TAŞINMAZIN TAHLİYESİ İÇİN YAPILAN
DANIŞIKLI (MUVAZAALI) SATIŞ İŞLEMİNE
KARŞI AÇILAN DAVALAR
I. GİRİŞ:
Ülkemizde
sıkça görülen olayların başında taşınmazını hukuken tahliye ettirme hakkına
sahip olmayan mal sahiplerinin kiracıyı tahliye ettirmek için yaptıkları
danışıklı satış işlemleri gelmektedir.
Bu makalemizde hukukumuzda kiracıya karşı danışıklı işlem olarak bilinen
bu dava türünü inceleyeceğiz.
II. MUVAZAA (DANIŞIKLI İŞLEM) NEDİR? :
Tarafların
isteyerek ve bilerek iradeleri ile beyanları arasında meydana getirdikleri
uygunsuzluğa muvazaa denir. Tarafların irade ve beyanları aralarında
isteyerek uygunsuzluk yaratmalarındaki amaç üçüncü kişileri yanıltmaktır. Yeni
Türk Medeni Kanunu’nda “muvazaa” kavramının yerini aynı
anlama gelen “danışıklı işlem” almıştır.
III. KİRACIYA KARŞI DANIŞIKLI İŞLEM NEDİR?
:
Taraflar
arasında yapılan kira sözleşmesi hükümlerine göre kiracı sözleşmeden ve
kanundan kaynaklanan yükümlülüklerini süresi içinde ve eksiksiz olarak yerine
getirmekte ise başkaca bir hukuki nedende ortaya çıkmadığı takdirde mal
sahibinin kiracıyı tahliye etme hakkı olmaz. Ancak mal sahibinin taşınmazını
daha yüksek fiyattan kiraya vermek istemesi, ihtiyaç nedeniyle tahliye
isteyemeyeceği derecede uzak ancak hatırını kıramayacağı derecede yakın bir
dost ya da arkadaşına kiraya vermek istemesi ve benzeri durumlarda mal
sahipleri taşınmazların tahliyesi için kiracıları zorlamaktadırlar. Kiracıların
taşınmazı tahliye etmekte direnmeleri durumunda ise mal sahipleri taşınmazı bir
başkasına satmakta ve satın alan kişide TBK m. 351’de yer alan “Yeni
malikin gereksinimi” başlıklı;
“Kiralananı
sonradan edinen kişi, onu kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği
bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut veya işyeri gereksinimi
sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, edinme tarihinden başlayarak bir ay
içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla, kira sözleşmesini
altı ay sonra açacağı bir davayla sona erdirebilir.
Kiralananı
sonradan edinen kişi, dilerse gereksinim sebebiyle sözleşmeyi sona erdirme
hakkını, sözleşme süresinin bitiminden başlayarak bir ay içinde açacağı dava
yoluyla da kullanabilir.”
Hükümlerine
dayanarak tahliyesini isteyebilmektedir. Burada danışıklı olan işlem satış
işlemidir. Çünkü eski mal sahibi aslında malını satmak istememekte sadece
hukuken tahliye davası açma hakkı olmadığı için yeni malikin tahliye davası
açma hakkını kullanarak kiralananın tahliyesini amaçlamaktadır. Kiracıya karşı
danışıklı işlemin özü budur.
IV. TAHLİYE
DAVASINDA DANIŞIKLI İŞLEMİN İLERİ SÜRÜLMESİ:
Yeni malik TBK
m. 351 hükmüne göre kiracı aleyhinde tahliye davası açmışsa kiracı bu davada
satışın kendisini tahliye ettirmek için danışıklı olarak yapıldığını ileri
sürebilir. Bu durumda mahkeme satışı yapan eski mal sahibinin gerçektende asıl
amacının taşınmazı satmak mı yoksa tahliye davası açma hakkı olmadığı için TBM
m. 351 hükümlerine göre kiracıya tahliye ettirmek mi olduğunu araştırması
gerekir.
Danışıklı
işlem yapıldığı iddiası davalı tarafından ileri sürüldüğü için ispat yükü
davalı kiracıdadır. Bunun için öncelikle kira sözleşmesine göre bütün
edimlerini eksiksiz ve süresi içinde yerine getirdiğini ispatlamalıdır. İkinci
olarak eski mal sahibinin taşınmazı satmasını gerektirecek kadar paraya
ihtiyacı olmadığını ispatlamalıdır.
V. TAPU
İPTALİ VE TESCİLİ DAVASINDA DANIŞIKLI
İŞLEMİN İLERİ SÜRÜLMESİ:
Davalı kiracı
danışıklılık iddiasını cevap dilekçesi ile ileri sürebileceği gibi danışıklılık
nedeniyle tapu iptali ve tescili davası açarak da ileri sürebilir. Bu durumda
davalı kiracı taşınmazın eski mal sahibinin adına tescilini talep edecektir.
VI. HUKUK
MUHAKEMELERİ KANUNU’NA GÖRE GÖREVLİ MAHKEME:
Danışıklılık nedeniyle tapu iptali ve tescili davasında görevli
mahkeme Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 2/I’de yer alan “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın
malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda
görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir” hükmüne göre asliye hukuk mahkemeleridir. Çünkü tapu
iptali ve tescili davaları mal varlığı hukukundan doğan dava türü olduğundan
dava konusu hakkın değerine göre görevli mahkeme belirlenmektedir.
VII. HUKUK
MUHAKEMELERİ KANUNU’NA GÖRE YETKİLİ MAHKEME:
Danışıklılık nedeniyle tapu iptali ve tescili davasının konusunu
oluşturan mal varlığı değeri tapulu taşınmaz olduğundan; HMK m. 12/I’e göre “Taşınmaz
üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol
açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin
davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.”
VIII. HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU’NA GÖRE YARGILAMA YÖNTEMİ:
Danışıklılık nedeniyle tapu iptali ve tescili davaları HMK m. 118 ve devamı maddelerinde
düzenlenmiş olan yazılı yargılama yöntemine tabidir.
IX. DAVA AÇMA ZAMANI, ZAMANAŞIMI VE HAK
DÜŞÜRÜCÜ SÜRELER:
Danışıklılık
iddialarında zamanaşımı ve hak düşürücü süre yoktur. Danışıklı işlemi öğrenen taraf
hiçbir süre ile kısıtlı olmaksızın dava açabilir.
X. DAVALILAR:
Danışıklılık nedeniyle tapu iptali ve tescili davalarının davalısı eski mal sahibi ile
tahliye davasını açan yeni mal sahibidir. Yeni mal sahibi ölmüşse onun
mirasçısı davalı olarak gösterilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder