04 Temmuz, 2013

AVUKAT ÜCRET SÖZLEŞMESİNDE OLMASI GEREKEN UNSURLAR

AVUKAT ÜCRET SÖZLEŞMESİNDE
OLMASI GEREKEN UNSURLAR[1]

Av. Bülent Nuri KURDOĞLU[2]

I. GİRİŞ:

Avukatlık stajına başladığımda bana ilk öğretilen avukatın en büyük rakibinin kendi müvekkili olduğudur. Bu düşüncenin “avukata güvenme avukat yalan söyler” düşüncesinden hiçbir farkı yoktur. Bana göre ikisi de yanlıştır ve Türkiye’de ki avukat ile iş sahibi arasında meydana gelen uyuşmazlıkların başında da bu karşılıklı güvensizlik yatmaktadır. Bu güvensizliğin doğmasına neden olan olay ise avukat ile iş sahibi arasındaki ilişkilerin çoğu zaman esnaf mantığı ile sözlü olarak kurulmasıdır. Sözlü olarak kurulan ve sonunda tarafların sözlerini unutmaları ya da çarpıtmaları ile başlayan uyuşmazlıklar her iki tarafında kendi hakkını koruyabilmek için yeni yalanlara ve ayak oyunlarına başvurmalarına neden olmaktadır. Bu uyuşmazlıkların önlenebilmesinin tek yolu avukatın bir hukukçu olarak sözleşme yapması, iş sahibinin de girdiği büronun bakkal dükkânı olmadığının bilincine varmasıdır. Bu makalemizde incelemesini yapacağımız konu avukat ile iş sahibi arasında yapılan sözleşmenin nasıl olması gerektiği üzerinedir.

II. İŞ SAHİBİNİN BİLGİLERİ:

Avukatlık hizmetinden yararlanacak kişinin açık kimliği ve T.C. kimlik numarası sözleşmenin başında yazılmalıdır. Böylece açık kimliği ile kimlik numarası çeliştiğinde doğrulama imkânı doğar. İş sahibinin T.C. numarasının yazılması ileride doğacak uyuşmazlıklarda tebligatların yapılamaması durumunda mernis adresinin tespitini de kolaylaştırır. Böylece bu adrese yapılacak her türlü yazılı bildirim iş sahibi tarafından ya alınır ya da tarafına ulaşmadığı iddiası hukuken yersiz kalır.

III. AVUKATIN BİLGİLERİ:

Avukatın açık kimliğinin yanında T.C. kimlik numarası, bağlı olduğu vergi dairesi ve vergi numarası, üyesi olduğu baro ve baro sicil numarası ile baro da kayıtlı iş adresi yazılı olmalıdır. Bu bilgiler iş sahibinin avukat hakkında araştırma yapabilmesini ve bilgileri doğrulayabilmesini sağlar. Avukatlık mesleğini yürütme hakkına sahip olmayan kişileri iş sahibinin ayırt etmesine yardımcı olur. İş sahibinin yapacağı yazılı bildirimlerin de avukata ulaşmasını sağlar. İş sahibinin ilk görüşmede avukatın kartvizitini alması bu bilgilere ulaşmasının en kolay yoludur. Kendisinin araştırılmasından endişe etmeyen her avukat kartvizitini vermekten de çekinmez. Sözleşmede avukatın bilgilerinin tam ve doğru yer alması iş sahibinin avukata güvenini de arttırır.

IV. İŞİN KONUSU:

İş sahibinin avukata vereceği işin konusu ayrıntıları ile sözleşmeye yazılmalıdır. İş sahibi sözlü ya da yazılı danışmanlık yapılmasını mı istemektedir, resmi bir kurumda kendi adına bir hukuki işlemin yapılmasını mı istemektedir yoksa bir yargı yerinde kendisini temsil ettirmek mi istemektedir. Bütün bunlara ilişkin bilgiler sözleşmeye yazılmalıdır.

Sözleşmede yapılacak açıklamalar aynı zamanda iş sahibinin avukata işin yapılmasına ilişkin yazılı talimatı niteliğinde olacağından ayrıntılı olarak kaleme alınmasında fayda vardır. Bu ayrıntıların sözleşmeye doğru olarak yazılabilmesi için iş sahibi ile avukat arasında yapılan sözlü görüşmeler mutlaka bir görüşme tutanağına bağlanmalı ve bu tutanakta yazılanlardan faydalanılmalıdır.

Her iş için ayrı ücret sözleşmesi yapılması en doğru olanıdır. Ancak bağlantılı davalar olması durumunda bu davaların neler olabileceği, bunların hangilerini avukatın vekil olarak takip edeceği ve aşağıda açıkladığımız vekillik görevinin kapsamının ne şekilde belirleneceği ayrıntılı olarak yazılmalıdır.

Bağlantılı davalara örnek için boşanma davalarını verebiliriz. Bir boşanma davası ve sonrasında aşağıdaki dava ve işler de ortaya çıkabilir.

1- Boşanma davası öncesinde koruma tedbiri davası,
2- Boşanma davası,
3- Boşanma sonrası nafaka artırım davası,
4- Boşanma davasında verilen ara karar üzerine nafakanın icrası,
5- Nafakanın ödenmemesi üzerine icra ceza mahkemesine şikâyet davası,
6- Boşanma davasından ayrı olarak ya da tefriki üzerine aile konutu şerhi düşülmesi davası,
7- Boşanma davasından ayrı olarak ya da tefriki üzerine ziynet eşyalarının iadesi ya da tazmini davası,
8- Boşanma davasının kesinleşmesinden sonra mal rejimine ilişkin davalar ve icrası,
9- Velâyet davası,
10- Velâyetin kaldırılması davası,
11- Boşanma davasındaki hüküm uyarınca çocuk teslimi için icra takibi,
12- Boşanma sürecinde yaşanan olaylardan kaynaklı maddi manevi tazminat davaları,
13- Boşanma sürecinde yaşanan olaylar nedeniyle savcılık soruşturmaları ve buna bağlı olarak açılan ceza davaları

Boşanma davası üzerinden konuya ilişkin bir başka örnek verelim. Müvekkilinizle boşanma, nafaka, maddi manevi tazminat, aile konutu şerhi düşülmesi ve ziynet eşyalarının iadesi konulu dava açmak üzere anlaştınız ve davayı açtınız. Ön inceleme duruşmasında hâkim davanızı aile konutu şerhi düşülmesi talebi ile ziynet eşyalarının iadesi talebini ayırıp ayrı esasa kaydını yaparak boşanma ve ferileri, aile konutu şerhi düşülmesi ve ziynet eşyalarının iadesi davası şeklinde üç ayrı dava haline getirebilir. Bu ve benzeri durumlarda üç davayı da takip etmek durumunda olacağınız için ücret ve masraf konusunda sözleşmede açık hüküm bulunmasını sağlayın.

V. VEKİLLİK GÖREVİNİN KAPSAMI:

İş sahibinin vekil eliyle yapılmasını istediği işte vekil olarak görevlendireceği avukat işin hangi bölümü için görevlendirilmektedir. Örneğin dava açılacaksa verilen görev temyiz aşamasını ve kararın kesinleşmesinden sonra icra aşamasını kapsamakta mıdır?  Yapılacak icra takibine itiraz edilmesi durumunda icra tetkik hâkimliğine yapılacak başvuruları ya da diğer mahkemelerde açılacak itirazın iptali davalarını kapsamakta mıdır? Bütün bunların sözleşmede belirtilmesi gerekir.

Yapılacak hukuki yardım bazen önceden öngörülemeyen durumların ortaya çıkmasına neden olabilir. Örneğin paydaşlığın giderilmesi davasında dava açıldıktan sonra davalı paydaşlardan birinin ölümü üzerine mahkemeden alınacak yetki ile mirasçık belgesi çıkartılması gerekebilir. Bu ve benzeri durumların verilen işi kapsayıp kapsamadığı sözleşmede belirtilmelidir.

VI. YARGILAMA MASRAFI:

Yargılama masraflarının iş sahibine ait olduğu her ne kadar 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu’nda yazılı olsa da sözleşmede açıkça belirtilmelidir. Çünkü yargılama masraflarını avukatın üstüne yıkmaya çalışmak gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır. Ayrıca yapılacak masrafın miktarı önceden hesaplanmalı ve toplam masraf iş sahibine bildirilmelidir. Yeniden masraf istenmesi durumunda iş sahibinin masrafı önceden bildirmediği gerekçesi ile vermekten çekinmesi ihtimaline karşılık sonradan ortaya çıkabilecek öngörülemeyen masraflar için sözleşmede mutlaka açıklayıcı bir hüküm bulunmalıdır.

Şehir dışı işlerde konaklama masrafının nasıl karşılanacağı belirtilmelidir. Avukata bu konuda bir avans ödemesi mi yapılacaktır; yoksa avukat yaptığı masrafı belgeledikten sonra mı iş sahibince ödeme yapılacaktır bu konular sözleşmede yazılı olmalıdır.

Yapılacak masrafların avukat tarafından belgelenmesi şartı sözleşmede yazılmalıdır. Bu hüküm ve buna uygun bildirimler iş sahibinin yaptığı masrafın nerelere harcandığını bilmesini ve avukatı ile arasında güven bunalımının oluşmasını engeller.

Sözleşme ile birlikte masrafların dayanağı olan harç ve gider avansı tarifeleri hakkında da bilgi verilebilir.

VII. ÜCRET:

Sözleşmede yapılacak işin karşılığı olarak avukata ne kadar ücret ödeneceği açıkça yazılmalıdır. Ücretin maktu yani belli bir bedel olarak mı belirlendiği yoksa nispi yani yargılama sonunda tahsil edilecek paradan orantısal olarak mı alınacağı iş sahibi ile avukatlar arasında çıkan uyuşmazlıklarda en çok görülen dava konularıdır. Bu yüzden tartışmaya yer vermeyecek şekilde sözleşmede açıklanması önemlidir. Ücretin bir kısmının peşin bir kısmının ise daha sonra ödenmesi kararlaştırılmış ise bunların miktarı ve ödeme tarihleri açıkça belirtilmelidir.

Yukarıda belirttiğimiz durumların yani öngörülemeyen yeni dava ve hukuki işlem yapma ihtimalinin ortaya çıkması durumunda ücretin ne şekilde belirleneceği de sözleşmeye yazılmalıdır.

Ücret ve masraf konuları sözleşmede mutlaka ayrı hükümlerde ele alınmalıdır. Her iki ödeme rakamları kesinlikle bir birine karıştırılmayacak şekilde sözleşmeye konulmalıdır.

Ücretin sözleşmede açıkça ve ne zaman ödeneceğinin yazılması iş sahibi açısından verilen ücretin karşılığında işin yapılması için teminat oluştururken avukat açısından da alınan paranın ücret mi yoksa masraf mı olduğu ve başladığı iş için emeğinin karşılığını ne zaman alacağı konusunda teminat oluşturur. Ücret sözleşmesi yapılmaması ya da ücretin sözleşmede açıkça belirtilmemesi; avukatın dolandırılmasına, iş sahibinin yanlış anlamalarla gereksiz disiplin şikâyetlerine ya da avukatın hak ettiğinden fazla ücret taleplerine neden olur.

Ücretin net mi yoksa bürüt mü olduğu vergisel konularda sorun çıkmaması için sözleşmede belirtilmelidir.

VIII. CEZA KOŞULU:

       Avukatlık ücret sözleşmesinde ceza koşulu kararlaştırılmasına Yargıtay karşı çıkmaktadır. Avukatın sözleşmenin haklı feshi ya da haksız azli nedeniyle almaya hak kazanacağı ücretin tamamının iş sahibi açısından ceza koşulu yerine geçeceğine ilişkin Yargıtay kararları bulunmaktadır. Bu nedenle sözleşmeye yazılan ceza koşulu yazılmamış kabul edilecek ve uyuşmazlığın çözümünde dikkate alınmayacaktır.

IX. GEREKLİ BELGE VE BİLGİLERİN GETİRİLME ZAMANI:

Her hukuki işlemin özelliklede yargı yerlerinde görülecek davaların bir ön hazırlığı vardır. Bu ön hazırlık sadece avukatın hukuk bilgisi ile yapılmaz. İş sahibinin iddiasını ispatlayacak belge ve bilgilerin zamanında avukatın elinde olması bu ön hazırlığın daha erken bitmesini sağlar. Bu yüzden sözleşmenin imza tarihinde teslim edilen belgeler ile eksik belgelerin ne zaman avukata ulaştırılacağı mutlaka sözleşmeye yazılmalıdır. Bu ve benzeri hükümler verilmemiş belgelerin verildiği, alınmış belgelerin de alınmadığı iddialarını çürütür.

Belgelerin içinde en önemlisi vekâletnamedir. Avukat vekâleti olmadan iş sahibinin işini onun adına yapmaya başlayamaz. Bu sebeple vekâletin sözleşmenin imzalandığı tarihte teslim edilip edilmediği ya da hangi tarihte teslim edileceği ayrı bir hükümle belirtilmelidir.

X. SÖZLEŞMENİN DÜZENLENME YERİ VE TARİHİ:

Sözleşmenin kaç örnek olarak, nerede ve ne gün imza altına alındığı sözleşmede ayrı bir başlık altında bulunmalıdır. Sözleşmenin kaç örnek olduğu sahtecilik olaylarının önlenmesi için gereklidir. Nerede imzalandığı ise tarafların bir araya geldiği yeri belgelemeleri için önemli bir delil niteliğindedir. Sözleşme avukatın bürosunda da imzalanabileceği gibi iş sahibinin evi ya da iş yerinde de imzalanabilir.

Sözleşmenin imza tarihi ise avukatın işe başlaması için başlangıç tarihidir. Avukat kendisine gerekli masraf ve yargılama ile ilgili bilgi ve belgeler verildikten sonra uygun bir süre içinde işine başlamak zorunda olduğundan işi haklı neden olmaksızın geciktirmesi halinde işe başlama tarihi sözleşmenin imza tarihi ile belirlenecektir. Sözleşmede işe başlama tarihi sözleşmenin imza tarihinde ayrı olarak da kararlaştırılabilir. İş sahibinin vekâleti getirdiği tarih ya da yapılacak iş için getirilmesi gerekli bilgi ve belgelerin getirildiği tarihte işe başlama tarihi olarak kararlaştırılabilir. Ancak bu gibi durumlarda vekâletin getirildiği ya da gerekli bilgi ve belgelerin getirildiği anda bir alındı belgesinin düzenlenmesinde yarar vardır. Bu belge her iki taraf içinde işin başlangıcına kanıt oluşturur.

Sözleşmenin imza tarihi aynı zamanda iş sahibinin de gerekli bilgi ve belgeler ile yargılama masrafını getirmesi için başlangıç tarihidir. İmza tarihinden sonra uygun süre içinde gerekli masrafı ve belgeleri getirmeyen iş sahibinin avukatı işini yapmamakla ya da işine zamanında başlamamakla suçlamaya hakkı olamaz. Bu durum iş sahibinin avukatın işine başlamasına engel olması anlamına gelir ki avukatın sözleşmeyi haklı nedenle feshetmesi sonucunu doğurur.

İmza tarihinin bir diğer önemi ise süreli işlerde gecikmenin kimden kaynaklandığının tespiti içindir. Birçok davanın zamanaşımı ya da hak düşürücü süresi bulunmaktadır. Bu sürenin kaçırılması durumunda iş sahibinin hakkını yargı yerlerinde araması hukuken imkânsız hale gelir. Bu yüzden imza tarihi, sözleşmenin imzalanmasından sonra kanunlarda öngörülen böyle bir süre geçirilmiş ise sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin kim tarafından uygun süre içinde yerine getirilmediği ve uygun sürenin tespiti açısından önemlidir.

Konuya İlişkin Tavsiye Edilen Kitaplar:

YAZAR İSMİ
KİTAP İSMİ
SEMİH GÜNER
AVUKATLIK HUKUKU
CANDAŞ İLGÜN
AVUKATLIK ÜCRET SÖZLEŞMESİ
NEJAT ADAY
AVUKATLIK HUKUKUNUN GENEL ESASLARI
ÖZCAN GÜNERGÖK
AVUKATLIK SÖZLEŞMESİ
ERASLAN ÖZKAYA
VEKÂLET SÖZLEŞMESİ VE KÖTÜYE KULLANILMASI
BÜLENT NURİ KURDOĞLU
KARŞI VEKÂLET ÜCRETİ İÇTİHADI BİRLEŞTİRME KARARLARININ İNCELENMESİ




[1] Bu makale ilk kez 04.07.2013 tarihinde bnkurdoglu.blogspot.com adresinde yayınlanmıştır.
[2] Ankara Barosu Avukatı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder