AVUKATIN GÖREVİNİ YAPAMAZ DURUMDA OLMASI HALİNDE
MAHKEMELERDE YAPILMASI
GEREKEN USUL İŞLEMLERİ
I.
GİRİŞ:
Yargılamalar esnasında sıkça karşılaşılan sorunlarımızdan
biri de dosyayı vekil olarak takip eden avukatın sürekli ya da
geçici olarak avukatlık görevini yapamaz durumda bulunması
halinde yargılamanın ne şekilde devam edeceği sorunudur. Bu
makalemizde bu konuyu ele alacağız.
II.
AVUKATIN VEKİLLİK GÖREVİNİ GEÇİCİ OLARAK YA DA TAMAMEN
YAPAMAZ HALDE OLMASI:
Avukatın tamamen görevini yapamaz duruma gelmesi değişik
şekillerde olabilir. Ölüm, meslekten ya da işten çıkarılması,
işten yasaklanması, yoğun tedavi gerektiren ve uzun süre işinin
başına dönmesini engelleyen bir hastalığa yakalanması tamamen
görevini yapamaz hale gelme durumuna örnek gösterilebilir.
Avukatın geçici olarak görevini yapamaz durumda olmasına ise
hastalık, kısa süreli disiplin cezası almış olması ve
tutukluluk halleri örnek gösterilebilir. Bu ve benzeri durumlarda
mahkemelerin işlerini aralıksız ve usul ekonomisine uygun
yürütebilmeleri için barolara önemli bir görev düşmektedir.
III. AVUKATLIK
KANUNUNUN BAROLARA VERDİĞİ GÖREV:
1136 sayılı Avukatlık Kanununun 42'inci maddesi bu ve benzeri
durumlar için barolara önemli görevler vermiştir. 1136 sayılı
Avukatlık Kanununun “Bir avukatın geçici olarak
görevlendirilmesi” başlıklı 42'inci maddesi;
Bir
avukatın ölümü veya meslekten yahut işten çıkarılması veya
işten yasaklanması yahut geçici olarak iş yapamaz duruma gelmesi
hallerinde, baro başkanı, ilgililerin yazılı istemi üzerine
veya iş sahiplerinin yazılı muvafakatini almak şartiyle, işleri
geçici olarak takip etmek ve yürütmek için bir avukatı
görevlendirir ve dosyaları kendisine devir ve teslim eder. (Ek
cümle : 2/5/2001 - 4667/28 md.) Ayrıca durumu mahkemelere ve
gerekli göreceği yerlere bildirir. Bu hükümler avukatlık
ortaklığı hakkında da kıyasen uygulanır.
Yukarı
ki fıkrada yazılı işlere ait kanuni süreler, dosyaların devir
ve teslimine kadar işlemez. Şu kadar ki, bu süre üç ayı
geçemez.
(Mülga
: 2/5/2001 - 4667/28 md.)
Kendisine
görev verilen avukat haklı sebepler göstererek bunu reddedebilir.
Ret sebeplerinin yerinde olup olmadığına baro yönetim kurulu
karar verir.
Vekalet
görevi, temsil edilen avukatın talimatına bağlı olmaksızın, bu
görevi yapan avukatın sorumluluğu altında yürür. Yapılan
işlerin ücretini, kendisine vekalet olunan avukat öder.
Anlaşmazlık halinde ücretin miktarı baro yönetim kurulu
tarafından belirtilir.
hükmünü içermektedir.
Bu
maddeye göre avukatın geçici olarak ya da tamamen işini yapamaz
duruma gelmesi durumunda baro başkanı ilgililerin yazılı istemi
üzerine ya da iş sahiplerinin yazılı iznini almak suretiyle
işleri
geçici olarak takip etmek ve yürütmek için bir avukatı
görevlendirir ve dosyaları kendisine devir ve teslim eder. Burada
baro başkanlarının iki türlü harekete geçme yetkisi
bulunmaktadır. İlgililerin yazılı istemi üzerine baro
başkanlığının bilgi sahibi olmasının sağlanması ile ya da
avukatın temsil ettiği iş sahiplerinin yazılı izni baro
başkanlığınca alınarak kendiliğinden harekete geçilebilecektir.
İlgililer kavramı içine aşağıda açıklayacağımız üzere
avukatın dosyalarının bulunduğu mahkemeleri de dahil
edebilirsiniz. Baro başkanlıkları bu durumu mahkemelere ve gerekli
göreceği yerlere bildirmekle de yükümlüdür. İşte bu
yükümlülük mahkemelerin avukatın durumundan iki türlü haberdar
olmalarını sağlamaktadır. Mahkeme ya baro başkanlığının
yazılı bildirimi ile durumdan haberdar olur ya da yargılama
esnasında tarafların durumu mahkemeye yazılı ya da sözlü olarak
bildirmesi ile haberdar olur.
IV.
MAHKEMENİN YAPACAĞI USUL İŞLEMLERİ:
Yargılama esnasında mahkemenin avukatın görevini geçici olarak
ya da tamamen yapamayacağından haberdar olması üzerine hukuk ve
ceza yargılamasına göre iki farklı şekilde usul hükümlerinin
uygulanması gerekmektedir.
Ceza
yargılamasında avukatın CMK hükümlerine göre zorunlu ya da
isteğe bağlı müdafi olarak görev yapıyor olması durumunda bu
durum ilgili baronun CMK servisine bildirilerek yeni bir müdafi
atanması istenecektir.
Hukuk
yargılamasında iş yapamaz durumdaki avukat eğer baro tarafından
görevlendirilen adli yardım gönüllü avukatı ise bu durum ilgili
baronun adli yardım kuruluna bildirilerek yeni bir avukatın
görevlendirilmesi istenecektir.
Vekâletle takip edilen işlerde ise uygulama biraz daha
farklılaşacaktır. Eğer avukatın bağlı olduğu baro henüz
kendisine başvuru yapılmadığı için ya da iş sahiplerinin
iznini alamadığı için ya da avukatın iş yapamaz durumda
bulunduğundan haberdar olmadığı için avukat görevlendirmesi
yapamamış ise ceza yargılamasında acil durumlarda zorunlu müdafi
atanmasını gerektiren hallerde CMK servisinden bir avukatın
görevlendirilmesi sağlanarak yargılamaya devam edilebilir.
Hukuk yargılamasında ise öncelikle 1136 sayılı Avukatlık
Kanununun 42'inci maddesinde yazılı olan yetkisini kullanarak
dosyaya bir avukatın görevlendirilmesini avukatın bağlı olduğu
baro başkanından talep etmek gerekecektir. Avukatlık Kanunu
42'inci maddesinde geçen “ilgililer” kavramının içine bu
nedenle mahkemelerde dahildir. Duruşma esnasında avukatın iş
yapamaz durumda olduğunun anlaşılması halinde ise mahkeme ile
ilgili baro başkanlığı arasındaki yazışmanın beklenilmesine
ilişkin ara karar verilmesi gerekecektir.
Mahkeme
ile baro başkanlığı arasındaki yazışmaların uzamasının hak
kayıplarına neden olması ise üç aya kadar mümkün değildir.
Çünkü Avukatlık Kanunu m. 42/II'ye göre avukatın yapmakta
olduğu işlere ilişkin kanuni süreler görevlendirilen avukata
dosyaların devir ve
teslimine kadar işlemez. Dolayısıyla görevlendirilen avukat
dosyaları alıp görevine başlayıncaya kadar kanuni süreler
hukuken durmuş olacaktır. Ancak bu durumun üst sınırı en fazla
üç aydır. Bu üç aylık süre mahkemeler için değil baro
başkanları için getirilmiş olup bu süre içinde iş göremez
durumda olan bir avukatın yerine görevlendirme yapılamaması ya da
yapılan görevlendirmeleri avukatların kabul etmemesi durumunda
ortaya çıkabilecek zararlardan baro başkanları ve geçerli bir
mazereti olmaksızın görevi kabul etmeyen avukatlar sorumlu
olacaktır. Mahkemeler bu gibi durumlarda en fazla üç ay bu durumu
bekletici mesele yapabilir ve sonrasında ise ya iş sahibine
kendisini yeni bir avukatla temsil ettirmesi için ya da davayı
kendisinin takip etmesi için süre vermesi gerekir. Buna rağmen iş
sahibinin yeni bir avukatla kendisini temsil ettirmemesi ya da davayı
kendisinin takip etmemesi durumunda davacı ise dosyanın HMK m.
150'ye göre işlemden kaldırılması kararı verilmesi davalı ise
davalının yokluğunda yargılamaya devam etmesi gerekir.
V.
UYGULAMADA YAŞANAN SORUNLAR:
Bazı baro başkanlarının 1136 sayılı Avukatlık Kanununun
42'inci maddesinin uygulamasını hiç yapmamış olmaları nedeniyle
iş yapamaz durumda olan avukatlar için yeni görevlendirmeler
yapmak konusunda zamanında harekete geçmedikleri gözlenmektedir.
Bazı baroların ise iş yapamaz durumda olan avukatların UYAP
üzerinden mazeretli sayılmaları gibi usul hukuku ile bağdaşmayan
ve yargılamaları tıkayacak nitelikte talepleri olmaktadır. Bu
nedenle özellikle çok fazla sayıda avukatın iş yapamaz durumda
olmaları gibi olağanüstü durumları ortaya çıkması halinde
komisyon başkanlıklarının ilgili baro başkanlıklarına 1136
sayılı Avukatlık Kanununun 42'inci maddesini hatırlatır bir yazı
göndererek kısa süre içinde avukat görevlendirmelerinin
yapılmasını sağlamaları yargılamaların duraksamaksızın
yapılabilmesi için önemlidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder