GÖSTERİLEN TANIĞIN ÖLMESİ DURUMUNDA
YENİ
TANIK LİSTESİ VERİLEBİLİR Mİ?
I.
GİRİŞ:
Ülkemizdeki
hukuk yargılamalarında tanık delili önemli bir yer tutmaktadır.
Ancak mahkeme huzurunda dinletilmek istenilen tanığın ölümü
durumunda ölen tanığın yerine yeni tanık gösterilip
gösterilemeyeceği konusunda usul kanunumuzda açık bir hüküm
bulunmamaktadır. Bu makalemizde bu konuyu ele alacağız.
II.
USUL HUKUKU AÇISINDAN TANIK:
6100
sayılı HMK da “İspat ve Deliller” başlıklı
dördüncü kısmın hemen altında dördüncü bölümde yer
almıştır. Bu nedenle usul hukuku açısından tanık delil
niteliğindedir. Dolayısıyla delillerin sunulması usulüne
bağlıdır.
III.
TANIK GÖSTERİLEMEYECEK DURUMLAR:
HMK m.
200’e göre değeri 2.900,00 TL ve üzerinde olan davalarda tanık
dinlenemez. Bu durumlarda ancak karşı tarafın izni ile tanık
dinlenebilir. HMK m. 201’e göre de senede dayanan hak ve
alacaklarda ise miktar 2.900,00 TL’nin altına düşse bile tanık
dinletilmesi mümkün değildir. Alacak 1 TL bile olsa eğer senede
bağlı ise ancak senetle ispat edilebilir.
IV.
TANIK GÖSTERİLME ZAMANI:
Tanık
deliline davacının dava dilekçesinde, davalının ise cevap
dilekçesinde açıkça dayanmış olması gerekmektedir. HMK m.
119/I-f’ye göre İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle
ispat edileceğinin dava dilekçesinde yazması gerektiği HMK m.
129/I-e’de de savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir
vakıanın hangi delillerle ispat edileceğinin cevap dilekçesinde
yazması gerektiği açıkça belirtilmiştir. Dolayısıyla dava
dilekçesinde ve cevap dilekçesinde tanık delili açıkça
belirtilmediyse daha sonradan tanık deliline dayanılması mümkün
değildir. Yargıtay “vesaire deliller” şeklinde
ibareleri kabul etmemektedir.
V. TANIĞIN
GÖSTERİLME ŞEKLİ:
HMK m.
240’a göre Tanık gösteren taraf, tanık dinletmek istediği
vakıayı ve dinlenilmesi istenen tanıkların adı ve soyadı ile
tebliğe elverişli adreslerini içeren listeyi mahkemeye sunar. Bu
liste dava dilekçesi ve cevap dilekçesi ile de yapılabilir, dava
ve cevap dilekçesinde tanık deliline dayanılmış olması
koşuluyla ön inceleme duruşmasından sonra taraflara HMK m. 140/5
hükmüne göre verilen iki haftalık kesin sürü içesinde ayrı
bir dilekçe ile de yapılabilir.
Aynı
maddeye göre ikinci bir liste verilemez. Makalemizin konusunu da bu
durum oluşturmaktadır.
VI.
GÖSTERİLEN TANIĞIN ÖLMESİ:
Mahkemeye
usulüne uygun şekilde sunulan tanık listesinde adı yazılı olan
tanığın ölümü durumunda taraflar ölen tanığın yerine başka
bir tanık gösterebilirler mi? İncelemesini yapacağımız usul
hukuku sorunu budur.
HMK m.
240’a göre taraflar “tanık dinletmek istediği vakıayı”
mahkemeye sunmak durumundadır. Yani tanığı ne amaçla hangi maddi
vakıayı ispatlamak için dinleteceğini mahkemeye bildirmek
zorundadır. Bu zorunluluk HMK m. 194’üncü maddedeki
somutlaştırma yükünün bir uzantısıdır. Bu maddeye göre
taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde
somutlaştırmalıdırlar. Tarafların, dayandıkları delilleri ve
hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça
belirtmeleri zorunludur. Taraflar bu somutlaştırmayı yaptıklarında
hakim de tanığın sorgusunu bu somut maddi vakıalar üzerinden
yapar ve eğer tanığın sorgusu sonucunda ispat edilmek istenen
husus hakkında yeter derecede bilgi edindiği takdirde aynı maddi
vakıalarla ilgili dinletilmek istenen diğer tanıkların
dinlenilmesinden vazgeçebilir.
Ölen
tanığın durumu da buna göre incelenmelidir. Ölen tanık hangi
maddi vakıanın ispatı için dinlenecekse aynı maddi vakıanın
ispatı için gösterilmiş başka tanık olup olmadığına
bakılmalıdır. Eğer aynı maddi vakıanın ispatı için
gösterilen başka tanık varsa onun dinlenilmesi ile
yetinilebilecekse ölen tanık yerine başka tanık gösterilmesi
talebi reddedilmelidir. Eğer aynı maddi vakıanın ispatı için
gösterilen başka bir tanık yoksa bu durumda ek tanık listesi
verme hakkı o taraf tanınmalıdır.
Uygulamada
özellikle de ailem mahkemelerindeki yargılamalarda tanık listeleri
verilirken somutlaştırma yükümlülüğü yerine
getirilmemektedir. Dolayısıyla ölen tanığın hangi maddi
vakıanın ispatı için gösterildiği belirlenememekte ve bu
nedenle de ek tanık listesi verilmesinin tanık gösterme hakkının
kötüye kullanılması anlamına gelmesi durumu ile karşı karşıya
kalınmaktadır. Bu durumu önlemenin tek yolu mahkemeye sunulan
tanık listesinde tarafların tanığı dinletmek istediği maddi
vakıanın ne olduğunun açıkça belirtilmemesi yani somutlaştırma
yükümlülüğünün yerine getirilmemesi durumunda bu yükümlülük
yerine getirilinceye kadar tanık listesinin kabul edilmemesi ve
verilen süre içerisinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi
durumunda da tanık dinletme hakkından vazgeçmiş sayılacağının
ihtar edilmesi olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder