27 Aralık, 2018

DAVACININ SATIN ALDIĞI ARACIN TRAFİK ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ KAYITLARINI SİGORTA KAYITLARINI TRAMER KAYITLARINI İNCELEME YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜNOLMADIĞINA İLİŞKİN YARGITAY KARARI VE ELEŞTİRİSİ


DAVACININ SATIN ALDIĞI ARACIN TRAFİK ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ KAYITLARINI GORTA KAYITLARINI TRAMER KAYITLARINI İNCELEME YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN OLMADIĞINA İLİŞKİN YARGITAY KARARI VE ELEŞTİRİSİ

I. GİRİŞ:

Ülkemizde yapılan otomobil satışları nedeniyle açılan davaların önemli bir bölümünü satılan otomobillerin satış öncesinde hasarlı ya da pert olması nedeniyle ayıba karşı sorumluluk nedenine dayalı tazminat davaları oluşturmaktadır. Bu makalemizde bu tür olaylarda satış öncesinde davacının satışa konu otomobilin durumunu davacının araştırma yükümlülüğü kapsamında davacının, satın aldığı aracın trafik şube müdürlüğü kayıtlarını, sigorta kayıtlarını, Tramer kayıtlarını inceleme ve Tramer’e sms atarak bilgi edinme yükümlülüğünün olmadığına ilişkin yargıtay kararı ve eleştirisini yapacağız.

II. TRAFİK ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ KAYITLARI, SİGORTA KAYITLARI, TRAMER KAYITLARI NEDİR:

Tramer, Trafik Sigortaları Bilgi Merkezi kurumunun kısaltmasıdır. Bu sistem tüm sigorta bilgilerinin toplandığı bilgi deposudur. Tramer’den sorgulama yaparak herhangi bir araca ait sigorta işlemlerini görebileceğiniz gibi aracın ağır bir hasarı olup olmadığını ya da kaza bilgilerini takip edebilirsiniz. Yasal düzenlemeye bağlı resmi bir sicil değildir. Ancak özellikle ikinci el otomobil satışlarında alıcılar için önemli bir araştırma merkezi durumundadır.

Ülkemizdeki bütün trafik tescil işlemleri Trafik Şube Müdürlükleri tarafından yapılmaktadır. Otomobillerin trafik sicilleri bu kayıtlarda tutulmakta olup kime ait oldukları ve kime, ne zaman satıldıkları bu kayıtlara göre belirlenmektedir.

Otomobillerin sigorta kayıtları otomobilin sigortasını yapan ilgili sigorta şirketi tarafından tutulur. Otomobilin hangi tarihler arasında sigortalandığı, sigorta bedeli ve sigorta kapsamı bu kayıtlarla belirlenir. Otomobilin geçirdiği kaza nedeniyle sigortasının ne kadar ödeme yaptığı ve sigortasının devam edip etmediği yine bu kayıtlara göre belirlenir.

III. YARGITAY KARARININ ELEŞTİRİSİ:

Tam metnini aşağıya aldığımız Yargıtay 13. Hukuk Dairesi kararında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 223’üncü maddesindeki “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” hükmünü son derece dar yorumlamaktadır.

Yargıtay otomobilin satın alma tarihinde yetkili servis sorgulamasının davacı tarafından yapılabilecek olmasının, davacının ayıbı bildiği şeklinde yorumlanamayacağını aracın piyasa değerinden düşük satın alınmasının da davacının ayıbı bildiğine karine teşkil etmeyeceğini; Davacının, satın aldığı araçla ilgili olarak Trafik Şube Müdürlüğünce tutulan kayıtları, aracın sigorta kayıtlarını, Tramer kayıtlarını inceleme ve Tramer’e SMS atarak bilgi edinme yükümlülüğünün de olmadığını tespit etmiştir.

Aracın davacı tarafından piyasa değerinden düşük satın alınmasının davacının ayıbı bildiğine karine teşkil etmeyeceği konusundaki tespite bir itirazımız bulunmamaktadır. Ancak otomobilin satın alma tarihinde yetkili servis sorgulamasının davacı tarafından yapılabilecek olmasının, davacının ayıbı bildiği şeklinde yorumlanamayacağını ve davacının, satın aldığı araçla ilgili olarak Trafik Şube Müdürlüğünce tutulan kayıtları, aracın sigorta kayıtlarını, Tramer kayıtlarını inceleme ve Tramer’e SMS atarak bilgi edinme yükümlülüğünün de olmadığı tespitine katılmıyoruz.

6098 sayılı TBK m. 223’e göre; “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.” Bu maddede yer alan “satılanın durumunu gözden geçirmek” yükümlülüğü sadece satılanın fiili durumunu kapsayan bir yükümlülüğü değil aynı zamanda satılanın satış önceki durumunu da kapsayan hukuki araştırma yükümlülüğünü de kapsamaktadır. Eğer davacının satılanın önceki durumunu kolay bir araştırma yaparak öğrenme olanağı varsa ve bu olanağını kullanması durumunda edineceği bilgiler sayesinde satılanı almaktan vazgeçecek ya da bu durumu fiyat pazarlığına yansıtacaksa o zaman satılanın önceki durumunu öğrenebileceği bilgi kaynaklarına erişebileceği halde hiçbir engel olmaksızın erişmekten vazgeçmesi ve satış işlemini tamamlaması yasanın kendisine yüklediği “satılanın durumunu gözden geçirmek” yükümlülüğünü yerine getirmediği anlamına gelir.

Otomobil satışlarında trafik şube müdürlüğü kayıtları, sigorta kayıtları ve Tramer kayıtları satışı yapılan otomobillerin satış öncesi hukuki ve fiili durumunu kolay bir araştırma yaparak öğrenme olanağı sağlayan bilgi kaynağı durumundadır. Bu kayıtlardan trafik şube müdürlüğü kayıtları resmi kayıt niteliğinde olup herkese açıktır. Tramer kayıtları ise resmi kayıt değildir ancak herkese açık olup bir telefon mesajı mesafesindedir.

Davacı eğer bu kayıtlardaki bilgilere sahip olması durumunda satılanın ayıplı olduğunun farkına varacak ve satılanın ayıplı olması nedeniyle de satın almaktan vazgeçecek ise bu kayıtların davacının “satılanın durumunu gözden geçirmek” yükümlülüğü kapsamında araştırma yapması gereken kayıtlar olduklarının kabulü gerekir. Çünkü davacı davasını satılanın ayıplı olması nedeniyle açmakta ve satılanın iadesi ile sözleşmeden dönülmesine karar verilmesini talep etmekte ya da bedel indirimi istemektedir. Bu durumda davacının bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi hiç yaşanmayacak bir hukuki sorunun doğmasına kendi eliyle sebebiyet vermiştir ki bu durumun hukuki sorumluluğu sadece satıcı da değil aynı zamanda alıcı olarak kendisindedir. Dolayısıyla sonuçlarına da alıcı olan davacının katlanması gerekir. Bu gerekçelerle Yargıtay’ın kararı hatalıdır.

IV. YARGITAY KARARI:

T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2014/37427
KARAR NO : 2015/28490
TARİH : 05/10/2015

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalıdan dava konusu aracı 38.000,00 TL bedelle satın aldığını, aracı satın almasından sonra kasko sigortası yaptırmak istediğinde aracın pert olduğunu öğrendiğini, aracın ayıplı olarak yüksek bedelle satılması nedeniyle uğradığı zarara karşılık 11.000,00 TL'nin ihtar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı; aracın tüm özelliklerinin satıştan önce davacıya bildirildiğini, davacının aracı inceleyerek ve ekspere götürerek hasarı bilerek aldığını savunmuş; davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 219 ve devamı maddelerinde düzenlenen, ayıptan sorumluluk hükümlerinden kaynaklanmakta olup, dava konusu aracın pert olduğu konusunda uyuşmazlık yoktur. Dosya kapsamına göre dava konusu aracın pert olduğu davacıdan gizlenmiştir.

Türk Borçlar Kanununun 223. maddesi hükmüne göre; alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.

Davacı, 08.02.2012 tarihinde noterden devraldığı aracı gizli ayıbı öğrenir öğrenmez 20.02.2012 tarihli ihtarname ile davalıya bildirmiş ve sonrasında bunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Mahkemece her ne kadar aracın piyasa değerinden düşük satın alınması ve satın alma tarihinde yetkili servis sorgulamasının davacı tarafından yapılabileceği belirtilerek, davacının ayıbı bildiğine kanaat getirilmiş ise de aracın piyasa değerinden düşük satın alınması davacının ayıbı bildiğine karine teşkil etmez. Davacının, satın aldığı araçla ilgili olarak Trafik Şube Müdürlüğünce tutulan kayıtları, aracın sigorta kayıtlarını, Tramer kayıtlarını inceleme ve Tramer’e SMS atarak bilgi edinme yükümlülüğü de yoktur.

Davalı taraf, satış öncesinde davacıyı aracın pert olduğu konusunda bilgilendirdiğini veya davacının bu hususu bildiğini ispatlayamamıştır. Satışa konu araç hukuki ayıplıdır. Ayıp davacıdan gizlenmiştir. Ayıbın gizlenmediğinin ispat yükü davalıda olup davalı üzerine düşen ispat yükünü yerine getirememiştir. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur. Davalı satıcının ayıptan sorumluluk borcu bulunmaktadır. Davacının olayda kusurundan söz edilemez.

Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda ayıptan sorumluluk hükümleri gereğince davacı uğradığı zararları akidi olan davalıdan isteyebilir. Davacı BK 219 ve sonraki ayıptan sorumluluk hükümlerine göre davalıdan ayıp oranında bedel indirimi istemekte haklıdır.

Mahkemece, açıklanan hususlar göz önünde tutularak davacının ayıp oranında bedel indirimi talebinin değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 05/10/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder