KİŞİSEL YAŞ DÜZELTİLMESİ DAVALARI
I.
GİRİŞ:
Ülkemizin
Osmanlı dönemine dayanan bir nüfus sistemi olmasına ve
Cumhuriyet’in ilanından sonra da nüfus konusu üzerinde
titizlikle durulmasına karşın en çok karşılaştığımız dava
türlerinden biri de nüfus davalarıdır. Nüfus davaları içinde
de en çok karşılaşılan türlerinden biri de yaş
düzeltilmesi davalarıdır. Bu makalemizde kişisel yaş
düzeltilmesi davalarını inceleyeceğiz.
II.
KİŞİSEL NÜFUS DAVASI NEDİR:
Kişisel nüfus davası kişinin nüfustaki bir kaydının, ad,
soyad, anne ve baba adı gibi kişisel kayıtlarının kendi isteği
tarafından değiştirilmek üzere açtığı davalardır.
Dolayısıyla bu davaların takibinde kamusal bir zorunluluk
bulunmamaktadır.
III.
DAVACI VE DAVALI:
Yaş
düzeltme davalarında davacı kişinin kendisidir. Yaşı
düzeltilecek kişi 18 yaşın altında ise anne ve babası
tarafından da bu dava açılabilir. Dolayısıyla bu davaları
kişinin velisi ya da yasal temsilcisi de açabilir. Davalı ise
nüfus idaresidir. Bunun dışında nüfus davasının başka
ilgilileri de varsa onlar da davalı olacaktır.
Soyadı düzeltilmesi davası açan kişinin nüfusta kayıtlı aile
bireyleri, örneğin kardeşler ya da 18 yaşından büyük çocuklar
açılan davaya asli müdahil davacı olarak katılabilirler. Bunun
için asli müdahale dilekçesi vermeleri yeterlidir.
IV.
GÖREVLİ MAHKEME:
5490
sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36’ıncı maddesine göre
nüfus kaydının iptali ya da düzeltilmesi davalarında görevli
mahkeme asliye hukuk mahkemeleridir. Yaş
düzeltme davaları da bir
tür nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğundan asliye hukuk
mahkemeleri görevlidir.
V.
YETKİLİ MAHKEME:
5490
sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36’ıncı maddesine göre
nüfus kaydının iptali ya da düzeltilmesi davalarında yetkili
mahkeme kaydın iptalini ya da düzeltilmesini isteyen kişinin
yerleşim yeri adresinin bulunduğu yer mahkemesidir. Yukarıda
belirttiğimiz gibi yaş
düzeltim davaları da bir tür nüfus kaydının düzeltilmesi
davası olduğundan davacının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.
Ancak bu yetki kanunda “kesin yetki” olarak düzenlenmemiştir.
Bu nedenle yetkisiz mahkemede dava açılması durumunda yetkisizlik
itirazında bulunulmadığında mahkemenin kendiliğinden yetkisizlik
kararı verebilmesi mümkün değildir.
VI.
HARÇ:
Yaş
düzeltim davalarında davacı başvurma harcı ve peşin maktu harca
tabidir. Ancak davalı nüfus idaresi harçtan muaftır. Bu nedenle
dava sonunda dava davacının talebine uygun şekilde karara bağlansa
bile davalı nüfus idaresi aleyhine yargılama giderlerine
hükmedilmez.
VII.
YARGILAMA YÖNTEMİ:
Yaş
düzeltim davası bir tür kişisel nüfus davası olması nedeniyle
basit yargılama usulüne bağlıdır. Dolayısıyla karşı cevap ve
ikinci cevap dilekçesi hakkı bulunmamaktadır. Yine dosyanın HMK
m. 150’ye göre işlemden kaldırılmasından sonra yenilenmesi
durumunda tekrar işlemden kaldırılması durumunda dava açılmamış
sayılır.
VIII.
KİŞİSEL NÜFUS DAVALARININ AÇILMA NEDENLERİ:
Kişisel
nüfus davası niteliğinde yaş
düzeltim davaları çok
değişik nedenlerden ötürü açılabilmektedir. Davanın
açılabilmesi için davayı açmakta davacının hukuki haklı
sebeplerinin bulunması gerekir. Bunlar yasada sayılmamış ancak
Yargıtay içtihatları ile ortaya çıkmıştır. Yaşa
etkili olan en önemli kayıt doğum tarihidir. Doğum tarihinin ay
gün ve yıl olarak yanlış yazılmış olması yaşın da yanlış
olması sonucunu doğurur. Uygulamada daha çok bu tür
uyuşmazlıklarla karşılaşılmaktadır.
IX.
DELİL TOPLAMA SERBESTİSİ:
Yaş
düzeltim davalarında delil toplama serbestisi geçerlidir. Asliye
hukuk hakimi konu ile ilgili gerek gördüğü delilleri kendisi
kendiliğinden araştırabilir. Bu davalarda tanık deliline
başvurulabilir. Tanık listesi verildikten sonra ikinci bir tanık
listesi de verilebilir. İkinci tanık listesi verilmesine izin
verilmesi nüfus kaydının tutulmasının kamu düzeni gereği
olması nedeniyle mutlaka doğru şekilde düzeltilmesinin sağlanması
içindir. Nüfus kayıtları mutlaka getirtilmelidir.
X.
DAVANIN ESASINDA DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR:
Yaşın
düzeltilmesi istenen kişinin
düzeltilmesi istenen yaşta başka kardeşi bulunup bulunmadığı
mutlaka nüfus kayıtlarına bakılarak araştırılmalıdır. Çünkü
ikiz olmadığı sürece aynı yaşta iki kardeşin bulunması mümkün
değildir. İki kardeş
arasında en az 180 gün fark bulunmalıdır.
Yaşı
düzeltilmek istenen kişinin ikiz ya da üçüz kardeşi varsa bu
durumda talep reddedilecektir. Çünkü ikiz ya da üçüz
kardeşinden başka bir gün doğmuş olması mümkün değildir.
Eğer ikiz olmadığı iddiası varsa bu iddianın Adli Tıp
incelemesi ile tespit edilerek rapora bağlanmasından sonra kayıt
düzeltilebilir.
İki
kardeşin ikiz oldukları iddiası varsa diğer kardeşinde hastane
ya da Adli Tıp Kurumuna sevki yapılmalıdır.
Kişi
evlilik birliği içinde doğmuşsa bu durumda en erken anne ve
babasının evlilik tarihinin üzerinden 180 gün geçmekle doğmuş
olabilir. Daha öncesi evlilik tarihinin öncesine denk geldiği için
talep reddedilmelidir. Bunun tek istisnası anne ve babanın evlilik
öncesi birlikte yaşadıklarının tanık beyanı ile ispatlanması
durumudur.
Geçtiğimiz
yallarda evlilik dışı doğan çocuklar hakkında çok sayıda af
yasası çıkartıldı. Kişinin doğum kaydı bu tür bir yasa
kapsamında yapıldıysa bu durumda anne ve babanın evlilik
tarihinin araştırılmasına gerek yoktur.
Boşanma
durumunda da boşanmadan sonraki 300 güne kadar yaş düzeltmesi
işlemi yapılabilmektedir.
Anne
ya da babanın ölmüş olması durumunda ölüm tarihleri önemlidir.
Annenin en son ölüm tarihinde doğum yaptığı kabul edilir. Çünkü
doğum esnasında ölmüş bulunabilir. Aynı durum babanın ölüm
tarihi içinde geçerlidir. Kişi en son babanın ölüm tarihinde
ana rahmine düşmüş olabilir.
Doğum
kaydı tutanak tanıkları da çağrılarak dinlenebilir. Ancak asıl
önemli inceleme tıbbi incelemedir. Yaşı düzeltilmek istenen
kişinin kaç yaşında olduğunun tespit edilebilmesi için tam
teşekküllü devlet hastanesine ya da Adli Tıp Kurumuna sevki
yapılarak dava tarihinde kaç yaşında bulunduğunun tespitinin
yapılması mutlaka istenilmelidir. Çünkü asıl sonuç bu inceleme
sonucunda ortaya çıkacaktır.
Nüfus
Hizmetleri Yasasının 36/I-b maddesine göre aynı konuya ilişkin
olarak sadece bir defa dava açılabilir. Yani soyad düzeltim davası
açılmış ve davacı lehine sonuçlanmışsa bir daha yaş
düzeltim davası açılamaz. Ancak
yaş düzeltim davası ile doğum yılını düzelttiren kişi ay ve
gün kaydı bulunmuyorsa ay ve gün kaydı konulması için dava
açabilecektir.
Resmi
kurum ya da kuruluşlarda doğan kişiler hakkında doğum tarihinin
düzeltilmesi istenemez.
Yaş
düzeltim istemi ancak yaşın büyütülmesi için olabilir. Yaşın
küçültülmesi için olamaz. Bu konudaki talepler reddedilmelidir.
Yaş
düzeltim isteyen kişinin görünüşü talibini yalanlar nitelikte
olmayacaktır. Örneğin 40 yaşında olduğunu iddia eden bir kişi
20 yaşında görünmemelidir.
Doğum
tarihinin Rumi takvime göre yazılı olanlar içinde Miladi takvime
göre doğum tarihlerinin düzeltilmesi istenebilmektedir. İki
takvim arasında 584 yıl 13 gün süre bulunmaktadır. Bu süre
esasına göre doğum tarihi Miladi takvime çevrilebilir.
Kişinin
ay ve günü yazılı değilse yaşının hesaplanmasında 1 Temmuz
doğum günü kabul edilir.
Genel
nüfus sayımı nedeniyle kaydı yapılan kişi 18 yaşını
doldurduğu günden itibaren 6 için de yaş düzeltim davası
açabilir. Bu süre hak düşürücü süredir.
Ölen
kardeşin nüfus cüzdanını kullanan kişilerin açtıkları
davalar bu tür düzeltme işlemleri nüfus müdürlükleri
tarafından yapıldığından reddedilecektir.
XI.
YARGI YOLU:
Yaş
düzeltim davalarında verilen kararlar yargı yolu olarak istinaf
mahkemelerinin denetimine bağlıdır. Buna göre verilen kararlara
karşı iki hafta içinde mahkemenin bağlı bulunduğu istinaf
mahkemesine itiraz başvurusunda bulunulabilinir. Cumhuriyet
Savcısının da istinafa başvuruda bulunma hakkı bulunmaktadır.
XII.
MAHKEME KARARININ YERİNE GETİRİLMESİ:
Bütün nüfus davaları kesinleşmeden itibaren 10 gün içinde
kararı veren mahkeme yazı işleri müdürü tarafından o yer nüfus
müdürlüğüne gönderilir. Nüfus müdürlüğü karara konu
değişikliği kendisi nüfus kayıtlarına işler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder