ADİ ORTAKLIK KÂR PAYININ
BANKA
HESAPLARINDA HACZİ
I.
GİRİŞ:
Ülkemizde
en sorunlu ortaklıkların başında adi ortaklıklar gelmektedir. Bu
tür ortaklıklar her şeyden önce tüzel kişiliğe sahip
olmamaları nedeniyle gerek ortaklar arasındaki ilişkiler gerekse
alacaklıların haklarının korunması açısından çok ciddi
sorunlar yaratmaktadırlar. Bütün bunların üzerine bankaların bu
ortaklıkların durumunu suistimal eden tutumları da eklendiğinde
adi ortaklıklar tam anlamıyla karmaşık bir durum almaktadır. Bu
makalemizde bankaların da içinde olduğu somut olay özelinde bu
konuyu inceleyeceğiz.
II.
ADİ ORTAKLIKLARIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Ülkemiz
hukukunda adi ortaklıkların tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Bu
nedenle de Türk Ticaret Kanunu kapsamında değil 6098 sayılı Türk
Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
Ortaklığı temsil için bir ortağın görevlendirilebilmesi
hukuken mümkün olsa da adi ortaklığın tüzel kişiliğinin
bulunmaması ortakların bir çok konuda birlikte hareket etmelerini
zorunlu kılmaktadır. Ancak bu ortak hareket etme zorunlulukları
hiç bir zaman tüzel kişiliği olan bir şirket şeklinde
gerçekleşmez. Adi ortaklıklarda ortakların birlikte hareket
etmelerini zorunlu kılan durumlarda bile mutlaka ortakların ayrı
ayrı iradelerinin bir araya gelmesini gerektiren durumlar
bulunmaktadır. Aşağıda incelemesini yaptığımız somut olayda
da böyle bir durum gerçekleşmiştir.
III.
ORTAKLARIN BANKADAKİ ORTAKLIK PARALARINI PAYLAŞMAMALARI:
Makalemize
konu olay şu şekilde gerçekleşmiştir. Aralarında adi ortaklık
bulunan iki kişi bu ortaklıktan kazandıkları paraları özel bir
bankada açtıkları “adi ortaklık hesabı” isimli bir hesapta
tutmakta ve bu paraları uzun süre paylaşmamaktadırlar. Ortakların
birlikte davalı olarak taraf olarak bulundukları ancak ortaklığın
davalı olmadığı bir davanın aleyhlerine sonuçlanması üzerine
bu dava konusu alacak ve yargılama giderleri için ilamlı icra
takibi başlatılmıştır. Alacaklı ortakların özel bankada
bulunan bireysel hesaplarının, ortak hesaplarının ve adi ortaklık
hesaplarındaki paylarına düşen kısmının haczi için bankaya
haciz yazısı göndermiş ancak banka bireysel hesaplarla ortak
hesaplara haciz konulabileceğini ancak “adi ortaklık hesabı”
için haciz uygulamasının yapılamayacağını belirterek haciz
yazısına itiraz etmiş, yazının tekrar gönderilmesi üzerine de
icra hukuk mahkemesinde şikâyet yoluna gitmiştir.
IV.
ADİ ORTAKLIK ADIN BANKA HESABI AÇILABİLİR Mİ?
Şikâyetçi
bankada bulunan ve banka tarafından “adi ortaklık hesabı”
adı ile isimlendirilen hesabın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu
hükümlerine göre adi ortaklıkların tüzel kişiliklerinin
bulunmaması nedeniyle adeta bir tüzel kişilik hesabı gibi hukuki
değerlendirilmeye bağlı tutulması mümkün değildir. Bu nedenle
söz konusu hesap ister ortak murislerinden intikal eden hesap olsun,
ister ortak murislerinden intikal eden bir işletmenin kazançlarının
biriktirildiği bir hesap olsun isterse iki kişinin kurduğu bir adi
ortaklığın kazancını biriktirmek için olsun niteliği
itibariyle iki kişi ya da daha fazla kişi adına açılmış ortak
hesaptır. Bu nedenle bankanın ortak hesap olarak açılmış olan
bir hesap açma işlemini tüzel kişiliğe ait bir hesap gibi
değerlendirmesi ve bu hesap üzerinde yapılacak mahkeme ya da icra
işlemlerinde adi ortaklık adına verilmiş bir karar araması adi
ortaklığı tüzel kişiliği olan bir hukuki duruma sokmak anlamına
gelir. Bu nedenle bankaların bu isim altında hesap açmaları ancak
“kişilerin ortak hesabı” olarak değerlendirilebilir.
V.
ALACAKLILARIN KÂR PAYINA HACİZ KOYDURMA HAKLARI:
Alacaklıların
adi ortaklığın tasfiyesinde ortakların tasfiye payları üzerine
haciz koydurma hakları bulunmaktadır. Bu bilgiden yola çıkılarak
alacaklıların adi ortaklıkta biriken kâr payına alacakları
oranında haciz koydurma haklarının bulunduğunu da söyleyebiliriz.
Nitekim Yargıtay 12. HD'nin 2015/30904 Esas ve 2016/6408 Karar
07.03.2016 Tarihli kararında da bu durum açıkça belirtilmiştir.
Aynı kararda “ortaklığa ait kazancın ortaklar arasında taksim edilmediği bir aşamada adi ortaklığın yaptığı işin karşılığında üçüncü kişiden olan alacağının haczinin mümkün olmayacağı” da belirtilmiştir. Bu durumda iki olasılıkla karşı karşıya kalınmaktadır. Adi ortaklık sözleşmesinde kâr payının ne zaman paylaşılacağına ilişkin bir hüküm varsa ortaklık kâr payının bu tarihte paylaşılacağı kabul edilerek bankanın bu tarih itibariyle ortak hesaptaki parayı kendisine gönderilen haciz yazısındaki miktarı dikkate alarak icra dosyasına göndermesi gerekmektedir.
Eğer adi ortaklık sözleşmesinde kazancın ortaklar arasında taksim edilmesi konusunda bir açıklama bulunmuyorsa bu durumda vergi yasalarından yararlanarak çözüm üretilmelidir. Şöyle ki; adi ortaklıkta tüzel kişilik bulunmadığından vergi kanunlarımız gereği her bir ortak Aralık ayı itibariyle ayrı ayrı beyanname vermekle yükümlüdür. Bu beyannamelerinde bütün bir yıl boyunca ne kadar kazandıklarını beyan etmekle yükümlüdürler. Ortaklık paylarının paylaşılması sağlanmadan bu beyannameyi vermeleri de muhasebe hesaplamaları nedeniyle mümkün değildir. Bu durumda sözleşmede kâr payının ne zaman paylaşılacağına ilişkin bir hüküm olmayan durumlarda adi ortaklık kâr payının günü gününe paylaşılacağının kabulü gerekir. Bankanın da haciz yazısının kendisine gelmesinden sonra derhal hesapta bulunan paradan haciz yazısındaki miktara göre kesintiyi yapıp icra dosyasına yatırması gerekir. Aksi takdirde yetki icra memurunun emrini yerine getirmeme suçunu işlemiş olurlar.
VI.
SONUÇ:
Yukarıda
açıkladığımız gerekçelerle bankaların “adi ortaklık
hesabı” adı altında hesap açmaları adi ortaklıkların tüzel
kişiliklerinin olmaması nedeniyle hukuken mümkün değildir.
Açılmış bu tür hesaplar gerçek kişiler adına oluşturulmuş
ortak hesap niteliğindedir. Bankaların bu hesaplara yönelik olarak
gönderilen haciz yazılarına İİK hükümlerine göre cevap
vermeleri ve hesapta para bulunuyorsa icra dosyasına yatırmaları
gerekmektedir. Bu işlemi geciktirebilecek tek durum adi ortaklık
sözleşmesinde kâr payının paylaşılması için belli bir
tarihin belirlenmiş olmasıdır. Bu durum da bile hesap sahibi
borçlu ya da borçlular hesaptaki parayı adi ortaklık
sözleşmesinde belirtilen kâr paylaşma tarihinden önce çekmek
isterlerse bankanın haciz işlemini derhal yerine getirmesi ve arta
kalan parayı hesap sahiplerine vermesi gerekir. Bütün bunları
yaparken bankanın haciz işlemine konu alacakta adi ortaklığın
taraf olması gibi bir koşul araması da mümkün değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder