NAMA İFA DAVALARINDA
MAHKEMELERCE
ALINACAK HARÇ
I. GİRİŞ:
Bu kısa
makalemizde nama ifa davası olarak bilinen müteahhidin eksik
bıraktığı işin tamamlanması için kendisine yetki verilmesini
isteyen mal sahiplerinin açacağı davalarda nispi harcın ne
şekilde hesaplanacağını açıklayacağız.
II. NAMA
İFA TALEBİNİN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Müteahhitle
kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapan iş sahibi inşaatın
süresi içerisinde bitirilmemesi durumunda 6098 sayılı Türk
Borçlar Kanununun 113’üncü maddesinin birinci fıkrasının
verdiği yetkiyi kullanarak müteahhit adına inşaatın yapılması
ya da yaptırılması için mahkemeden talepte bulunabilir. 113’üncü
madde “Yapma borcu, borçlu tarafından ifa
edilmediği takdirde alacaklı, masrafı borçluya ait olmak üzere
edimin kendisi veya başkası tarafından ifasına izin verilmesini
isteyebilir; her türlü giderim isteme hakkı saklıdır.”
hükmünü içermektedir. Bu maddeden kaynaklanan yetkiyi iş sahibi
dört şekilde kullanabilir.
-
İş sahibinin, müteahhit namına inşaatın kendisi tarafından yapılmasına izin verilmesini talep edip, davada başkaca bir isteği bulunmaması,
-
İş sahibinin, müteahhit namına inşaatın kendisi tarafından yapılmasına izin verilmesi talebi ile birlikte, inşaatın noksanlığı yönünden sarfı gereken masrafında müteahhitten tahsilinin dava edilmesi,
-
Müteahhit namına inşaatın kendisi tarafından yapılmasına izin verilmesi talebi ile birlikte, yapılacak işin giderini karşılayabilmek üzere, inşaatın gerçek giderleri yönünden fazlaya ilişkin hakkını mahfuz tutarak, dava tarihindeki rayiç fiyatlara göre inşaat masrafının talep edilmesi,
-
İhale ile verilen işlerde nama ifanın aynı koşullarla ve makul süre içinde yapılması. (Cengiz Kostakoğlu; İnşaat Hukuku ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmeleri; Beta Yayıncılık; 2015; s. 584)
III. NİSPİ
HARCIN HESAPLANMASI:
Bu dört
dava türünde nispi harcın hangi esaslara göre belirleneceğini
tam metnini aşağıya aldığımız Yargıtay 23. Hukuk Dairesi
tespit etmiştir. Yargıtay 23. HD kararında “Gecikme
tazminatı ve nama ifaya izin taleplerini içeren iş bu davada harç
gecikme tazminatı ve eksik iş bedeli toplamı üzerinden hesap
edilmesi gerekirken, ayrıca satışına izin istenilen taşınmazlar,
yıkım ve taşıma bedelinin de eklenmek sureti ile harcın
hesaplanması da bozmayı gerektirmiştir.” tespitinde
bulunmuştur. Dolayısıyla talep edilen bütün kalemlerin bedelinin
hesaplaması keşif ve bilirkişi incelemesi yoluyla yapılmalı ve
bundan sonra eksik harç tamamlatılmalıdır.
Buna
göre önce keşif kararı alınacak. Daha sonra dosya inşaat
mühendisi bilirkişiye verilerek müteahhidin eksik bıraktığı
işlerin bedeli hesaplanacaktır. Nama ifa yetkisi istenen kısım da
müteahhidin eksik bıraktığı işlerdir. Eksik bırakılan işlerin
miktarı üzerinden nispi harç hesaplanacaktır. Eğer davacının
gecikme tazminatı, yıkım ve taşıma bedeli gibi talepleri de
varsa bunların bedeli de nispi harcın hesabında dikkate
alınacaktır.
IV. YARGITAY
KARARI:
T.C.
YARGITAY23. Hukuk Dairesi
ESAS
NO : 2016/6479
KARAR
NO : 2017/3572 TARİH : 04.12.2017
Taraflar
arasındaki alacak, satışa izin davalarının yapılan yargılaması
sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen
davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde
asıl ve birleşen davada davalı kooperatif vekili ve katılma yolu
ile davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi,
gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R
A R -
Asıl
davada davacılar vekili, davacı arsa sahipleri ile davalı arsa
sahipleri ve davalı yüklenici kooperatif arasında düzenlenen
21.05.1999 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve
arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi gereği
davalının inşaatları 30 ayda tamamlaması ve iskân ruhsatını
alması gerekirken almadığını iddia ederek, kira tazminatına
karar verilmesini ve yapılmayan inşaatlar açısından ise sözleşme
uyarınca yükleniciye kalan bir kısım bağımsız bölümlerin
satılarak nama ifaya izin verilmesini talep etmiştir.
Asıl
davada arsa sahibi davalılar, kendilerinin de arsa sahibi
olduklarını ve mağdur olmaları nedeniyle davacı konumunda
olmaları gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Asıl
ve birleşen davada davalı kooperatif vekili, zamanaşımı ve usul
bakımından itirazda bulunduklarını, temerrüt koşullarının
gerçekleşmediğini, davacıların kendi edimlerini yerine
getirmediklerini, bölgede kat karşılığı inşaat için rayiç
değerin %15 olmasına rağmen %40 karşılığı sözleşme
yapıldığını, taraflar arasındaki sözleşmenin uyarlanmasını
talep ettiklerini, halihazır şartlarda sözleşmenin ifasının
imkansız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece,
iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına
göre; inşaatın yüklenici tarafından süresinde bitirilmediği bu
nedenle kira tazminatına hak kazanıldığı, ayrıca tamamlanmayan
inşaatların yapımı konusunda nama ifaya izin talebinin yerinde
olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile eksik işler için nama
ifaya izin ve yetki verilmesine, 39555 ada 9 parselin satışına
izin verilmesine, bedelin yetmemesi halinde 39552 ada 9 parseldeki
sırasıyla 1, 2, 3 sayılı bağımsız bölümlerin satışına
izin verilmesine karar verilmiştir.
Kararı,
asıl ve birleşen davada davalı kooperatif vekili ve katılma yolu
ile davacılar vekili temyiz etmiştir.
1)
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici
sebeplere göre, asıl ve birleşen davada davacılar vekilinin tüm,
asıl ve birleşen davada davalı S.S. Yenimizan Konut Yapı
Kooperatifi vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında
kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Asıl
ve birleşen dava arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine
dayanan gecikme tazminatı ve nama ifaya izin talebine ilişkindir.
Davalı kooperatif vekili zamanaşımı itirazında bulunulmuş
olmasına rağmen asıl davada mahkemece bu hususta olumlu veya
olumsuz bir karar verilmeden gecikme tazminatı hesabında
zamanaşımının dikkate alınmaması doğru olmamıştır.
3)
Mahkemece eksik işlerin tamamlanması için nama ifaya izin ve yetki
verilerek 39555 Ada 9 parseldeki taşınmazın satışınıza izin
verilmiş ise de bilirkişi raporları ile sabit olduğu üzere bu
taşınmaz üzerinde inşaat vardır ve alınan raporlar ile taşınmaz
üzerindeki inşaat için ruhsat alınıp alınamayacağı net olarak
tespit edilememiştir. Bu durumda mahkemece, sözleşme hükümlerine
göre kooperatife isabet eden, halen 3. kişilere devredilmemiş ve
eksik iş bedelini karşılamaya yetecek bedele haiz başka
taşınmazlar varken iş bu taşınmazın arsa olarak satışına
izin verilmesi hususundaki ısrarının davacı tarafa açıklatılması
ve iyiniyet kuralları dikkate alınmak sureti ile diğer
taşınmazların nama ifa için satışının düşünülmemesi de
bozmayı gerektirmiştir.
3)
Kabule göre, nama ifaya izin kararının hüküm fıkrasında, eksik
ve ayıplı iş kalemlerinin her birinin ve tespit edilen masraf
bedelinin ayrı ayrı gösterilmesi ya da bilirkişi raporuna atıf
yapılması ve bağımsız bölümün satış değerini sınırlayan
herhangi bir kayıt ve süre koymadan satışa izin ve yetki
verilmesi gerekirken, HMK'nın 297/2. maddesine aykırı olarak,
infazda tereddüde yer verecek şekilde genel ifadelerle nama ifaya
izin verilmesi şeklinde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Öte
yandan, davacı vekili 11.02.2013 Tarihli dilekçesinde davalı arsa
sahipleri Ömer Mesci, Zekeriya Namlı, İbrahim Bulut ve Erhan
Mesci’ye yönelik açtığı davadan feragat ettiği halde,
feragate ilişkin hüküm kurulmaması da doğru olmamıştır.
4)
Gecikme tazminatı ve nama ifaya izin taleplerini içeren iş bu
davada harç gecikme tazminatı ve eksik iş bedeli toplamı
üzerinden hesap edilmesi gerekirken, ayrıca satışına izin
istenilen taşınmazlar, yıkım ve taşıma bedelinin de eklenmek
sureti ile harcın hesaplanması da bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar
vekilinin tüm, asıl ve birleşen davada davalı S.S. Yeni Mizan
Konut Yapı Kooperatifi vekilinin diğer temyiz itirazlarının
reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, asıl
ve birleşen davada davalı S.S. Yeni Mizan Konut Yapı Kooperatifi
vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, anılan
davalı yararına, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle re'sen
BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden
davacılardan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde
temyiz eden davalı asıl ve birleşen davanın davalısı
kooperatife iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün
içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.12.2017
tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder