28 Haziran, 2024

SİGORTA EKSPER RAPORLARININ USUL HUKUKU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

SİGORTA EKSPER RAPORLARININ USUL HUKUKU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ 

I. GİRİŞ:

Sigorta uyuşmazlıklarında sigorta şirketlerinin dayandığı en önemli delillerin başında ekspertiz raporları gelmektedir. Bir çok mahkeme ekspertiz raporlarına ya da bu raporlara göre hazırlanmış bilirkişi raporlarına göre uyuşmazlıkları çözmektedir. Bu makalemizde ekspertiz raporlarının usul hukuku yönünden incelemesini yapacağız.

II. SİGORTA EKSPERLERİNİN HUKUKİ DAYANAĞI:

Sigorta eksperlerinin hukuki dayanağı 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu m. 22 ve 32 ile 22.06.2008 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan 26914 sayılı Sigorta Eksperleri Yönetmeliğidir.

III. EKSPERLER TARAFINDAN DÜZENLENEN RAPORLARIN HUKUKİ NİTELİĞİ:

5684 sayılı yasa m. 22/XVII’ye göre; Maddî hasarla sonuçlanan trafik kazaları için yetkili sigorta eksperleri tarafından düzenlenmiş, örneği İçişleri Bakanlığınca tespit olunacak rapor, sigorta tazminatının ödenmesinde Karayolları Trafik Kanununun 99 uncu maddesindeki kaza ve zarara ilişkin tespit tutanağı hükmündedir. Eksperler tarafından düzenlenen raporlar delil niteliğindedir.Bu madde eksper raporunun tespit tutanağı ve delil hükmünde olduğunu düzenlemektedir. 

Sigorta Eksperleri Yönetmeliğinin Raporun Hazırlanması ve Sunumu” başlıklı 20’inci maddesinin altıncı fıkrasında Eksperler, düzenledikleri raporun birer nüshasını, ekspertiz işleminin tamamlandığı tarihten itibaren en geç yedi iş günü içinde imzalı olarak kendisini tayin eden tarafa verir.” düzenlemesi getirilmiş, yedinci fıkrasında “Raporların bir örneği, sigortalının talebi halinde eksper veya sigorta şirketince sigortalıya verilir.” düzenlemesi getirilmiş ve sekizinci fıkrasında da Raporlar, Müsteşarlığın izni olmadan üçüncü kişilere verilemez. düzenlemesi getirilmiştir. Yönetmeliğin bu maddesine göre raporu hazırlayan eksperin raporu sadece kendisini tayin eden tarafa verme yükümlülüğü bulunmakta olup sigortalının rapora erişimi kendi talebi durumunda mümkün olmaktadır. Rapora konu olaya ya da kazaya karışan üçüncü kişinin ise rapora erişimi ise müsteşarlığın iznine bağlanmıştır.

IV. EKSPER RAPORUNA ERİŞİMİN ZORLAŞTIRILMASININ VE ENGELLENMESİNİN USUL HUKUKU YÖNÜNDEN SONUÇLARI:

Hazırlanan rapora eğer talep etmediyse ya da hazırlandığından haberi yoksa sigortalının itiraz etme hakkı bulunmamaktadır. Sigortalı rapor örneğini almış olsa bile gerek kanunda gerekse yönetmelikte rapora itiraz hakkı ya da yolu düzenlenmemiştir. Sigortalının rapora itirazda bulunması durumunda eksperin bu itirazı dikkate alıp almayacağı ya da ne şekilde değerlendireceği yine kanun ve yönetmelikte düzenlenmemiştir.

Zararın doğuran olay ya da kazada sigortalıya zarar verdiği iddia edilen üçüncü kişinin de rapora hem erişim hakkı hem de itiraz hakkı bulunmamaktadır.

Usul hukukumuzun en önemli özelliği tarafsız makamlarca hazırlanan her türlü bilgi ve belgeye tarafların erişiminin ve itiraz haklarının sağlanması ile bu hakların her iki taraf içinde eşit olarak kabul edilmesidir. Bu durum usul hukukunda silahların eşitliği ilkesi olarak tanımlanır. Örneğin HMK m. 255 tanıklara itiraz, HMK m. 281 bilirkişi raporuna itiraz ve HMK m. 290 keşfe katılma her iki taraf için de kabul edilmiş haklardır.

Rapora erişimin zorlaştırılması ya da engellenmesi rapordaki basit hesap hatalarından değerlendirmedeki esaslı hatalara kadar raporun bütününün gerek sigortalı gerekse olayın tarafı olan üçüncü kişi tarafından değerlendirilmesini ve bu konulardaki itirazlarını sunmalarını, haklı itirazların varlığı durumunda da eksper tarafından yapılan hataların düzeltilmesini engellemektedir.

Bu nedenle kanundaki ve yönetmelikteki rapora erişimi zorlaştıran ve engelleyen hükümler her iki tarafın da adil yargılanma hakkını ihlal eder niteliktedir.

Kanun ve yönetmelikteki düzenleme sigortalıya, talep etmesi durumunda rapora erişim olanağı getirilmişse de zararı doğuran olaya karışan üçüncü kişinin rapora erişimi tamamen engellenmiş durumdadır. Bu durumda sigortalı rapora talep etmesi durumunda erişebilecek ve raporun içeriğinde haberdar olabilecektir. İtiraz hakkı kanun ve yönetmelikte düzenlenmemiş olsa da rapor konusu olay hakkında dava öncesi hukuki hazırlığını yaparken zararı doğuran olaya karışan üçüncü kişi karşısında daha elverişli duruma gelecektir. Bu durum usul hukukunun en önemli ilkesi olan silahların eşitliği ilkesini ihlal etmektedir.

V. EKSPER RAPORUNUN KESİN YA DA TAKDİRİ DELİL OLMASI:

Yukarıda belirttiğimiz gibi 5684 sayılı yasa m. 22/XVII’ye göre; eksper raporu tespit tutanağı ve delil hükmündedir. Ancak yasaya göre delil kabul edilen bu raporun kesin delil mi yoksa takdiri delil mi olduğu konusunda bir hüküm bulunmamaktadır. Eksper raporunun yasada delil hükmünde olduğu düzenlenmişse de ancak takdiri delil olabileceği düşüncesindeyiz. Eğer bu rapora tarafların itirazları varsa yargılama esnasında hazırlanacak bilirkişi raporunda eksper raporunun hem nesnel ölçütlere göre hem de tarafların itirazlarına göre değerlendirilmesi gerekir.

VI. SADECE EKSPER RAPORUNA GÖRE HÜKÜM KURULMASI:

Yukarıda gerekçelerini belirttiğimiz gibi eksper raporunun hazırlanması sürecinde tarafların rapora erişimi ve itiraz haklarının bulunmaması her iki tarafında adil yargılanma hakkını ihlal etmektedir.

Yargılamayı yapan mahkemenin de sadece eksper raporunu doğru kabul edip başkaca bir bilirkişi incelemesi yaptırmadan hüküm kurması adil yargılanma hakkının ihlalini oluşturacaktır.

Eksper raporu dosyaya delil olarak sunulmuşsa dava konusu olayla ilgili olarak gerekirse keşifte yapılmak koşuluyla konusunda uzman bilirkişiden mutlaka bilirkişi raporu alınmalıdır. Hazırlanacak bilirkişi raporunda eksper raporundaki tespit ve değerlendirmeler incelenmeli, eksper raporundaki tespitlere tarafların itirazları varsa bu itirazlarda mutlaka bilirkişi raporunda değerlendirilmedir. Bilirkişi raporunun bu şekilde hazırlanmaması durumunda bu rapor hükme esas alınmamalıdır.