KİŞİSEL NÜFUS DAVALARI VE DİKKAT EDİLECEK GENEL KONULAR
I.
GİRİŞ:
Ülkemizin Osmanlı dönemine dayanan bir nüfus sistemi olmasına ve
Cumhuriyet’in ilanından sonra da nüfus konusu üzerinde
titizlikle durulmasına karşın en çok karşılaştığımız dava
türlerinden biri de nüfus davalarıdır. Nüfus davaları kendi
içinde kişisel nüfus davaları ve kamusal nüfus davaları olarak
ikiye ayrılmakta olup bu makalemizde kişisel nüfus davalarını
inceleyeceğiz.
II.
KİŞİSEL NÜFUS DAVASI NEDİR:
Kişisel nüfus davası kişinin nüfustaki bir kaydının, ad,
soyad, anne ve baba adı gibi kişisel kayıtlarının kendi isteği
tarafından değiştirilmek üzere açtığı davalardır.
Dolayısıyla bu davaların takibinde kamusal bir zorunluluk
bulunmamaktadır.
III.
DAVACI VE DAVALI:
Kişisel nüfus davalarında davacı kişinin kendisidir. Bu davaları
kişinin velisi ya da yasal temsilcisi de açabilir. Davalı ise
nüfus idaresidir. Bunun dışında nüfus davasının başka
ilgilileri de varsa onlar da davalı olacaktır. Bu ilgililer menfaat
çatışmasına göre belirlenirler. Örneğin, anne adının
değiştirilmesi ve kişinin başka bir kadının çocuğu olarak
nüfusa kaydının yapılmak istenmesi durumunda nüfusuna
kaydedilmek istenen kişi ile ve onun diğer çocuklarıyla menfaat
çatışması içinde olacağından her birinin davalı olarak
gösterilmesi gerekir. Bunların dışında daha önceleri Cumhuriyet
Savcıları da duruşmada hazır bulunmaktaydılar. Ancak bu uygulama
kaldırılmıştır.
IV.
GÖREVLİ MAHKEME:
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36’ıncı maddesine göre
nüfus kaydının iptali ya da düzeltilmesi davalarında görevli
mahkeme asliye hukuk mahkemeleridir. Aile hukuku ile ilgili davalarsa
aile mahkemelerinde görülür.
V.
YETKİLİ MAHKEME:
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36’ıncı maddesine göre
nüfus kaydının iptali ya da düzeltilmesi davalarında yetkili
mahkeme kaydın iptalini ya da düzeltilmesini isteyen kişinin
yerleşim yeri adresinin bulunduğu yer mahkemesidir. Ancak bu yetki
kanunda “kesin yetki” olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenle
yetkisiz mahkemede dava açılması durumunda yetkisizlik itirazında
bulunulmadığında mahkemenin kendiliğinden yetkisizlik kararı
verebilmesi mümkün değildir.
VI. HARÇ:
Kişisel nüfus davalarında davacı maktu harca tabidir. Ancak
davalı nüfus idaresi harçtan muaftır. Bu nedenle dava sonunda
dava davacının talebine uygun şekilde karara bağlansa bile davalı
nüfus idaresi aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmez.
VII.
YARGILAMA YÖNTEMİ:
Kişisel nüfus davaları basit yargılama usulüne bağlıdır.
Dolayısıyla karşı cevap ve ikinci cevap dilekçesi hakkı
bulunmamaktadır. Yine dosyanın HMK m. 150’ye göre işlemden
kaldırılmasından sonra yenilenmesi durumunda tekrar işlemden
kaldırılması durumunda dava açılmamış sayılır.
VIII.
KİŞİSEL NÜFUS DAVALARININ AÇILMA NEDENLERİ:
Kişisel nüfus davaları çok değişik nedenlerden ötürü
açılabilmektedir. Bunların başında; adın ve soyadın yanlış
yazılmış olması, adın ya da soyadı gülünç ve alay konusu
olması, ad ve soyadın başka kelimelerle karıştırılmaya uygun
olması, (Fırtana – Fırtına gibi) baba adının yanlış
yazılması, doğum tarihinin yanlış yazılması, aynı kişi
hakkında birden çok nüfus kaydının bulunması, kişi bekar
olduğu halde evli olarak yazılması, gerçekte sağ olan kişinin
nüfus kaydının ölü olarak yazılmış olması, kişinin
cinsiyetinin yanlış yazılması gelmektedir.
IX.
KİŞİSEL NÜFUS DAVALARI İLE KAMUSAL NÜFUS DAVALARI ARASINDAKİ
FARKLAR:
Yargılama 6100 sayılı HMK hükümlerine göre yapılacaktır.
Kişisel nüfus davalarının kamusal nüfus davalarından ön önemli
usul hukuku farkı kişinin çağrıldığı ilk duruşmaya gelmeyip
davasını takip etmemesi durumunda HMK m. 150’ye göre dosyanın
işlemden kaldırılacak olmasıdır. Müracaata bırakma olarak
bilinen bu durumun gerçekleşmesi durumunda davacı bir ay içinde
harç ödemeden, üç ay içinde de harç ödeyerek davasını
yeniden işleme koydurabilir. Üç ay içinde davasını yenilemediği
takdirde davası açılmamış sayılır. Bu nedenle kişisel nüfus
davası açacak olanlar davalarını kendileri takip edemeyeceklerse
eğer mutlaka bir avukata vekâlet vermelerinde yarar vardır.
İkinci önemli fark ise yargılama giderleri konusundadır. Kamusal
nüfus davalarında yargılama aşamasındaki giderler Cumhuriyet
Başsavcılığı ödeneğinden karşılanır ancak kişisel nüfus
davlarında ki bütün masraflar davacı tarafından karşılanır.
Davacının adli yardım ve adli müzaheret isteme hakkı
bulunmaktadır.
X.
DELİL TOPLAMA SERBESTİSİ:
Kişisel nüfus davalarında delil toplama serbestisi geçerlidir.
Asliye hukuk hakimi konu ile ilgili gerek gördüğü delilleri
kendisi kendiliğinden araştırabilir. Bu davalarda tanık deliline
başvurulabilir. Tanık listesi verildikten sonra ikinci bir tanık
listesi de verilebilir. İkinci tanık listesi verilmesine izin
verilmesi nüfus kaydının tutulmasının kamu düzeni gereği
olması nedeniyle mutlaka doğru şekilde düzeltilmesinin sağlanması
içindir.
XI.
YARGI YOLU:
Kişisel nüfus davalarında verilen kararlar yargı yolu olarak
istinaf mahkemelerinin denetimine bağlıdır. Buna göre verilen
kararlara karşı iki hafta içinde mahkemenin bağlı bulunduğu
istinaf mahkemesine itiraz başvurusunda bulunulabilinir.
XII.
İLAN:
Bütün nüfus davalarında verilen kararın hüküm fıkrası ilan
edilir. Özellikle ad ve soyad değişikliği davalarında bu konu
önemlidir. İlan verilen kararların üçüncü kişiler nezdinde
geçerli olmasını sağlayacaktır. İlan masrafı da davacıdan
alınır.
XIII.
MAHKEME KARARININ YERİNE GETİRİLMESİ:
Bütün nüfus davaları kesinleşmeden itibaren 10 gün içinde
kararı veren mahkeme yazı işleri müdürü tarafından o yer nüfus
müdürlüğüne gönderilir. Nüfus müdürlüğü karara konu
değişikliği kendisi nüfus kayıtlarına işler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder