HUSUMET NEDENİYLE DAVANIN REDDİNDE
YASAL
VEKÂLET ÜCRETİNİN HESAPLANMASI
I.
GİRİŞ:
Ülkemizde açılan davaların önemli bir kısmı husumetin yanlış
kişiye yöneltilmesi nedeniyle reddedilmektedir. Bu durumda davacı
yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmekte ve önemli bir
miktarla karşılaşmaktadır. Bu makalemizde husumet nedeniyle
davanın reddi durumunda yasal vekâlet ücretinin miktarının nasıl
belirleneceğini tartışacağız.
II.
YASAL VEKÂLET ÜCRETİNİN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Yasal vekâlet ücretinin hukuki niteliği 6100 sayılı HMK'nın
“Yargılama giderlerinin kapsamı” başlıklı 323'üncü
maddesinin (ğ) bendine göre yargılama gideridir. Bu konuda
ülkemizde çok uzun tartışmalar olmasına karşın kısaca
özetleyecek olursak, yargılama gideri davayı kazanan tarafın
yargılama sürecinde yaptığı masrafları içerir. Davayı kazanan
taraf hükümle birlikte yaptığı masrafları da geri alması
hakkını kazanır. Yasal vekâlet ücreti de bu yargılama
giderlerinden biridir. Ancak belirlenmesi farklı esaslara bağlı
tutulmuştur. Yasal vekâlet ücreti davayı kazanan ve davada
kendisini avukat ile temsil ettiren kişinin avukatın ödediği
avukatlık ücretini davayı kaybeden taraftan almasını sağlayan
yargılama gideridir. Sözünü ettiğimiz yasal vekâlet ücretinin
sözleşmesel avukatlık ücreti ile bir ilgisi bulunmamaktadır.
Hakim yargılama giderlerine hükmederken dosya kapsamında
tarafların ne kadar masraf yaptıklarını belirlemek ve bunları
hüküm fıkrasında göstermek zorundadır. Yasal vekâlet ücretini
ise hakimin dosya kapsamında belirlemesi mümkün değildir. Çünkü
davanın taraflarının avukatları ile ne kadar sözleşmesel
avukatlık ücretinde anlaştıklarını bilmesi olanaklı değildir.
Bu nedenle yargılama gideri niteliğindeki yasal vekâlet ücreti
Avukatlık asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenir.
III.
YASAL VEKÂLET ÜCRETİNİN HUKUKİ DAYANAĞI:
Yasal vekâlet ücretinin düzenlendiği iki yasal düzenleme
bulunmaktadır. Bunlardan birincisi yukarıda belirttiğimiz gibi HMK
m. 323 ve 330 diğer ise 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 164'üncü
maddesidir. Bu maddeye yasal vekâlet ücreti avukatlara aittir.
Ülkemizde en çok tartışılan konu da budur. Ancak konumuz dışında
olduğu için bu konuya girmiyoruz.
Yasal vekâlet ücretinin miktarının belirlendiği diğer hukuki
düzenleme ise Avukatlık asgari Ücret tarifesidir. Bu tarife yine
Avukatlık Kanununun verdiği yetki ile Türkiye Barolar Birliği'nin
görüşü alınmak koşuluyla Adalet Bakanlığı tarafından
düzenlenir ve her yıl Resmi Gazete'de ilan edilir.
IV.
HUSUMET NEDENİYLE DAVANIN REDDİ:
Dava
eğer yanlış kişiye karşı açılmışsa bu durumda mahkeme
davayı esastan sonuçlandırmak yerine husumet nedeniyle davanın
reddine karar verir. Bu durumda aleyhine haksız olarak dava açılan
taraf lehine yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekir. Bazende
husumet yanlışlıkla ya da kabil edilebilir bir yanılgı eseri
yanlış tarafa yöneltilir. HMK m. 124/IV'de düzenlenmiş olan bu
durumda da yine aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermemiş olan
taraf lehine de yargılama giderlerine hükmedilir. Dolayısıyla
husumet nedeniyle davanın reddi durumunda da mutlaka yargılama
giderlerine hükmedilecek ve yasal vekâlet ücreti de yukarıda
açıkladığımız gibi yargılama gideri olduğu için yanlış
husumet yöneltilen kişi kendisini avukatla temsi ettiriyorsa bu
durumda yasal vekâlet ücreti almaya hak kazanacaktır.
V.
HUSUMET NEDENİYLE DAVANIN REDDİNDE YASAL VEKÂLET ÜCRETİNİN
HESAPLANMASI:
Yasal
vekâlet ücreti AAÜT hükümlerine göre hesaplanır. AAÜT'nin
genel hükümleri dava sonunda karşılaşılacak durumlara göre
yasal vekâlet ücretinin ne miktarda hükmedileceğine ilişin özel
düzenlemeler içermektedir. Tarifeye bakıldığında “Görevsizlik,
yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle
davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında
ücret” başlıklı 7'inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki
düzenlemeyi içermektedir.
“Davanın
dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine
getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar
verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre Tarifenin
ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek
üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine
hükmolunur.”
Bu
maddeye göre öncelikle davanın konusunun para ile ölçülebilir
olup olmadığına bakılacaktır. Davanın konusu para ile
ölçülebilir ise AAÜT'nin üçüncü kısmında yazılı olan
azalan oranlardaki nispi avukatlık ücreti dava konusunun değerine
göre hesaplanacaktır. Hesaplanan bu miktarın üst sınırını
tarifenin ikinci kısım ikinci bölümünde her bir mahkeme için
belirlenmiş olan miktar oluşturacaktır. Örneğin konusu para ile
ölçülebilir bir dava asliye hukuk mahkemesinde görülmekteyken
husumet nedeniyle davanın reddine karar verilirse ve üçüncü
kısma göre hesaplanan nispi avukatlık ücreti 2.000 TL tutuyorsa,
ikinci kısım ikinci bölümde asliye hukuk mahkemeleri için
öngörülen asgari miktar 1.800 TL olacağından yasal vekâlet
ücretinin miktarı da bu rakamı geçemeyecektir. Aynı durum diğer
mahkemeler için de geçerlidir. Konusu para ile ölçülemeyen
davalarda ise doğudan tarifenin ikinci kısım ikinci bölümünde
her bir mahkeme için yazılı olan maktu ücret ödenecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder