15 Mart, 2017

GEÇİT HAKKI DAVALARI

GEÇİT HAKKI DAVALARI

I. GİRİŞ:

Bu makalemizde özellikle kırsal alanda en çok karşılaştığımız sorunlardan biri olan geçit hakkının kullanılması ve bu konuda açılan davalar konusunu ele alacağız.

II. GEÇİT HAKKI:

Hukukumuzda geçit hakkı 4721 sayılı TMK m. 747’inci maddeye göre “Taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik, tam bir bedel karşılığında bir geçit hakkı tanınmasını komşularından isteyebilir.” hükmü ile tanımlanmıştır. Kendi taşınmazından en yakın yola çıkışı bulunmayan herkesin geçit hakkı isteme hakkı bulunmaktadır. Geçit hakkının istenmesi ve bu istemin hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesi ise taşınmaz hakkının kısıtlanması ile ilgili olduğundan yargılamayı gerektiren bir durumdur.

III. GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME:

Geçit hakkı davalarında görevli mahkeme 6100 sayılı HMK m. 2’ye göre asliye hukuk mahkemeleridir. Çünkü geçit hakkı davaları mal varlığı değerleri ile ilgilidir. Geçit hakkının verilmesiyle bir kişinin mal varlığına dahil olan bir taşınmaz üzerinde bir başka taşınmaz lehine kısıtlamaya gidilmektedir. Bu nedenle mal varlığı değerleri söz konusu olup asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. Yetkili mahkeme ise 6100 sayılı HMK m. 12’ye göre taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Çünkü geçit hakkı ile taşınmaz üzerindeki ayni bir hakkı kısıtlamış ya da değiştirmiş olmaktasınız. Taşınmazlar üzerindeki ayni haklarla ilgili davalarda taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.

IV. DAVACININ TALEBİ:

Hukukumuzda geçit hakkı 4721 sayılı TMK m. 747’inci maddeye göre “Taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik, tam bir bedel karşılığında bir geçit hakkı tanınmasını komşularından isteyebilir.” hükmü ile tanımlanmıştır. Dolayısıyla davacının genel yola çıkmak için mutlaka bir sebep göstermesi gerekmemektedir. Yasa koyucu böyle bir koşul aramamıştır. Davacı tarım faaliyeti için ya da genel yolla bağlantı kurmak için geçit hakkını kullanmak isteyebilir. Bu durumda geçerli bir gerekçe ileri sürmesi gerekmez.

V. DAVADA DEĞERLENDİRİLECEK DELİLLER:

Tapu kayıtları, kadastro haritaları, keşif ve bilirkişi incelemesi bu davalarda ki en önemli delillerdir. Keşif yapılmadan bir karara varılabilmesi mümkün değildir. Bu nedenle davacı taraf dava dilekçesinde keşif deliline dayanmasa bile 6100 sayılı HMK m. 288’e göre keşif yapılmasına kendiliğinden de karar verebilir. Bu durumda keşif masrafını davacı kendisi karşılar. Keşif masrafının davacı tarafından yatırılmaması durumunda davanın usulden reddi gerekir. Keşif sonucu hazırlanan bilirkişi raporu davacı ve davalılara tebliğe çıkartılır. Ve itirazları varsa alınır.

VI. KEŞİFTE DİKKAT EDİLECEK KONULAR:

Keşif esnasında taşınmazın niteliğine göre bilirkişi alınmalıdır. Öncelikle mutlaka fen bilirkişisi heyette hazır olmalıdır. Taşınmaz tarım arazisi ise ziraat, arsa niteliğinde ise mülk bilirkişisi hazır olmalıdır. Geçit hakkı talep edilen güzergahta yıkılması ya da sökülmesi gereken bina ya da yapı varsa bunların değerlerinin tespiti için de inşaat bilirkişisi hazır olmalıdır.

Keşif esnasında bilirkişi heyetinin geçit hakkı talep edilen taşınmaz ile en yakın genel yola çıkış için geçilecek taşınmazların tamamını gezip görmeleri mutlaka sağlanmalıdır. Bilirkişiler mutlaka birden fazla güzergahı seçenek olarak sunacak şekilde rapor hazırlamalıdırlar. Bilirkişiler tarafından hazırlanan raporda belirlenen güzergahlardan birini seçmek hakimin görevidir.

VII. GEÇİT HAKKININ VERİLECEĞİ GÜZERGAHIN BELİRLENMESİ:

Geçit hakkının verilip verilmeyeceği ya da verilecekse nereden verileceği somut olayın özelliğine göre değerlendirilecektir. Geçit hakkı 4721 sayılı TMK m. 747/II’ye göre ilk önce kendisinden bu geçidin istenmesi önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun düşen komşuya karşı ve daha sonra bundan en az zarar görecek olana karşı kullanılır. Bu nedenle zorunlu geçit hakkı iki tarafın menfaati gözetilerek belirlenir.

Davacının geçit hakkı talep edebileceği başka taşınmazlar varken davalıya ait olan taşınmazdan geçit hakkı talep etmesi ya da başka bir yoldan geçit hakkına daha önceden sahip olması gibi durumlarda davacının geçit hakkı talep etmesi mümkün değildir. Uygulamada zaman zaman kötü niyetli olarak geçit hakkının talep edildiği görülmektedir. Bu durumlara dikkat edilmelidir. Geçit hakkı talep edilen taşınmazın küçük olması ve bu nedenle de geçit hakkı verilmesi durumunda arazinin bütünlüğünün bozulacak olması durumunda da geçit hakkı verilmeyebilir.

Güzergahların seçiminde nasıl hareket edildiğinin ve keşiften sonra hazırlanan bilirkişi raporunda alternatifli güzergahların nasıl belirlendiğinin anlaşılabilmesi için Salihli Asliye Hukuk Mahkemesi kararından aşağıya alıntı yapıyoruz.

Bilirkişi raporunda:

Birinci yolun fiili zeminde halen kullanılmakta olduğu ancak 2147 ve 3510 sayılı parselleri ikiye bölerek devam ettiği tespit edilmiştir. Geçit hakkının verileceği yolun içinden geçtiği taşınmazı ikiye bölmemesi ve tarım faaliyetine zarar vermemesi gerektiğinden bu yol mahkememizce kabul edilmemiştir.

İkinci yol 2147 ve 2146 sayılı parsellerden geçmektedir. Ancak bu yolun geçeceği yerde yerin 1,5 – 2 metre altında su arkı bulunmaktadır ki araç geçişleri esnasında su arkının zarar görme olasılığı bulunmaktadır. Bu nedenle bu yol da mahkememizce kabul edilmemiştir.

Üçüncü yol 2119 sayılı parselden geçmektedir. Ancak bu yolun kapladığı alan 895,20 metrekare olup bütün alternatiflerin içinde en uzun olanıdır. Bu yolun seçilmesi durumunda çok büyük bir tarım arazisi yola terk edilmiş olacaktır. Bu nedenle bu yol da mahkememizce kabul edilmemiştir.

Dört numaralı yol ise 2147 ve 2146 sayılı parsellerden geçmektedir. Toplam alanı 660,17 metrekare olup halen zeminde bu yolun bir kısmı kullanılır durumdadır. Bu yolun bir kısmının halen kullanılır durumda olması, parselleri ikiye bölmeyecek olması, üzerinde engel oluşturacak tarımsal yapı bulunmaması nedeniyle mahkememizce en iyi seçenek olarak kabul edilmiştir.”

VIII. GÜZERGAHIN BELİRLENMESİNDEN SONRA YAPILACAK İŞLEM:

Keşiften sonra hazırlanan bilirkişi raporunda belirlenen güzergahlardan birinin mahkemece seçilmesinden sonra seçilen güzergah üzerindeki taşınmaz sahipleri eğer davalı olarak gösterilmemişse o taşınmaz sahipleri de davalı olarak davaya dahil edilmelidir. Bunun için 6100 sayılı HMK m. 124’e göre güzergahın geçeceği taşınmazın sahipleri davalı olarak davaya dahil edilirler. Davaya dahil edilen davalıların da hazırlanan bilirkişi raporundan bilgi sahibi olmaları sağlandıktan sonra itirazları alınır.

Güzergah belirlendikten sonra belirlenen güzergahın hazırlanan bilirkişi raporundaki değerinin davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılması için davacı tarafa kesin süre verilir. Bu ara karara “depo kararı” denir. Davacı belirlenen güzergahta yola gidecek miktarda ki arazinin değerini mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Bunu belirlenen süre içinde yapmadığı takdirde davanın usulden reddine karar verilir. Depo kararının davacı tarafından yerine getirilmesinden sonra aşağıdaki gibi kısa karar ve hüküm kurulur.

IX. HÜKÜM:

Yukarıda açıklanan nedenlerle:

1- Davanın (...) parsel sahibi davalı Ahmet yönünden kabulüne,

2- Diğer davalılar yönünden reddine (Başka davalı varsa)

3- Manisa ili (...) ilçesi Merkez (...) pafta (...) parsel sayılı taşınmaz lehine aynı ada (...) parsel aleyhine bilirkişi Ali’nin 06.12.2016 tarihli krokisinde “4 numaralı güzergâh” olarak gösterilen kısımda (...) parsel sayılı taşınmaz için 707,64 TL bedel karşılığında GEÇİT HAKKI TESİSİ İLE TAPUYA TESCİLİNE,

4- Yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder