26 Şubat, 2019

6769 SAYILI SINAİ MÜLKİYET KANUNU MADDE 156/III’DE DÜZENLENEN YETKİNİN KESİN YETKİ OLMADIĞI HAKKINDA YARGITAY VE İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARININ İNCELENMESİ

6769 SAYILI SINAİ MÜLKİYET KANUNU MADDE 156/III’DE DÜZENLENEN YETKİNİN KESİN YETKİ OLMADIĞI HAKKINDA YARGITAY VE İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARININ İNCELENMESİ

I. GİRİŞ:

551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun yürürlüğe girmesi ile birlikte yürürlükten kalkmıştır. 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 156’ncı maddesinin üçüncü fıkrasında bu kanun kapsamında görülecek davalarla ilgili olarak yetkili mahkemelerin neresi olacağı düzenlenmiş olup bu makalede bu madde kapsamında belirlenen yetkinin kesin yetki durumu olup olmadığını tartışacağız.

II. KESİN YETKİLİ MAHKEMENİN TANIMI:

Kesin yetkili mahkeme; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ya da diğer kanunlarda yer alan yetkiye ilişkin hükümlerde mahkemenin yetkisinin “kesin yetki” şeklinde açık olarak tanımlandığı ve taraflara yetkili mahkemeyi seçmek konusunda seçimlik hak verilmeyen, mahkemenin de yetki durumunu kendiliğinden inceleyerek yetkili ise o davayı görmeye zorunlu olduğu, yetkisiz ise tarafların talebi olmaksızın kendiliğinden yetkisizlik kararı vermek durumunda olduğu mahkemedir.

Birkaç örnek verecek olursak 6100 sayılı HMK m. 11’e göre; terekenin paylaşılmasına, yapılan paylaşma sözleşmesinin geçersizliğine, ölüme bağlı tasarrufların iptali ve tenkisine, miras sebebiyle istihkaka ilişkin davalar ile mirasçılar arasında terekenin yönetiminden kaynaklanan davalar. Terekenin kesin paylaşımına kadar mirasçılara karşı açılacak tüm davalarda ölen kimsenin son yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir.

6100 sayılı HMK m. 12’ye göre; taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.

6100 sayılı HMK m. 14/II’ye göre; özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.

6100 sayılı HMK m. 15/II’ye göre; can sigortalarında, sigorta ettirenin, sigortalının veya lehtarın leh veya aleyhine açılacak davalarda onların yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir.

kesin yetkilidir” ifadesi HMK m. 11, 12, 14/II ve 15/II’de açıkça belirtilmiştir. Dolayısıyla yetkinin kesin olup olmadığı yetkiyi düzenleyen yasa maddesinin metninde yani lafzında “kesin yetkilidir” ifadesinin bulunup bulunmadığına bakılarak ya da yasa metninin karşı yorumundan “kesin yetkilidir” anlamı çıkacak bir ifadenin bulunup bulunmadığına bakılarak belirlenecektir. İkinci duruma yani yasa metninin karşı yorumundan “kesin yetkilidir” anlamı çıkan bir ifadenin yer aldığı bir yetki maddesi içeren yasa örneği bulamadım.

III. 6769 SAYILI SINAİ MÜLKİYET KANUNU MADDE 156/IIIDE DÜZENLENEN YETKİ:

6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu Madde 156/III’e göre; Sınai mülkiyet hakkı sahibi tarafından, üçüncü kişiler aleyhine açılacak hukuk davalarında yetkili mahkeme, davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesidir.” Madde metninden anlaşılacağı üzere yasa koyucu davacı tarafa seçimli yetki hakkı tanımıştır. Yani davacı kendi yerleşim yerinde, hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yerde ya da hukuka aykırı fiilin etkilerinin görüldüğü yerde davasını açabilecektir. Madde bu yönüyle yukarıda yaptığımız kesin yetkili mahkeme tanımında belirttiğimiz taraflara yetkili mahkemeyi seçmek konusunda seçimlik hak verilmemesi koşulunu taşımamaktadır. Maddenin ikinci özelliği ise maddede hem “kesin yetkilidir” ifadesi geçmemekte hem de madde metninin karşı yorumundan “kesin yetkilidir” anlamı çıkan bir ifade yer almamaktadır. Madde bu yönüyle de yukarıda yaptığımız kesin yetkili mahkeme tanımına uymamakta ve davanın açıldığı mahkemeyi kendiliğinden yetki durumunu araştırmaya iten bir duruma sokmamaktadır. Aynı durum 6769 sayılı yasanın 156/V maddesi içinde geçerlidir.

Aşağıya tam metnini aldığımız İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin 11. Hukuk Dairesinin kararında ve bu kararın yollama yaptığı Yargıtay 11. H.D'nin 2011 / 10681 Esas; 2012 / 7541 Karar; 2009 / 11468 Esas; 2011 / 5547 Karar sayılı kararında bu durum “Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 156/3. maddesinde sınai mülkiyet hakkı sahibi tarafından, üçüncü kişiler aleyhine açılacak hukuk davalarında, davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesinin, aynı kanunun 156/5. maddesinde de üçüncü kişiler tarafından sınai mülkiyet hakkı sahibi aleyhine açılacak davalarda, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili mahkeme olacağı düzenlenmiştir. Mülga KHK'larda aynı yönde yetki düzenlemeleri bulunup Yargıtay içtihatlarında anılan yetki düzenlemelerinin sınai mülkiyet hakkı sahibinin haklarını korumaya yönelik olmakla birlikte kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliği taşımadığı belirtilmiştir. (Yargıtay 11. H.D'nin 2011/10681E- 2012/7541K, 2009/11468E-2011/5547K). Somut uyuşmazlıkta davacı sadece davalının markasının hükümsüzlüğünü istememiş marka, patent ve tasarım haklarına dayanarak sınai mülkiyet haklarına tecavüz nedeniyle maddi tazminat isteminde de bulunmuş olmakla 6769 sayılı Kanunun 156/3. maddesi uyarınca davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesi yetkilidir.” şeklinde tespit edilmiştir.

Dolayısıyla 6769 sayılı yasanın 156’ncı maddesinde düzenlenen yetkiye ilişkin hükümlerin hiç biri kesin yetki durumu oluşturmamaktadır.

IV. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2018/2450
KARAR NO : 2018/1581
TARİH : 28.12.2018

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 10.05.2018 gün ve 2017/177 Esas 2018/73 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için raportör üye Sonay Demiralp Yavaş tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVA: Davacı vekili, müvekkili Tong Shen Enterprise Co. Ltd'in marka, patent ve tasarım tesciline sahip olduğu "Evobond 502 Super Glue" ürününü 08.10.1997 tarihinden bu yana tescilli olarak kullandığını, diğer müvekkilinin lisans sözleşmesiyle Türkiye'de satışa tek yetkili olduğunu, davalı adına tescilli 2015/70176 sayılı "504 Super Glue Baybond" markasının müvekkili Tong Shen Enterprise Co. Ltd. adına tescilli "Evobond 502 Super Glue" markasıyla iltibas oluşturduğunu, davalının bu markayla yaptığı üretimin ve satışın müvekkilinin sınai mülkiyet haklarına tecavüz oluşturduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, davalı markasının hükümsüzlüğüne, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili, HMK'nın 6. maddesine göre yetkili mahkemenin davalının ikametgah mahkemesi olduğunu, yine 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 156/5. maddesinde üçüncü kişiler tarafından marka başvurusu veya marka sahibi aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkemenin davalının ikametgah mahkemesi olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin adresine göre Adana mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş, davanın esasına ilişkin olarak da davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 156. maddesi uyarınca 3. kişilerin marka sahibine karşı açacağı hükümsüzlük davasında yetkili mahkemenin marka sahibinin yerleşim yeri mahkemesi olduğu, davacının marka hakkı sahibi olmasının onu üçüncü kişi sıfatından çıkarmayacağı, tecavüz iddiasının da hükümsüzlük davasına bağlı olduğu gerekçesiyle yetkinin dava şartı olup Adana Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğundan dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmiştir.

Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili, 556 sayılı KHK'nın 63/1. maddesi ve 6769 sayılı KHK'nın 156/3. maddesi uyarınca yetkili mahkemenin, davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesi olduğunu, "Everbond 502 Super Glue" ibareli yapıştırıcının marka, patent ve tasarım tescillerine sahip müvekkili olan yabancı şirket ile lisans sahibi diğer müvekkili şirketin hükümsüzlük ve tecavüz davası açma yetkisi bulunduğunu, SMK'nın tescil sahibinin korunması anlayışı içerdiğini, müvekkillerinin davayı üçüncü kişi değil, sınai mülkiyet hakkı sahibi olarak açtığını, lisans sahibi müvekkilinin ikamet adresine göre mahkemenin yetkili olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE: Dava, iltibas ve kötü niyet nedenlerine dayalı olarak markanın hükümsüzlüğü ve sınai mülkiyet hakkına tecavüz nedeniyle tazminat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle dava dilekçesinin yetki yönünden usulden reddine karar verilmiştir.

Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 156/3. maddesinde sınai mülkiyet hakkı sahibi tarafından, üçüncü kişiler aleyhine açılacak hukuk davalarında, davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesinin, aynı kanunun 156/5. maddesinde de üçüncü kişiler tarafından sınai mülkiyet hakkı sahibi aleyhine açılacak davalarda, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili mahkeme olacağı düzenlenmiştir. Mülga KHK'larda aynı yönde yetki düzenlemeleri bulunup Yargıtay içtihatlarında anılan yetki düzenlemelerinin sınai mülkiyet hakkı sahibinin haklarını korumaya yönelik olmakla birlikte kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliği taşımadığı belirtilmiştir. (Yargıtay 11. H.D'nin 2011/10681E- 2012/7541K, 2009/11468E-2011/5547K). Somut uyuşmazlıkta davacı sadece davalının markasının hükümsüzlüğünü istememiş marka, patent ve tasarım haklarına dayanarak sınai mülkiyet haklarına tecavüz nedeniyle maddi tazminat isteminde de bulunmuş olmakla 6769 sayılı Kanunun 156/3. maddesi uyarınca davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesi yetkilidir. Lisans sahibi davacı Bilgesan Teknik Hırd....Ltd. Şti'nin adresi İzmir olmakla davaya bakmakla İzmir Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi yetkilidir. Tecavüzden kaynaklanan tazminat davası ile hükümsüzlük davasının birlikte görülmesinde de bir sakınca bulunmamaktadır. Mahkemece ilk itiraz olan yetki düzenlemesinin dava şartı olarak belirtilmesi doğru olmadığı gibi, hükümsüzlük davasına öncelik verilerek ve davacı taraf da üçüncü kişi olarak kabul edilerek yetkili mahkemenin 6769 sayılı Kanunu 156/5. maddesine göre belirlenmek suretiyle Adana Asliye Hukuk Mahkemesi (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi Sıfatıyla) yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmesi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 11. HD’nin 2013/11573E- 2014/710K, 2012/18391E- 2013/17416K, 2006/4570E- 2007/7347K)

Bu durumda, ilk derece mahkemesi yetkili olmasına rağmen yetkisizlik kararı verilmiş olması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,

2-İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 10.05.2018 tarih 2017/177 Esas 2018/73 Karar sayılı kararının HMK'nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

3-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,

Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 28.12.2018

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder