GEÇİT HAKKI DAVALARI
I.
GİRİŞ:
Bu makalemizde özellikle kırsal alanda en çok karşılaştığımız
sorunlardan biri olan geçit hakkının kullanılması ve bu konuda
açılan davalar konusunu ele alacağız.
II.
GEÇİT HAKKI:
Hukukumuzda
geçit hakkı 4721 sayılı TMK m. 747’inci maddeye göre
“Taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi
bulunmayan malik, tam bir bedel karşılığında bir geçit hakkı
tanınmasını komşularından isteyebilir.”
hükmü ile tanımlanmıştır. Kendi taşınmazından en yakın yola
çıkışı bulunmayan herkesin geçit hakkı isteme hakkı
bulunmaktadır. Geçit hakkının istenmesi ve bu istemin hukuka
uygun olup olmadığının belirlenmesi ise taşınmaz hakkının
kısıtlanması ile ilgili olduğundan yargılamayı gerektiren bir
durumdur.
III.
GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME:
Geçit hakkı davalarında görevli mahkeme 6100 sayılı HMK m. 2’ye
göre asliye hukuk mahkemeleridir. Çünkü geçit hakkı davaları
mal varlığı değerleri ile ilgilidir. Geçit hakkının
verilmesiyle bir kişinin mal varlığına dahil olan bir taşınmaz
üzerinde bir başka taşınmaz lehine kısıtlamaya gidilmektedir.
Bu nedenle mal varlığı değerleri söz konusu olup asliye hukuk
mahkemeleri görevlidir. Yetkili mahkeme ise 6100 sayılı HMK m.
12’ye göre taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Çünkü
geçit hakkı ile taşınmaz üzerindeki ayni bir hakkı kısıtlamış
ya da değiştirmiş olmaktasınız. Taşınmazlar üzerindeki ayni
haklarla ilgili davalarda taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi
yetkilidir.
IV.
DAVACININ TALEBİ:
Hukukumuzda
geçit hakkı 4721 sayılı TMK m. 747’inci maddeye göre
“Taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi
bulunmayan malik, tam bir bedel karşılığında bir geçit hakkı
tanınmasını komşularından isteyebilir.”
hükmü ile tanımlanmıştır. Dolayısıyla
davacının genel yola çıkmak için mutlaka bir sebep göstermesi
gerekmemektedir. Yasa koyucu böyle bir koşul aramamıştır. Davacı
tarım faaliyeti için ya da genel yolla bağlantı kurmak için
geçit hakkını kullanmak isteyebilir. Bu durumda geçerli bir
gerekçe ileri sürmesi gerekmez.
V.
DAVADA
DEĞERLENDİRİLECEK DELİLLER:
Tapu
kayıtları, kadastro
haritaları, keşif
ve bilirkişi incelemesi bu
davalarda ki en önemli delillerdir. Keşif yapılmadan bir karara
varılabilmesi mümkün değildir. Bu nedenle davacı taraf dava
dilekçesinde keşif deliline dayanmasa bile 6100 sayılı HMK m.
288’e göre keşif yapılmasına kendiliğinden de karar verebilir.
Bu durumda keşif masrafını davacı kendisi karşılar. Keşif
masrafının davacı tarafından yatırılmaması durumunda davanın
usulden reddi gerekir. Keşif
sonucu hazırlanan bilirkişi raporu davacı ve davalılara tebliğe
çıkartılır. Ve itirazları varsa alınır.
VI.
KEŞİFTE
DİKKAT EDİLECEK KONULAR:
Keşif
esnasında taşınmazın niteliğine göre bilirkişi alınmalıdır.
Öncelikle mutlaka fen bilirkişisi heyette hazır olmalıdır.
Taşınmaz tarım arazisi ise ziraat, arsa niteliğinde ise mülk
bilirkişisi hazır olmalıdır. Geçit hakkı talep edilen
güzergahta yıkılması ya da sökülmesi gereken bina ya da yapı
varsa bunların değerlerinin tespiti için de inşaat bilirkişisi
hazır olmalıdır.
Keşif
esnasında bilirkişi heyetinin geçit hakkı talep edilen taşınmaz
ile en yakın genel yola çıkış için geçilecek taşınmazların
tamamını gezip görmeleri mutlaka sağlanmalıdır. Bilirkişiler
mutlaka birden fazla güzergahı seçenek olarak sunacak şekilde
rapor hazırlamalıdırlar. Bilirkişiler tarafından hazırlanan
raporda belirlenen güzergahlardan birini seçmek hakimin görevidir.
VII.
GEÇİT
HAKKININ VERİLECEĞİ GÜZERGAHIN BELİRLENMESİ:
Geçit
hakkının verilip verilmeyeceği ya da verilecekse nereden
verileceği somut olayın özelliğine göre değerlendirilecektir.
Geçit hakkı 4721 sayılı TMK m. 747/II’ye göre ilk önce
kendisinden bu geçidin istenmesi önceki mülkiyet ve yol durumuna
göre en uygun düşen komşuya karşı ve daha sonra bundan en az
zarar görecek olana karşı kullanılır. Bu nedenle zorunlu geçit
hakkı iki tarafın menfaati gözetilerek belirlenir.
Davacının
geçit hakkı talep edebileceği başka taşınmazlar varken davalıya
ait olan taşınmazdan geçit hakkı talep etmesi ya da başka bir
yoldan geçit hakkına daha önceden sahip olması gibi durumlarda
davacının geçit hakkı talep etmesi mümkün değildir. Uygulamada
zaman zaman kötü niyetli olarak geçit hakkının talep edildiği
görülmektedir. Bu durumlara dikkat edilmelidir. Geçit hakkı talep
edilen taşınmazın küçük olması ve bu nedenle de geçit hakkı
verilmesi durumunda arazinin bütünlüğünün bozulacak olması
durumunda da geçit hakkı verilmeyebilir.
Güzergahların
seçiminde nasıl hareket edildiğinin ve keşiften sonra hazırlanan
bilirkişi raporunda alternatifli güzergahların nasıl
belirlendiğinin anlaşılabilmesi için Salihli Asliye Hukuk
Mahkemesi kararından aşağıya alıntı yapıyoruz.
“Bilirkişi
raporunda:
Birinci
yolun fiili zeminde halen kullanılmakta olduğu ancak 2147 ve 3510
sayılı parselleri ikiye bölerek devam ettiği tespit edilmiştir.
Geçit hakkının verileceği yolun içinden geçtiği taşınmazı
ikiye bölmemesi ve tarım faaliyetine zarar vermemesi gerektiğinden
bu yol mahkememizce kabul edilmemiştir.
İkinci
yol 2147 ve 2146 sayılı parsellerden geçmektedir. Ancak bu yolun
geçeceği yerde yerin 1,5 – 2 metre altında su arkı
bulunmaktadır ki araç geçişleri esnasında su arkının zarar
görme olasılığı bulunmaktadır. Bu nedenle bu yol da
mahkememizce kabul edilmemiştir.
Üçüncü
yol 2119 sayılı parselden geçmektedir. Ancak bu yolun kapladığı
alan 895,20 metrekare olup bütün alternatiflerin içinde en uzun
olanıdır. Bu yolun seçilmesi durumunda çok büyük bir tarım
arazisi yola terk edilmiş olacaktır. Bu nedenle bu yol da
mahkememizce kabul edilmemiştir.
Dört
numaralı yol ise 2147 ve 2146 sayılı parsellerden geçmektedir.
Toplam alanı 660,17 metrekare olup halen zeminde bu yolun bir kısmı
kullanılır durumdadır. Bu yolun bir kısmının
halen kullanılır durumda olması, parselleri ikiye bölmeyecek
olması, üzerinde engel oluşturacak tarımsal yapı bulunmaması
nedeniyle mahkememizce en iyi seçenek olarak kabul edilmiştir.”
VIII.
GÜZERGAHIN BELİRLENMESİNDEN SONRA YAPILACAK İŞLEM:
Keşiften
sonra hazırlanan bilirkişi raporunda belirlenen güzergahlardan
birinin mahkemece seçilmesinden sonra seçilen güzergah üzerindeki
taşınmaz sahipleri eğer davalı olarak gösterilmemişse o
taşınmaz sahipleri de davalı olarak davaya dahil edilmelidir.
Bunun için 6100 sayılı HMK m. 124’e göre güzergahın geçeceği
taşınmazın sahipleri davalı olarak davaya dahil edilirler. Davaya
dahil edilen davalıların da hazırlanan bilirkişi raporundan bilgi
sahibi olmaları sağlandıktan sonra itirazları alınır.
Güzergah
belirlendikten sonra belirlenen güzergahın hazırlanan bilirkişi
raporundaki değerinin davacı tarafından mahkeme veznesine
yatırılması için davacı tarafa kesin süre verilir. Bu ara
karara “depo kararı” denir. Davacı belirlenen güzergahta yola
gidecek miktarda ki arazinin değerini mahkeme veznesine yatırmak
zorundadır. Bunu belirlenen süre içinde yapmadığı takdirde
davanın usulden reddine karar verilir. Depo kararının davacı
tarafından yerine getirilmesinden sonra aşağıdaki gibi kısa
karar ve hüküm kurulur.
IX.
HÜKÜM:
Yukarıda
açıklanan nedenlerle:
1-
Davanın (...) parsel sahibi davalı Ahmet yönünden kabulüne,
2-
Diğer
davalılar yönünden reddine (Başka
davalı varsa)
3-
Manisa ili (...)
ilçesi Merkez (...)
pafta (...) parsel
sayılı taşınmaz lehine aynı ada (...) parsel aleyhine
bilirkişi Ali’nin 06.12.2016 tarihli krokisinde “4
numaralı güzergâh” olarak gösterilen kısımda (...)
parsel sayılı taşınmaz için 707,64 TL bedel karşılığında
GEÇİT HAKKI TESİSİ İLE TAPUYA TESCİLİNE,
4-
Yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder