İLAMLI İCRA TAKİBİ YAPILDIKTAN SONRA
İHTİYATİ
HACİZ İSTENEBİLİR
I.
GİRİŞ:
Ülkemizde
yaygın olarak görülen durumlardan biride davayı kaybeden tarafın
kararın kesinleşmesi ile birlikte bir an evvel hacizden mal
kaçırmaya başlaması oluşturmaktadır. Bu makalemizde bu durumu
engelleyen bir hukuk yolunu açıklayacağız.
II.
İLAMLI İCRA TAKİBİ:
İlamlı
icra takibi İİK m. 38'de sayılan belgelerden birine dayanılarak
yine İİK m. 35'de yazılı olan ödeme emrinin borçluya
gönderilmesi ile başlatılır. Buna göre mahkeme ilamlarının
dışında aşağıdaki belgelerde ilam niteliğindedir;
-
Mahkeme huzurunda yapılan sulhler,
-
Mahkeme huzurunda yapılan kabuller,
-
Kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içeren düzenleme biçimindeki noter senetleri,
-
İcra dairesindeki kefaletler,
Bizim
açıklayacağımız durum daha çok mahkeme ilamlarıdır. Ancak
diğer durumlarda da benzer şekilde hacizden mal kaçırmalar
yaşanabilmektedir.
III.
TAKİBİN KESİNLEŞMESİ:
İlamlı
icra takibinin kesinleşmesi için icra ödeme emrinin borçluya
tebliğ edilmesi ve tebliğ tarihinden itibaren de borcunu ödemesi
ya da Bölge Adliye Mahkemesi'nden ya da Yargıtay'dan icranın geri
bırakılması kararı getirmesi için öngörülen 7 günlük
sürenin de geçmiş olması gerekir. Uygulamada sık rastlanan
durumları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.
-
Borçlu yedi günlük ödeme süresi içinde malını kaçırmaktadır,
-
Borçlu yedi günlük süre içinde ilam henüz istinaf ya da temyiz incelemesine yeni gitmişse icranın geri bırakılması kararı almakta ve bu karardan sonra malını kaçırma yoluna gitmektedir,
-
Bir başka sık rastlanan durum ise borçlu ödeme emrinin tebliğini bir şekilde engellemekte ya da geciktirmektedir. Bu süre içinde de malını kaçırmaktadır.
IV.
İHTİYATİ HACİZ:
İİK
m. 257 ve devamı maddeleri ihtiyati haciz uygulamalarını
düzenlemiştir. İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının
zamanında ödenmesini güvence altına almak için, mahkeme kararı
ile borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır.i
İncelemesini yaptığımız konu açısından ihtiyati haciz için
iki koşulun gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Birincisi alacak
muaccel yani talep edilebilir olmalıdır. İkincisi ise alacak
rehinle temin edilmemiş olmalıdır. İlamlı icra takibi eğer
kesinleşmesinin beklenmesi gerekmeyen bir ilam için yapılmışsa
bu durumda alacak muaccel yani talep edilebilir hale gelmiş
demektir. Kesinleşmesi zorunlu olan ilamlarda örneğin tapu iptali
ve tescili davalarında olduğu gibi, ilamın kesinleşmesi
gerçekleşmeden ilamlı icra takibine geçilemez. İlam verildikten
sonra borçlu söz konusu alacak için rehin vermişse bu durumda da
ilamlı icra takibine başlanılamayacaktır.
V.
İLAMLI İCRA TAKİBİNDEN SONRA İHTİYATİ HACZİN
İSTENMESİ:
Konusu
para alacağı olan ilamların icrasında alacaklı takip
kesinleşmeden önce ihtiyati haciz isteyebilir. Bunun en önemli
koşulu hakkını tehlikede görmüş olmasıdır. Ülkemizde
ihtiyati haciz taleplerine bu kadar çok başvurulmasının nedeni de
budur. Alacaklılar alacaklarını tahsil edememe riski karşısında
ilamları aldıktan hemen sonra ihtiyati haciz başvurusunda
bulunmaktadırlar. Ancak bazı durumlar var ki ilam hemen icra
takibine konulsa da takibin kesinleşmesi ve kesin haciz isteme
hakkının doğması zaman aldığından hakkını tehlikede gören
alacaklı icra takibinden hemen sonra ancak icra takibi kesinleşmeden
önce ihtiyati haciz isteyebilmektedir. Takipten hemen sonra ihtiyati
haciz istenmesinin diğer koşuları normal ihtiyati haciz gibidir.
Bu durumda alacaklının yeni bir icra takibinde bulunmasına gerek
yoktur başlatmış olduğu icra takibi içinde ihtiyati haciz kararı
uygulanır. Bunun için alacaklının İİK m. 264/I'e göre ihtiyati
haciz kararını icra takip dosyasında yedi gün içinde işleme
koydurması gerekir.
VI.
İHTİYATİ HACZİN İSTENECEĞİ MAHKEME:
İhtiyati
haciz İİK m. 258 ve İİK m. 50'nin yollamasıyla HMK hükümlerine
göre para alacaklarında yetkili mahkemeden istenebilir.
Aile
mahkemelerinin bu konuda yetkili olup olmadığı tartışmalı
durumdadır. Bizce aile mahkemelerinden takip sonrası ihtiyati haciz
kararı verilmesi doğru değildir. Çünkü aile mahkemesi ilamı
konusu para alacağı olan bir ilamlı icra takibine konu olmuşsa,
örneğin nafaka, tazminat ve yargılama giderleri gibi artık hüküm
anından itibaren konusu para alacağı olana bir ilamlı icranın
konusu olacaktır. Bu durumda artık aile hukuku ile ilgili özel bir
hukuk bilgisi gerekmeyecektir. Bu nedenle para alacaklarına ilişkin
HMK'da yer alan hükümlere göre yetkili olan mahkemenin
belirlenmesi daha doğru olacaktır.
i
Kuru Baki; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı; s. 1033; Adalet
Kitapevi; İkinci Baskı; 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder