MİRAS SEBEBİYLE
İSTİHKAK DAVALARI
(GERİ ALIM DAVALARI)
I. GİRİŞ:
Miras bırakan kişilerin ölmeden önce özellikle yakın
akrabalarına verdikleri vekâletlerle bir takım satış işlemleri ya da alım
işlemleri yaptırmaktadırlar. Bu hukuki işlemlerin sonucunda miras bırakana verilmesi
gereken para ya da eşyaların miras bırakanın almadan ölmesi durumunda miras
bırakanın mirasçıları bu mal ve paralarda hak sahibi olmaktadırlar. Mirasçıların
hak sahibi oldukları bu para ve eşyaları geri alabilmeleri için sıkça
başvurdukları dava çeşitlerinden biri de miras sebebiyle istihkak/geri alım
davalarıdır.
Bu tür davaların konularından birini miras bırakanın kendi
köyündeki ya da miras bırakanın yurt dışında olması halinde Türkiye’de ki
taşınmazlarını satması için kardeşine ya da çocuklarından birine vekâlet
vermesi ve satış parasını alamadan ölmesi durumu oluşturmaktadır. Bir diğer
konu ise ticaretle uğraşan miras bırakanın satın aldığı bir malın bedelini
ödediği halde malın teslimi gerçekleşemeden ölmesi halidir. Bu ve benzeri
durumlarda miras bırakana vermesi gereken para ya da eşyayı vermeyen kişiye
karşı mirasçıların istihkak/geri alım davası açma hakları bulunmaktadır. Bu
makalemizde bu konuyu inceleyeceğiz. Daha önce yine bu blogda “Zamanaşımına Uğrayan Hesapların Mirasta
İstihkak Davası” başlığı ile yayınladığımız makalemizde kısmen bu konuya
değinmiştik.
II. DAVANIN
TARAFLARI:
Türk Medeni Kanunu m. 637/I’e göre “Yasal veya atanmış mirasçı,
terekeyi veya bazı tereke mallarını elinde bulunduran kimseye karşı
mirasçılıktaki üstün hakkını ileri sürerek miras sebebiyle istihkak davası
açabilir.”
Maddede yer alan “yasal mirasçı” ifadesi TMK’na göre mirasçılık hakkını elinde
bulunduranları, “atanmış mirasçı”
ifadesi de yine TMK’na göre vasiyetname ve diğer yollarla mirasçı sıfatını
kazananları ifade etmektedir. Bu maddenin uygulaması açısından tereke malını
elinde bulunduran kimse ise miras bırakanın malını ya da parasını elinde
bulunduran kişidir. Örnek vererek açıklayacak olursak; miras bırakanın
köyündeki taşınmazlardan birini satması için kardeşine ya da çocuklarından
birine vekâlet vermesi ve bu vekâletle satış işlemini yapmasından hemen sonra
ölmesi durumunda satış parasının ölenin mirasçılarına teslimi gerekir. Miras
bırakanın vekâlet verdiği akrabasının satış parasını mirasçılara teslim
etmemesi durumunda vekâlet alan kişi ya da akraba miras sebebiyle istihkak/geri
alım davasının davalısı olarak gösterilecektir.
III.
DAVA AÇMA SÜRESİ:
Türk Medeni Kanunu m. 639’a göre “Miras sebebiyle istihkak davası,
davacının kendisinin mirasçı olduğunu ve iyi niyetli davalının terekeyi veya
tereke malını elinde bulundurduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve
her hâlde miras bırakanın ölümünün veya vasiyetnamenin açılmasının üzerinden on
yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. İyi niyetli olmayanlara karşı zamanaşımı süresi
yirmi yıldır.”
Miras sebebiyle istihkak davası için
bu madde de öngörülen zamanaşımı süresinin başlaması davacının mirasçı olduğunu
öğrenmesi ve davalının da tereke malını/miras malını elinde bulundurduğunu
öğrenmesinin gerçekleşmesinden sonradır.
Mirasçı, mirasçı olduğunu öğrendikten
sonra bir yıllık süre dolsa da bundan sonra iyi niyetli davalıda tereke malının
bulunduğunu öğrenmişse eğer iki durumun yani mirasçılık ve tereke malının
davalıda bulunduğunun öğrenilmesinin birleştiği tarihte bir yıllık zamanaşımı
süresi başlar. Bu iki durumun birleştiği tarih en fazla miras bırakanın
ölümünün ya da vasiyetnamenin açılmasından sonra on yıl dolmadan
gerçekleşmelidir. On yıl geçtikten sonra dava açılamaz.
Uygulamada sıkça karşılaşıldığı gibi
somut olaylarda genelde vekâletle yapılan satış paralarının alınamamasından
kaynaklı uyuşmazlıklar ortaya çıkmakta ve vekâlet akdi için TBK’da öngörülen
beş yıllık zamanaşımı süreleri dikkate alınarak dava açılmaktadır. Hal bu ki
vekâlet akdini sona erdiren durumlardan biri de vekâlet verenin yani miras
bırakanın ölümüdür. Bu durumda vekâlet akdi sona erer. Ayrıca vekâlet akdinin
tarafları vekâlet veren ve vekildir. Bunların mirasçıları bu sözleşmenin tarafı
değildir. Bu sebeple TBK’da ki sözleşmeler için öngörülen beş yıllık zamanaşımı
süresi değil, TMK m. 639’da ki miras nedeniyle istihkak/geri alım davaları
için öngörülen zamanaşımı süresi geçerlidir.
IV. HUKUK
MUHAKEMELERİ KANUNU’NA GÖRE GÖREVLİ MAHKEME:
Miras sebebiyle istihkak/geri alım davasında görevli
mahkeme Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 2/I’de yer alan “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın
malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda
görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir” hükmüne göre asliye hukuk mahkemeleridir.
V. HUKUK MUHAKEMELERİ
KANUNU’NA GÖRE YETKİLİ MAHKEME:
HMK m. 11/I,a’ya
göre miras sebebiyle istihkaka ilişkin davalarda ölen kimsenin son yerleşim
yeri mahkemesi kesin yetkilidir. Bu sebeple ölen kimse Türk Medeni Kanunu’na
göre yerleşim yerini son olarak nerede belirlediyse o yer mahkemesi davaya
bakmaya yetkilidir. Bu hükmün tek istisnası yine HMK m. 11/II’de
gösterilmiştir. Buna göre “Terekede bulunan bir mal hakkında açılmak
istenen istihkak davası, terekenin yazımı ve tespiti zamanında mal nerede
bulunuyorsa, orada da açılabilir.” Miras bırakanın terekesinin yazımı
ya da tespiti esnasında malının bulunduğu yeri de yasa koyucu yetkili mahkeme
olarak belirlemiştir. Her iki yetki maddesi
de davayı açacak tarafa seçimlik hak vermekte olup birinin tercih edilmesi
yeterlidir.
VI. DAVANIN
ESASI:
Davacı mirasçı davalıya karşı açacak olduğu davada;
kendisinin mirasçı olduğunu, davalıya nazaran mirasta üstün hak sahibi olduğunu
ve davalının tereke malına zilyet bulunduğunu ispat etmekle yükümlüdür.
Davacı mirasçı davalıya çekeceği ihtarnamede malın
iadesinin gerektiği tarihten itibaren faiz istemişse dava dilekçesinde de faize
bu tarihten itibaren hükmedilmesini talep edilebilir. Aksi takdirde dava
tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekecektir.
Davacı mirasçının talebi ya da mahkemenin uygun görmesi
ile dava konusu alacak miktarının hesabı için hesap uzmanı bilirkişi incelemesi
de yaptırılabilir.
Yargılama neticesinde mahkeme davayı kısmen ya da tamamen
kabul ederse davalı mahkeme hükmüne göre tereke malını iade etmek ya da mahkemenin
hükmettiği rakamı mirasçılık hissesi oranında davacıya ödemek zorundadır.
Mirasçılık hissesinin tespitinde mirasçılık belgesi esas
alınacağı için dava açılırken mirasçılık belgesinin bir örneğinin dava
dilekçesine eklenmesi gerekir.