SUÇTA KULLANILAN EŞYANIN
FİNANSAL KİRALAMA SÖZLEŞMESİ KAPSAMINDA OLMASI
I. GİRİŞ:
Türk Ceza Kanunu
kapsamındaki bir çok suç işlenirken failler çok değişik araç
ve gereçler kullanmaktadırlar. Bu araç ve gereçlerin bir kısmını
mülkiyeti çoğu zaman faillere ait olmamakta ve mülkiyeti
başkalarına ait olan araç ve gereçleri kullanmaktadırlar.
Hukuken en çok sorun çıkartan araç ve gereçlerin başında
finansal kiralama sözleşmesi kapsamındaki araçlar gelmektedir. Bu
makalemizde finansal kiralama sözleşmesi ile kiralınmış bulunan
bir aracın bir suçun işlenmesi esnasında kullanılması durumunda
aracın finansal kiralama şirketine iade edilip edilmemesi konusun
somut olay çerçevesinde değerlendireceğiz.
II. FİNANSAL KİRALAMA
NEDİR?:
6361
sayılı Finansal
Kiralama, Faktoring Ve Finansman Şirketleri
Kanununa göre finansal
kiralama; “Bir finansal kiralama sözleşmesine dayalı olmak
koşuluyla, bu Kanun veya ilgili mevzuatı uyarınca yetkilendirilen
kiralayan tarafından finansman sağlamaya yönelik olarak bir malın
mülkiyetinin kira süresi sonunda kiracıya devredilmesi; kiracıya
kira süresi sonunda malın rayiç bedelinden düşük bir bedelle
satın alma hakkı tanınması; kiralama süresinin malın ekonomik
ömrünün yüzde sekseninden daha büyük bir bölümünü kapsaması
veya finansal kiralama sözleşmesine göre yapılacak kira
ödemelerinin bugünkü değerlerinin toplamının malın rayiç
bedelinin yüzde doksanından daha büyük bir değeri oluşturması
hâllerinden herhangi birini sağlayan kiralama işlemini” ifade
etmektedir.
Bu tanımdan da anlaşılacağı
üzere finansal kiralamanın kısaca uzun vadeli menkul kiralama
işlemi olduğunu söyleyebiliriz. Kiralanan şeyin mülkiyeti
kiralayan finansal kiralama şirketinin mülkiyetinde kalmakta
zilyetliği ise kiracı sıfatını taşıyan kişiye geçmektedir.
Dolayısıyla sözleşme süresince kiralanan şey kiracının
kullanım hakkı kapsamında kalmaktadır.
III. MAKALEMİZE KONU
ÖRNEK OLAY:
Finansal kiralama sözleşmesi
kapsamında ekskavatör aracını kiralayan fail bu araçla kendi
tarlasına yol açmak için orman içinde çalışma yapmış ve bir
takım orman emvaline zarar verirken suç üstü yakalanmıştır.
Araca CMK m. 127 uyarınca C. Savcılığınca el koyma işlemi
uygulanmıştır. El koyla işleminin hemen ardından yasal süresi
içinde aracı kiralayan finansal kiralama şirketi el koyma kararına
itiraz etmiş ve aracın mülkiyetinin kendisine ait olduğunu ileri
sürerek aracın kendisine iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
IV. İADE TALEBİNDE
DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKEN HUKUKİ DURUMLAR:
Öncelikle CMK m. 128'e göre
soruşturma ve kovuşturma konusu suçun işlendiğine ilişkin
kuvvetli suç şüphesinin bulunması durumunda şüpheli veya sanığa
ait kara, deniz ve hava araçlarına el konulabilmektedir. Burada
“şüpheli ya da sanığa ait olma” durumu zilyetliklerinde
bulundurdukları eşya içinde geçerlidir. Dolayısıyla el koyma
işleminde hukuka aykırı bir durum bulunmamaktadır.
Şüphele hakkında yapılacak
soruşturmadan sonra hakkında kovuşturma kararı alınması ve
kovuşturma sonucunda hakkında mahkûmiyet kararı verilmesi halinde
esas kararla birlikte suçta kullanılan eşyanın da TCK m. 54/I
hükmüne göre müsaderesine karar verilebilmektedir. Bu maddenin
en önemli istisnası kullanılan eşyanın iyiniyetli kişiye ait
olması durumudur. Eşyanın iyiniyetli kişiye ait olması durumunda
eşya müsaderesine karar verilemeyecektir. Finansal kiralama
şirketinin suçta kullanılan eşyanın mülkiyetini halen üzerinde
taşıyor olması suça konu olayla ilgisinin bulunmaması nedeniyle
iyiniyetli kişi durumunda bulunduğunu kabul edebiliriz. Bu durumda
kovuşturma sonucunda verilecek mahkûmiyet kararında finasal
kiralamaya konu aracın müsaderesine karar verilebilmesi hukuken
mümkün değildir. Nitekim Yargıtay'ın bu konuda uygulamaları da
bu yöndedir. Ancak soruşturma ve kovuşturma süresince başka
ayrık durumlar ortaya çıkabilmektedir.
V. KOVUŞTURMAYA YER
OLMADIĞI YA DA BERAAT KARARI VERİLMESİ DURUMUNDA ARACIN HUKUKİ
DURUMU:
Şüpheli hakkında
kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verilmesi ya da
yapılacak kovuşturma sonucunda beraat kararı verilmesi durumunda
aracın kime iade edileceği taraflar arasındaki finansal kiralama
sözleşmesinin hukuki
durumuna göre belirlenecektir. Kovuşturmaya yer olmadığı kararı
ya da beraat kararı verildiğinde halen taraflar arasındaki
finansal kiralama sözleşmesi feshedilmemiş ve çekişmesiz olarak
yürürlükte ise bu durumda aracın
sözleşme gereği kullanım hakkı da şüpheliye ait olmaya devam
ettiğinden aracın şüpheliye iadesi gerekecektir. Sözleşmenin
hukuki varlığının devam ettiği olasılığına göre
kovuşturmaya yer olmadığı ya da beraat kararı verilmesi
durumunda finansal kiralama şirketinin aracın iadesini mülkiyet
hakkını gerekçe göstererek talep etmesinde hukuki yararı
bulunmamaktadır. Bu nedenle iade talebi incelenirken öncelikle
dosya kapsamındaki sözleşme incelenmeli ve taraflar arasındaki
sözleşmenin feshedildiğine ilişkin bir işlem yapılıp
yapılmadığı araştırılmalıdır.
VI. ŞÜPHELİ TARAFINDAN
ÖDENMİŞ TAKSİTLERİN HUKUKİ DURUMU:
Çok çeşitli finansal
kiralama sözleşmeleri yapılabilmektedir. Örneğin finansal
kiralama sözleşmesi sonucunda kiralanan aracın iade edilip yerine
yenisinin verileceği ya da kiralanan aracın mülkiyetinin kiracıya
geçeceği ya da kiralayan şirkete sadece iade edileceği şeklinde
sözleşmelere rastlanılmaktadır. Bu olasılıklara göre suçta
kullanılan aracın üzerindeki ayni haklar açısından değişik
durumlar ortaya çıkaktadır.
Eğer araç finansal kiralama
süresi sonunda kiralayan kişinin mülkiyetine geçecek ise bu
durumda şüphelinin ödemiş olduğu kira paraları finansal
kiralamaya konu araç üzerinde ayni hak iddiasına temel
oluşturacaktır. Her ne kadar suç tarihinde aracın mülkiyeti
şüpheli üzerine geçirilmemiş de olsa kovuşturma sonucunda eğer
mahkûmiyet kararı verilirse bu kararla birlikte TCK m. 54/I
uyarınca aracın şüpheli tarafından ödemiş bulunduğu kira
paraları nispetinde mülkiyet hakkına da sahip olduğu dolayısıyla
da aracın ödenmiş bulunan kira paralarına karşılık gelen
oranda müsaderesine karar verilebileceği sonucu ortaya çıkmaktadır.
Eğer finansal kiralama
süresi sonucunda mülkiyetin devri söz konusu değilse bu durumda
da şüphelinin ödemiş bulunduğu kira paralarının aracın suçta
kullanımından ötürü vermiş olduğu zararın karşılanması
için finansal kiralama sözleşmesinin feshi sonucunda iadesine hak
kazanacağı para hakkında
da müsadere kararı verilme olasılığı bulunduğundan söz konusu
araç hakkındaki el koyma kararının devamı gerekmektedir.
VII. EL KOYMA KARARI
FİNANSAL KİRALAMA ŞİRKETİNİN HAKLARINA ZARAR VERMEZ:
Söz konusu el koyma kararı
ceza yargılaması sonucunda verilen müsadere kararı olmayıp
aracın mülkiyet haklarına zarar veren bir karar niteliğinde de
değildir. Aracın mülkiyetinin finansal kiralama şirketine ait
olması aracın suçta kullanılmış olma niteliğini de ortadan
kaldırmamaktadır. Müsadere kararı verilip verilmeyeceği esas
kararla belli olacağından ve bu konuda karar verme yetkisi de
kovuşturmayı yapacak olan ceza mahkemesinin yetkisinde
bulunduğundan henüz soruşturma aşamasında aracın müsadereye
tabi bir eşya olup olmadığının savcılık ya da itiraza bakan
sulh ceza hakimliği tarafından soruşturmanın hemen başında
değerlendirilmesi erken ve telafisi imkânsız sonuçlar
doğurabilir.
Finansal kiralama şirketine
mutlaka aracın teslimi gereken özel bir durumun ortaya çıkması
durumunda ise aracın bilirkişi yoluyla değerinin tespit edilmesi
ve bu değer nispetinde finansal kiralama şirketinden yeterli bir
teminatın alınması ile aracın iadesi yoluna gidilebilir. Ancak bu
yola başvurulmasında da acele edilmemesi gerekir. Benim tavsiyem
aracın teslim talebinin yukarıdaki gerekçelerle reddedilmesi ve
soruşturma sonucunun beklenilmesidir. Eğer kovuşturmaya yer
olmadığına ilişkin karar verilirse yukarıdaki açıklamalar
doğrultusunda zaten aracın hak sahibine iadesine karar
verilecektir. Eğer şüpheli hakkında kovuşturmaya başlanırsa bu
durumda suçta kullanılan eşyanın müsadereye bağlı bir eşya
olup olmadığını yargılamayı yapacak olan ceza mahkemesinin daha
iyi değerlendireceği ve yargılama sürecinde iade kararı
vermesinin daha kolay olacağı düşüncesindeyim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder