DAVACININ SATIN ALDIĞI ARACIN TRAFİK ŞUBE
MÜDÜRLÜĞÜ KAYITLARINI SİGORTA
KAYITLARINI TRAMER KAYITLARINI İNCELEME YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN
OLMADIĞINA İLİŞKİN YARGITAY KARARI VE ELEŞTİRİSİ
I.
GİRİŞ:
Ülkemizde
yapılan otomobil satışları nedeniyle açılan davaların önemli
bir bölümünü satılan otomobillerin satış öncesinde hasarlı
ya da pert olması nedeniyle ayıba karşı sorumluluk nedenine
dayalı tazminat davaları oluşturmaktadır. Bu makalemizde bu tür
olaylarda satış öncesinde davacının satışa konu otomobilin
durumunu davacının araştırma yükümlülüğü kapsamında
davacının,
satın aldığı aracın trafik şube müdürlüğü kayıtlarını,
sigorta kayıtlarını, Tramer kayıtlarını inceleme ve Tramer’e
sms atarak bilgi edinme yükümlülüğünün olmadığına ilişkin
yargıtay kararı ve eleştirisini
yapacağız.
II.
TRAFİK
ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ KAYITLARI, SİGORTA KAYITLARI, TRAMER
KAYITLARI NEDİR:
Tramer,
Trafik Sigortaları Bilgi Merkezi kurumunun kısaltmasıdır. Bu
sistem tüm sigorta bilgilerinin toplandığı bilgi deposudur.
Tramer’den sorgulama yaparak herhangi bir araca ait sigorta
işlemlerini görebileceğiniz gibi aracın ağır bir hasarı olup
olmadığını ya da kaza bilgilerini takip edebilirsiniz. Yasal
düzenlemeye bağlı resmi bir sicil değildir. Ancak özellikle
ikinci el otomobil satışlarında alıcılar için önemli bir
araştırma merkezi durumundadır.
Ülkemizdeki
bütün trafik tescil işlemleri Trafik Şube Müdürlükleri
tarafından yapılmaktadır. Otomobillerin trafik sicilleri bu
kayıtlarda tutulmakta olup kime ait oldukları ve kime, ne zaman
satıldıkları bu kayıtlara göre belirlenmektedir.
Otomobillerin
sigorta kayıtları otomobilin sigortasını yapan ilgili sigorta
şirketi tarafından tutulur. Otomobilin hangi tarihler arasında
sigortalandığı, sigorta bedeli ve sigorta kapsamı bu kayıtlarla
belirlenir. Otomobilin geçirdiği kaza nedeniyle sigortasının ne
kadar ödeme yaptığı ve sigortasının devam edip etmediği yine
bu kayıtlara göre belirlenir.
III.
YARGITAY KARARININ
ELEŞTİRİSİ:
Tam
metnini aşağıya aldığımız Yargıtay 13. Hukuk Dairesi
kararında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun
223’üncü maddesindeki “Alıcı, devraldığı
satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur
bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu
gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona
bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde
bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak,
satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak
bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir
ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya
bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul
edilmiş sayılır.” hükmünü son derece dar
yorumlamaktadır.
Yargıtay
otomobilin
satın alma tarihinde yetkili servis sorgulamasının davacı
tarafından yapılabilecek
olmasının,
davacının ayıbı bildiği şeklinde
yorumlanamayacağını
aracın piyasa değerinden düşük satın alınmasının
da
davacının ayıbı bildiğine karine teşkil etmeyeceğini;
Davacının, satın aldığı araçla ilgili
olarak Trafik Şube Müdürlüğünce tutulan kayıtları, aracın
sigorta kayıtlarını, Tramer kayıtlarını inceleme ve Tramer’e
SMS atarak bilgi edinme yükümlülüğünün
de olmadığını tespit etmiştir.
Aracın
davacı
tarafından
piyasa değerinden düşük satın alınmasının
davacının
ayıbı bildiğine karine teşkil etmeyeceği
konusundaki
tespite bir itirazımız bulunmamaktadır. Ancak otomobilin
satın alma tarihinde yetkili servis sorgulamasının davacı
tarafından yapılabilecek
olmasının,
davacının ayıbı bildiği şeklinde
yorumlanamayacağını ve
davacının,
satın aldığı araçla ilgili olarak Trafik Şube Müdürlüğünce
tutulan kayıtları, aracın sigorta kayıtlarını, Tramer
kayıtlarını inceleme ve Tramer’e SMS atarak bilgi edinme
yükümlülüğünün
de olmadığı
tespitine
katılmıyoruz.
6098
sayılı TBK m. 223’e göre; “Alıcı,
devraldığı satılanın durumunu işlerin
olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve
satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse,
bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.” Bu
maddede yer alan “satılanın durumunu gözden
geçirmek”
yükümlülüğü sadece satılanın
fiili
durumunu kapsayan bir yükümlülüğü değil aynı zamanda
satılanın satış önceki durumunu da kapsayan hukuki araştırma
yükümlülüğünü de kapsamaktadır. Eğer davacının satılanın
önceki durumunu kolay bir araştırma yaparak öğrenme olanağı
varsa ve bu olanağını kullanması durumunda edineceği bilgiler
sayesinde satılanı almaktan vazgeçecek ya da bu durumu fiyat
pazarlığına yansıtacaksa o zaman satılanın önceki durumunu
öğrenebileceği bilgi kaynaklarına erişebileceği halde hiçbir
engel olmaksızın erişmekten vazgeçmesi ve satış işlemini
tamamlaması yasanın kendisine yüklediği “satılanın
durumunu gözden geçirmek”
yükümlülüğünü yerine
getirmediği anlamına gelir.
Otomobil
satışlarında trafik
şube müdürlüğü kayıtları, sigorta kayıtları ve
Tramer
kayıtları satışı
yapılan otomobillerin satış öncesi
hukuki
ve
fiili durumunu
kolay bir araştırma yaparak öğrenme olanağı sağlayan
bilgi kaynağı durumundadır. Bu kayıtlardan trafik
şube müdürlüğü kayıtları resmi
kayıt niteliğinde olup herkese açıktır. Tramer
kayıtları ise
resmi kayıt değildir ancak herkese açık olup bir telefon mesajı
mesafesindedir.
Davacı
eğer bu kayıtlardaki bilgilere sahip olması durumunda satılanın
ayıplı olduğunun farkına varacak ve satılanın ayıplı olması
nedeniyle de satın almaktan vazgeçecek ise bu kayıtların
davacının “satılanın durumunu gözden
geçirmek”
yükümlülüğü kapsamında
araştırma yapması gereken kayıtlar olduklarının kabulü
gerekir. Çünkü davacı davasını satılanın ayıplı olması
nedeniyle açmakta ve satılanın iadesi ile sözleşmeden
dönülmesine karar verilmesini talep etmekte ya da bedel indirimi
istemektedir. Bu
durumda davacının bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi hiç
yaşanmayacak bir hukuki sorunun doğmasına kendi eliyle sebebiyet
vermiştir ki bu durumun hukuki sorumluluğu sadece satıcı da değil
aynı zamanda alıcı olarak kendisindedir. Dolayısıyla sonuçlarına
da alıcı olan davacının katlanması gerekir. Bu gerekçelerle
Yargıtay’ın kararı hatalıdır.
IV.
YARGITAY KARARI:
T.C.
YARGITAY13. Hukuk Dairesi
ESAS
NO : 2014/37427
KARAR
NO : 2015/28490 TARİH : 05/10/2015
Taraflar
arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda
yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen
hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine
dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı,
davalıdan dava konusu aracı 38.000,00 TL bedelle satın aldığını,
aracı satın almasından sonra kasko sigortası yaptırmak
istediğinde aracın pert olduğunu öğrendiğini, aracın ayıplı
olarak yüksek bedelle satılması nedeniyle uğradığı zarara
karşılık 11.000,00 TL'nin ihtar tarihinden itibaren işleyecek
yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep
etmiştir.
Davalı;
aracın tüm özelliklerinin satıştan önce davacıya
bildirildiğini, davacının aracı inceleyerek ve ekspere götürerek
hasarı bilerek aldığını savunmuş; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece
davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz
edilmiştir.
Taraflar
arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun
219 ve devamı maddelerinde düzenlenen, ayıptan sorumluluk
hükümlerinden kaynaklanmakta olup, dava konusu aracın pert olduğu
konusunda uyuşmazlık yoktur. Dosya kapsamına göre dava konusu
aracın pert olduğu davacıdan gizlenmiştir.
Türk
Borçlar Kanununun 223. maddesi hükmüne göre; alıcı, devraldığı
satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur
bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu
gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona
bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde
bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak,
satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak
bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir
ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya
bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul
edilmiş sayılır.
Davacı,
08.02.2012 tarihinde noterden devraldığı aracı gizli ayıbı
öğrenir öğrenmez 20.02.2012 tarihli ihtarname ile davalıya
bildirmiş ve sonrasında bunu ileri sürerek eldeki davayı
açmıştır. Mahkemece her ne kadar aracın piyasa değerinden düşük
satın alınması ve satın alma tarihinde yetkili servis
sorgulamasının davacı tarafından yapılabileceği belirtilerek,
davacının ayıbı bildiğine kanaat getirilmiş ise de aracın
piyasa değerinden düşük satın alınması davacının ayıbı
bildiğine karine teşkil etmez. Davacının, satın aldığı
araçla ilgili olarak Trafik Şube Müdürlüğünce tutulan
kayıtları, aracın sigorta kayıtlarını, Tramer kayıtlarını
inceleme ve Tramer’e SMS atarak bilgi edinme yükümlülüğü de
yoktur.
Davalı
taraf, satış öncesinde davacıyı aracın pert olduğu konusunda
bilgilendirdiğini veya davacının bu hususu bildiğini
ispatlayamamıştır. Satışa konu araç hukuki ayıplıdır. Ayıp
davacıdan gizlenmiştir. Ayıbın gizlenmediğinin ispat yükü
davalıda olup davalı üzerine düşen ispat yükünü yerine
getirememiştir. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile
onlardan sorumludur. Davalı satıcının ayıptan sorumluluk borcu
bulunmaktadır. Davacının olayda kusurundan söz edilemez.
Yukarıda
açıklanan ilkeler doğrultusunda ayıptan sorumluluk hükümleri
gereğince davacı uğradığı zararları akidi olan davalıdan
isteyebilir. Davacı BK 219 ve sonraki ayıptan sorumluluk
hükümlerine göre davalıdan ayıp oranında bedel indirimi
istemekte haklıdır.
Mahkemece,
açıklanan hususlar göz önünde tutularak davacının ayıp
oranında bedel indirimi talebinin değerlendirilerek sonucuna uygun
bir karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde
hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davacı
yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine,
HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı
olmak üzere 05/10/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder