin etkilerinin görüldüğü
yer mahkemesi yetkilidir. Lisans sahibi davacı Bilgesan
Teknik Hırd....Ltd. Şti'nin adresi İzmir olmakla davaya bakmakla
İzmir Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi yetkilidir. Tecavüzden
kaynaklanan tazminat davası ile hükümsüzlük davasının birlikte
görülmesinde de bir sakınca bulunmamaktadır. Mahkemece ilk
itiraz olan yetki düzenlemesinin dava şartı olarak belirtilmesi
doğru olmadığı gibi, hükümsüzlük davasına öncelik verilerek
ve davacı taraf da üçüncü kişi olarak kabul edilerek yetkili
mahkemenin 6769 sayılı Kanunu 156/5. maddesine göre belirlenmek
suretiyle Adana Asliye Hukuk Mahkemesi (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk
Mahkemesi Sıfatıyla) yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik
kararı verilmesi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 11. HD’nin
2013/11573E- 2014/710K, 2012/18391E- 2013/17416K, 2006/4570E-
2007/7347K)
Bu
durumda, ilk derece mahkemesi yetkili olmasına rağmen yetkisizlik
kararı verilmiş olması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanununun 353/1-a-3 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulüne
ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi
gerekmiştir.
HÜKÜM
:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar
vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İzmir
Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 10.05.2018 tarih 2017/177
Esas 2018/73 Karar sayılı kararının HMK'nın 353/1-a-3 maddesi
uyarınca KALDIRILMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın
mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf
yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf harcının istek
halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya
üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden
itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz
yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 28.12.2018