İCRA CEZA MAHKEMESİ KARARLARININ İTİRAZ İNCELEMESİNDE
YENİ
HÜKÜM KURULMASI SORUNU
I.
GİRİŞ:
Bu
makalemizde icra ceza mahkemesi kararlarına karşı gidilen itiraz
yolunda itirazı inceleyecek olan mahkemenin ne tür karar vermesi
gerektiğini inceleyeceğiz. İcra ceza mahkemesi kararlarına karşı
itiraz yolu açıktır. Ancak itiraza bakan mahkeme itirazı kabul
ederse sadece kararı kaldırmakla mı yetinecektir yoksa yeni bir
hüküm de kuracak mıdır? Uygulamada mahkemeler arasında bu konuda
önemli farklılıklar bulunmaktadır.
II.
İCRA CEZA MAHKEMESİ YARGILAMASI:
İİK
331 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan disiplin hapsi
cezalarının uygulanacağı davaların yargılaması İİK m. 353
hükmü uyarınca 5271 sayılı CMK hükümlerine göre yapılır.
İİK m. 331 ve devamı maddelerdeki eylemler için yapılan
yargılamada uygulanan kanunlar her ne kadar teknik anlamda ceza
hukuku olmasa da ceza yargılaması yapıldığı bir gerçektir. Bu
nedenle CMK hükümleri bu maddelerin uygulandığı davalarda da
uygulanmak zorundadır. İİK, TCK m. 5 anlamında ceza hükmü
içeren özel kanun niteliğindedir. Bu sebeple yargılama baştan
sona ceza yargılaması esasına göre yapılır.
III.
İCRA CEZA MAHKEMESİ YARGILAMASINDA İTİRAZ YOLU:
Yukarıda
açıkladığımız gibi icra ceza yargılamalarında CMK
hükümlerinin uygulanması zorunludur. CMK m. 267 hükmüne göre
“Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme
kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir.” İtiraz yolu
CMK’da düzenlenmiş olan olağan kanun yollarından biridir. İcra
ceza yargılamasında da verilen mahkeme kararına karşı İİK m.
353 hükmü uyarınca asliye ceza mahkemesine itiraz yolu ile
başvurulabilir. İtiraz süresi kararın tefhim
veya tebliğ tarihinden itibaren yedi gündür.
Mahkeme
itirazı incelemesi için dosyayı o yerde icra mahkemesinin birden
fazla dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen
daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde icra
mahkemesinin tek dairesi bulunması hâlinde asliye ceza mahkemesine,
icra mahkemesi hâkimi ile asliye ceza mahkemesi hâkiminin aynı
hâkim olması hâlinde ise en yakın asliye ceza mahkemesine
gönderir.
İtiraz
yolunda tartışma yaratan ve uygulama farklılığına neden olan
konu ise İİK m. 353’üncü maddenin ikinci fıkrasının son
cümlesinde yazılı olan “İtiraz incelemesi neticesinde verilen
karar kesindir” hükmüdür. İtiraz incelemesi neticesinde verilen
kararın kesin olması tam olarak neyi ifade etmektedir? İtiraza
bakan mahkemenin kararın kaldırılmasına karar vermesi durumunda
yeni hüküm kuracağı ve bu hükmün kesin olduğunu mu; yoksa
itiraza bakan mahkemenin sadece “kararı kaldırması kararının”
kesin olduğunu mu? Bu durumda itiraz üzerine verilen “kararın
kaldırılması kararı” üzerine ilk kararı veren mahkemenin
yeniden karar vermesi mi gerekecektir? Bu konuda iki farklı görüş
bulunmakta olup her iki görüşün de aşağıda incelemesini
yaptık.
IV.
İTİRAZA BAKAN MAHKEMENİN YENİ HÜKÜM
KURMASI GEREKTİĞİNİ SAVUNAN GÖRÜŞ:
Ceza
yargılamasında itiraz yolu olağan kanun yollarından biridir.
Kanun yolu, verilen kararların hukuk uygunluğunun denetlenmesi için
öngörülen başvuru yoludur. Bu nedenle verilen kararın esastan ve
usulden hukuka uygunluğunun denetlenmesi yapılır. CMK’da iki tür
kanun yolu belirlenmiştir. Biricisi hakim ya da mahkeme kararının
kararı veren mahkemeyi takip eden bir sonraki mahkemeye ya da ağır
ceza çevresindeki mahkemeye itiraz edilmesi yolu diğeri ise 20
Temmuz 2016 tarihinden itibaren yürürlüğe giren istinaf yolu ile
Bölge Adliye Mahkemesi’ne ya da temyiz yolu ile Yargıtay’a
gidilmesi yoludur.
İİK
m. 353’e göre yapılacak itirazlar birinci kapsamda yer alan
türden itirazlardır. Ancak bu durum itiraz yerinin davanın
esasında inceleme yapmasını engellememektedir. Nitekim CMK m.
271/II’ye göre “İtiraz yerinde görülürse merci, aynı
zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir.” Konu bu madde
kapsamında değerlendirildiğinde itiraz yerinin kararın
kaldırılmasına karar vermesi durumunda aynı zamanda itiraz konusu
hakkında da karar vermesi gerekecektir. Bu madde incelemenin dar
kapsamlı yapılacağını ancak esasa da girilebileceğini
göstermektedir. Yani yapılan itiraz esasa ilişkin ise sadece o
esasa ilişkin konu hakkında karar verilecektir. Yargılama baştan
sona yenilenmeyecektir. İtiraz yalnız usule ilişkin ise bu durumda
sadece usule ilişkin bir inceleme yapılacak başkaca bir konu
değerlendirilmeye alınmayacaktır. Bu durum ceza yargılamasında
belki de taleple bağlı kalınan tek durum olma özelliğini
göstermektedir.
V.
YENİ HÜKMÜ KARARI VEREN MAHKEMENİN KURMASI GEREKTİĞİNİ
SAVUNAN GÖRÜŞ:
İtiraz
üzerine kararın kaldırılmasından sonra yeni hükmü kararı
veren mahkemenin kurması gerektiğini savunan görüşün hukuki
gerekçesi ise aynı derecede kuvvetli değildir. Bu görüş itiraz
üzerine verilen kararın kesin olması nedeniyle eğer usul
hükümleri açısından bir yanlışlık yapılacak olursa bu
durumda bunun düzeltilmesi için gidilecek bir yer olmadığı
gerekçesine dayanmaktadır. Örneğin itiraz incelemesini yapan
mahkeme yargılama giderlerinin hesaplanması bakımından bir hata
yaparsa buna karşı başvurulacak bir yer olmadığını
savunmaktadır. Ancak bu durum kararı kesin olan bütün kanun
yolları için geçerlidir. Ayrıca yargılama giderleri işin esası
ile değil usulü ile ilgili olup her zaman hükmün tavzihi yani
düzeltilmesi yoluna da gidilebilir. Bu talebin kabul edilmemesi
durumunda ise usul yönünden yine istinaf ve temyiz yolunun açık
olduğu fikrindeyim.
Özellikle
Ankara adliyesinde hakim kararlarına karşı itiraz yolunda asliye
ceza mahkemeleri yeniden karar verme yoluna gidilirken, CMK m. 231’e
göre verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması
kararlarında ağır ceza mahkemeleri sadece hükmü kaldırmakla
yetinmekte ve yeni karar vermemektedirler. Dosya ilk kararı veren
mahkemeye gönderilmekte ve yine ilk kararı veren mahkemece yeni
karar verilmektedir.
VI.
HUKUKEN OLMASI GEREKEN:
İİK
m. 353 ve CMK m. 271/II birlikte değerlendirildiğinde CMK m.
271/II’de yer alan “İtiraz yerinde görülürse merci, aynı
zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir.” hükmü tartışmaya
yer vermeyecek derecede açıktır. İtiraz üzerine itirazı
incelemeye yetkili olan yer eğer verilen kararı kaldırırsa yerine
itiraz konusu hakkında yeni bir hüküm kurmak zorundadır. İİK m.
353’de yer alan “İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir”
hükmü ise itiraz yerinin itiraz konusu hakkında vereceği kararın
kesinliğini ifade etmektedir. Zaten itiraz üzerine kararı da
itiraz edilen yargı yeri verir. Yani maddenin sözel yorumu da bu
durumu çok iyi ifade etmektedir.
VII.
SONUÇ:
İİK m. 353’e göre yapılan itirazlarda asliye ceza mahkemeleri
eğer kararın kaldırılmasına ya da değiştirilmesine karar
verirlerse bu durumda yeni kararı yine asliye ceza mahkemeleri
verecektir. Bu durumda CMK m. 231’e göre verilen hükmün
açıklanmasının geri bırakılması kararlarında Ankara ağır
ceza mahkemelerinin uygulamasının yanlış olduğunu
söyleyebiliriz.
Teşekkür ederim.
YanıtlaSilAv. Serdar Şengün