19 Ağustos, 2020

TURİZMİ TEŞVİK KANUNU KAPSAMINDA BULUNAN İŞLETMELERİN UCUZ SU KULLANIM HAKKINA İLİŞKİN DAVALAR

 TURİZMİ TEŞVİK KANUNU KAPSAMINDA BULUNAN İŞLETMELERİN UCUZ SU KULLANIM HAKKINA İLİŞKİN DAVALAR

I. GİRİŞ: 

Ülkemizde 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu ile "Turizm Belgeli" işletmelere bazı ayrıcalıklar ve kolaylıklar sağlanmıştır. Bu ayrıcalık ve kolaylıkların bir kısmı bu belgeye sahip işletmelerin bulunduğu belediyeler tarafından sağlanmak zorundadır. Ancak bazı belediyeler 2634 sayılı kanunun sağladığı bu ayrıcalık ve kolaylıkları başka bazı kanunları gerekçe göstererek yerine getirmemektedir. Bu makalemizde 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında "Turizm Belgeli" işletmelere sağlanan ucuz su kullanım ayrıcalığının 4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun hükümlerine göre belediyeler tarafından engellenmesinin hukuki incelemesini yapacağız. 

II. 2634 SAYILI TURİZMİ TEŞVİK KANUNUNUN SAĞLADIĞI AYRICALIK: 

2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu m. 16'ya göre; "Turizm belgeli yatırım ve işletmeler elektrik, gaz ve su ücretlerini o bölgedeki sanayi ve meskenlere uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden öderler." Yasanın bu hükmünden faydalanabilmek için işletmenin "Turizm Belgeli" olması ön koşuldur. Yasanın getirdiği ayrıcalık ise bu belgeye sahip işletmelerin elektrik, gaz ve su ücretlerini o bölgedeki sanayi ve meskenlere uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden ödeyecek olmalarıdır. Bu ayrıcalık işletmenin harcamalarının azalmasını sağlayacağından işletmenin bulunduğu yerdeki turizm faaliyetinin maliyetler nedeniyle sekteye uğramasını engellemeyi amaçlamaktadır. 

III. BELEDİYELERİN 2634 SAYILI TURİZMİ TEŞVİK KANUNUNU UYGULAMAMA NEDENİ: 

Bazı belediyeler 4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun m. 1/I hükmünü gerekçe göstererek 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununu uygulamamakta ve bu işletmelere daha yüksek tarifeden su faturası düzenlemektedirler. Bu kanun; "Genel bütçeye dahil daireler ile katma bütçeli idareler, bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan fonlar, kefalet sandıkları, sosyal güvenlik kuruluşları, genel ve katma bütçelerin transfer tertiplerinden yardım alan kuruluşlar, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları ile müesseseleri, il özel idareleri ve belediyeler ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmeler, özel bütçeli kuruluşlar, (...) özelleştirme işlemleri tamamlanıncaya kadar, 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanuna tâbi kuruluşlar ve özel hukuk hükümlerine tâbi, kamunun çoğunluk hissesine sahip olduğu kuruluşlar, kamu banka ve kuruluşları ile bunlara bağlı iş yerleri ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca üretilen mal ve hizmet bedellerinde işletmecilik gereği yapılması gereken ticarî indirimler hariç herhangi bir kişi veya kuruma ücretsiz veya indirimli tarife uygulanmaz." hükmünü düzenlemektedir.

IV. 2634 ve 4736 SAYILI KANUNLARIN KARŞILAŞTIRILMASI VE HUKUKİ NİTELİĞİ: 

2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu 4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanundan önce çıkartılmış olup hem "önceki kanun" hem de turizm belgeli yatırım ve işletmeler hakkında düzenlemeler içermesi nedeniyle "özel kanun" niteliğindedir. 

4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ise "sonraki kanun" olma özelliğine sahip olmasına karşın turizm belgeli yatırım ve işletmeler hakkında düzenleme içermemektedir. Bu kanunda ücretsiz ya da indirimli tarife uygulanmayacak olanlar "24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanuna tâbi kuruluşlar ve özel hukuk hükümlerine tâbi, kamunun çoğunluk hissesine sahip olduğu kuruluşlar, kamu banka ve kuruluşları ile bunlara bağlı iş yerleri" olarak sayılmıştır. Bunların içinde turizm belgeli yatırım ve işletmeler olmadığı gibi başka özel kuruluşlarda bulunmamaktadır. Yasal düzenleme tamamen özelleştirme kapsamına alınan kuruluşlar için yapılmıştır. Dolayısıyla belediyelerin  4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun m. 1/I hükmüne dayanarak 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu m. 16 hükmünü uygulamaması açıkça taraflar arasındaki abonelik sözleşmesine ve hukuka aykırıdır. 

2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu m. 16'ya göre "Turizm Belgeli" işletmeler bulundukları yerde eğer bu kanun kapsamında elektrik, gaz ve su ücretlerini o bölgedeki sanayi ve meskenlere uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden ödemiyorlarsa hem su hizmetini veren belediyeye karşı hem de elektrik ve gaz hizmetini veren diğer kurumlara karşı dava açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. 

V. AÇILACAK DAVADA TALEP KONUSU: 

Davayı açacak işletme dava tarihine kadar kendisine uygulanan tarife ile 2634 sayılı yasa kapsamında kendisine uygulanması gereken tarife arasındaki farkı talep edecektir. Bu farkın hesaplanması dava açmadan önce işletme açısından mümkün değilse dava belirsiz alacak davası olarak açılabilecektir. 

VI. DAVA ZAMANAŞIMI SÜRESİ: 

2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununda bu kanundan doğacak uyuşmazlıklar için belirlenmiş bir zamanaşımı süresi bulunmamaktadır. Bu nedenle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu genel hükümlerine göre zamanaşımı süresi belirlenceektir. 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında "Turizm Belgeli" işletmeler ile belediye, elektrik ya da gaz hizmeti sunan kurum arasında  abonelik sözleşmesi bulunduğundan zamanaşımı süresi sözleşmesel zamanaşımı süresi olup 6098 sayılı TBK m. 146'daki on yıllık zamanaşımına bağlıdır. Buna göre işletme geriye dönük olarak on yıllık fazla ödenen su paralarının iadesini talep edebilecektir. 

18 Ağustos, 2020

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI BEDELİ, SIFIR BAKİYE DÜZELTME TUTARI, SÜRESİNDE ÖDENMEYEN ALACAKLAR PAYI, PİYASA İŞLETİM ÜCRETİ VE FARK FONU BEDELLERİNDEN KAYNAKLI ALACAK DAVALARI

 YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI BEDELİ, SIFIR BAKİYE DÜZELTME TUTARI, SÜRESİNDE ÖDENMEYEN ALACAKLAR PAYI, PİYASA İŞLETİM ÜCRETİ VE FARK FONU BEDELLERİNDEN KAYNAKLI ALACAK DAVALARI

I. GİRİŞ: 

Enerji piyasası mevzuatı oldukça kapsamlı ve bu mevzuat kapsamındaki işlemlerde oldukça karmaşık olup mevzuatta yer alan bazı alacak kalemlerinin kim tarafından nereye ödeneceği ve yapılan ödemelerin de tüketici konumunda olan müşteriye yansıtılıp yansıtılamayacağı yeni açılan davalarda tartışılmaya başlanmış bir konudur. Bu makalemizde enerji piyasası mevzuatında yer alan Yenilenebilir Enerji Kaynakları Bedeli, Sıfır Bakiye Düzeltme Tutarı, Süresinde Ödenmeyen Alacaklar Payı, Piyasa İşletim Ücreti ve Fark Fonu bedellerinin hukuki dayanağını ve kim tarafından ödenmesi gerektiğini, sözleşme ile de elektrik üreticileri tarafından müşterilerine yansıtılıp yansıtılamayacağını tartışacağız. 

II. ALACAK KALEMLERİNİN İNCELENMESİ: 

Makalemizin inceleme konularını Yenilenebilir Enerji Kaynakları Bedeli, Sıfır Bakiye Düzeltme Tutarı, Süresinde Ödenmeyen Alacaklar Payı, Piyasa İşletim Ücreti ve Fark Fonu bedelleri oluşturmaktadır. 

A) Piyasa Katılımcısı: 

Yönetmeliklerde geçen bu alacak kalemlerinden kimin sorumlu olduğunun tespit için öncelikle bu yönetmeliklerde geçen "Piyasa Katılımcısı" kavramının tanımının yapılması gerekmektedir. Elektrik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliğinde "Piyasa Katılımcısı; Bu yönetmelikte tanımlanan lisans sahibi tüzel kişiler için oluşturulan farklı kategorileri (...) ifade eder." tanımı yapılmıştır. Bu tanımda yer alan "lisans sahibi" kavramı elektrik üretimi ya da iletimi yapan şirketlerdir. Dolayısıyla elektriği tüketmek için satın alan şirketler bu kapsamda değildir. 

B) Yenilenebilir Enerji Kaynakları Bedeli:

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Belgelendirilmesi ve Desteklenmesine İlişkin Yönetmeliğin 14'üncü maddesindeki düzenlemesine göre Yenilenebilir Enerji Kaynakları Bedeli; "Her bir tedarikçiden Piyasa İşletmecisi tarafından aylık bazda tahsil edilecek ödeme yükümlülüğü tutarı (ÖYT), YEKDEM kapsamında hesaplanan ödeme yükümlülüğü oranı dikkate alınarak aşağıdaki formül uyarınca hesaplanır:" şeklinde tanımlanmış maddenin devamında da hesaplamanın nasıl yapılacağı açıklanarak formülü verilmiştir. Maddede geçen "tedarikçi" aynı yönetmeliğin "Tanımlar" başlıklı 3'üncü maddesinde "Tedarikçi: Elektrik enerjisi ve/veya kapasite sağlayan üretim şirketleri ile tedarik lisansına sahip şirketi," olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla madde metninden Yenilenebilir Enerji Kaynakları Bedeli tutarından "Piyasa İşletmecisi" sıfatı taşıyan EPİAŞ'a karşı "Tedarikçi" sıfatı taşıyan şirketlerin sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. 

C) Sıfır Bakiye Düzeltme Tutarı: 

Elektrik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliğinin 113'üncü maddesindeki düzenlemesine göre Sıfır Bakiye Düzeltme Tutarı; "Piyasa İşletmecisinin, toptan elektrik piyasası adına yaptığı işlemlerden kar veya zarar etmemesi esasına dayalı olarak, bir fatura dönemi içerisinde, gün öncesi piyasası kapsamında piyasa katılımcılarının gerçekleştirmiş oldukları enerji alış ve satışları ve süresinde ödenmeyen alacaklar hariç olmak üzere, dengeleme mekanizmasının uzlaştırılması ve dengeden sorumlu tarafların dengesizliklerinin uzlaştırılmasına ilişkin olarak, piyasa katılımcılarına tahakkuk ettirilecek alacaklar toplamı ile TEİAŞ’tan tahsil edilecek Sıfır Bakiye Düzeltme Tutarının, borçlar toplamına eşit olması esastır." şeklinde tanımlanmış maddenin devamında da hesaplamanın nasıl yapılacağı açıklanarak formülü verilmiştir. Madde metninden Sıfır Bakiye Düzeltme Tutarından "Piyasa İşletmecisi" sıfatı taşıyan EPİAŞ'a karşı "Piyasa Katılımcısı" sıfatı taşıyan elektrik üreticisi şirketlerin sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. 

Ç) Süresinde Ödenmeyen Alacaklar Payı:

Elektrik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliğinin 132/A maddesindeki düzenlemesine göre Süresinde Ödenmeyen Alacaklar Payı; "Uzlaştırma hesaplamaları sonucunda piyasa katılımcılarının her fatura dönemi için Piyasa İşletmecisine ödeyeceği ya da Piyasa İşletmecisi tarafından piyasa katılımcılarına ödenecek tutarları içeren ön uzlaştırma bildirimi, en geç fatura dönemini takip eden ayın onbirinci günü, nihai uzlaştırma bildirimi ise, fatura dönemini takip eden ayın onbeşinci günü, ayın onbeşinci gününün hafta sonu veya resmi tatile denk gelmesi durumunda hafta sonu veya resmi tatilin bitimini takip eden işgünü1 PYS aracılığı ile ilgili piyasa katılımcılarına duyurulur. Piyasa İşletmecisi tarafından piyasa katılımcılarına duyurulan ön uzlaştırma bildirimi aşağıda yer alan kalemleri içerir: (...) Süresinde ödenmeyen alacaklar payı," şeklinde yer almıştır. Madde metninden Süresinde Ödenmeyen Alacaklar Payının "Piyasa İşletmecisi" sıfatı taşıyan EPİAŞ'a karşı "Piyasa Katılımcısı" sıfatı taşıyan şirketlerin sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. 

D) Piyasa İşletim Ücreti:

Elektrik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliğinin 116'ncı maddesindeki düzenlemesine göre Piyasa İşletim Ücreti; "(1) Piyasa İşletmecisinin yürüttüğü hizmetlere ilişkin işletme giderlerinin ve yatırım harcamalarının amortismanının karşılanması amacıyla piyasa işletim ücreti, elektrik enerjisi alım ve satımına ilişkin tutarlardan ayrı olarak tahakkuk ettirilir. Her bir piyasa katılımcısına tahakkuk ettirilecek piyasa işletim ücreti, 24/1/2003 tarihli ve 25003 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektrik Piyasasında Gelir ve Tarife Düzenlemesi Kapsamında Düzenlemeye Tabi Unsurlar ve Raporlamaya İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ uyarınca belirlenen piyasa işletim geliri tavanının Piyasa İşletmecisi tarafından gerçekleştirilen organize toptan elektrik piyasası faaliyetleri dikkate alınarak piyasa katılımcılarına paylaştırılması suretiyle tahakkuk ettirilir." şeklinde tanımlanmış maddenin devamında da hesaplamanın nasıl yapılacağı açıklanarak formülü verilmiştir. Madde metninden davacının talep ettiği Piyasa İşletim Ücretinden "Piyasa İşletmecisi" sıfatı taşıyan EPİAŞ'a karşı "Piyasa Katılımcısı" sıfatı taşıyan elektrik üreten şirketlerin sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. 

E) Fark Fonu: 

Fark Fonu, Elektrik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliğinin 132/A maddesinde ve Geçici 23'üncü maddede düzenlenmekteyken 28 Mayıs 2016 tarihli ve 29725 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmelikle yürürlükten kaldırılmıştır. Dolayısıyla 28.05.2016 tarihinden sonra yapılan sözleşmeler için bu alacak kaleminden şirketler sorumlu değildir. Ancak bu tarihten önce yapılan düzenlemelerde aşağıda yapacağımız açıklamalar kapsamında hukuki sorumlulukları bulunmaktadır. 

III. HUKUKİ SORUMLULUK LİSANS SAHİBİ ŞİRKETLERE AİTTİR: 

Yukarıda açıkladığımız yönetmelik hükümlerine göre Yenilenebilir Enerji Kaynakları Bedeli, Sıfır Bakiye Düzeltme Tutarı, Süresinde Ödenmeyen Alacaklar Payı, Piyasa İşletim Ücreti ve Fark Fonu bedellerinden  Piyasa Katılımcısı sıfatı taşıyan ve lisans sahibi olan şirketler sorumlu olup elektriği tüketmek için satın alan şirketlerin bu alacak kalemlerinden hukuki sorumlulukları bulunmamaktadır. Bu nedenle elektrik satın alan şirketlerin abonelik sözleşmelerinde bu alacak kalemlerinin yazılı olmaması durumunda bu alacak kalemlerini elektrik satışı yapan şirketlerin faturaya yansıtmaları hukuken geçerli değildir. 

IV. ALACAK KALEMLERİNİN ELEKTRİK SATIŞ SÖZLEŞMELERİNE YANSITILMASI: 

Gerek 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanununda gerek Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Belgelendirilmesi ve Desteklenmesine İlişkin Yönetmelikte gerekse Elektrik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliğinde piyasa katılımcısı ve lisans sahibi tedarikçi tarafından ödeneceği belirlenen Yenilenebilir Enerji Kaynakları Bedeli, Sıfır Bakiye Düzeltme Tutarı, Süresinde Ödenmeyen Alacaklar Payı, Piyasa İşletim Ücreti ve Fark Fonu bedellerinin elektrik enerjisini satın alan üçüncü kişilere yansıtılmasını yasaklayan bir hüküm bulunmamaktadır. 

Bu nedenle piyasa katılımcısı ve lisans sahibi şirketle elektrik satın almak için yapılan sözleşmelere Yenilenebilir Enerji Kaynakları Bedeli, Sıfır Bakiye Düzeltme Tutarı, Süresinde Ödenmeyen Alacaklar Payı, Piyasa İşletim Ücreti ve Fark Fonu bedellerinin satın alan tarafından karşılanacağına ilişkin konulan hükümler 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 26'daki sözleşme serbestisi ilkesi kapsamında hukuken geçerli olup kanun ya da yönetmeliğe aykırı bir durum olmadığından da aynı yasanın 27'nci maddesindeki kesin hükümsüzlük hali söz konusu değildir. Bu nedenlerle sözleşmelerinde bu alacak kalemlerinin elektrik enerjisi satın alan şirketin faturasına yansıtılacağına ilişkin hüküm bulunan şirketler faturalarında yer alan bu alacak kalemlerinin kendilerinden haksız tahsil edildiği gerekçesiyle dava açmakta hukuki yararları bulunmayacaktır. Eğer sözleşmelerinde bu alacak kalemlerinin elektrik bedelinin hesaplanmasına ve faturaya yansıtılacağına ilişkin bir hüküm yoksa bu durumda faturaya bu alacak kalemlerinin yansıtılması durumunda dava açmakta hukuki yararları bulunacaktır.