MİRASTA TENKİS
(İNDİRME) DAVALARI
I. GİRİŞ:
Ülkemizde muris muvazaası
davaları ile birlikte en çok görülen miras davalarından biri de tenkis
davalarıdır. Tenkis kelime anlamıyla indirme, azaltma, eksiltme anlamına
gelmesine karşın yeni Türk Medeni Kanunu’nda kelime olarak değişikliğe
uğramamıştır. Bu makalemizde tenkis davalarının incelemesini yapacağız.
II. TENKİS DAVASI NEDİR? :
TMK m. 560’a göre tenkis
davası, miras bırakanın mirasçılarının saklı paylarını da içine alacak şekilde, bıraktığı miras malları
üzerinde tasarrufta bulunması üzerine mirasçılarının, kendi saklı paylarını
aşan tasarrufların indirilmesini dava yolu ile istemeleridir. Bu tanımdan yola
çıkarak tenkis davasında iki hukuki kavramın açıklanması gerekmektedir.
Birincisi miras bırakanın kendi malları üzerindeki ölüme bağlı tasarruf yetkisi
diğeri ise mirasçıların saklı paylarıdır.
III. ÖLÜME BAĞLI TASARRUFLAR:
Türk Medeni Kanunu’na göre iki
tür ölüme bağlı tasarruf bulunmaktadır. Bunlar, vasiyet ve miras sözleşmesidir.
Herkes ölmeden önce vasiyet ve miras sözleşmesi yaparak kendi mallarını
istediği kişiye bırakabilir. Mirasını bırakacağı kişinin mirasçı olması
gerekmemekle birlikte yasal mirasçıların aşağıda açıklayacağımız bir takım
hakları bulunmaktadır. Miras bırakanın yasal mirasçısı yoksa miras bırakan
mirasının tamamında tasarruf hakkını kullanabilir.
IV. SAKLI PAY:
Saklı pay, miras bırakanın yasal
mirasçılarının üzerinde tasarrufta bulunamayacağı miras paylarına verilen
hukuki tanımdır. Her yasal mirasçının saklı payları bulunur ve miras bırakan bu
saklı payları ihlal eden ölüme bağlı tasarrufta bulunamaz. TMK m. 506’ya göre yasal mirasçıların saklı payları
aşağıdaki gibidir.
— Altsoy için (çocuklar,
çocuklar yoksa torunlar) yasal miras payının yarısı,
— Ana ve babadan her biri için
yasal miras payının dörtte biri,
— Sağ kalan eş için, altsoy (çocuklar,
çocuklar yoksa torunlar) ile birlikte mirasçı olması hâlinde yasal miras
payının tamamı,
— Sağ kalan eş için, ana ve baba
zümresiyle (ölen eşin kardeşleri) birlikte mirasçı olması hâlinde yasal miras
payının tamamı,
— Sağ kalan eş için ölen eşin ana
ve babasıyla birlikte mirasçı olması hâlinde yasal miras payının dörtte üçü.
V. TENKİS DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRELER:
TMK m. 571’e göre “Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini
öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde vasiyetnamelerde açılma
tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl
geçmekle düşer.”
Bir yıllık sürenin başlama
tarihi çoğu zaman tespit edilememektedir. Çünkü tenkise bağlı kazandırmalar
yukarıda belirttiğimiz vasiyetname ve miras sözleşmesi gibi ölüme bağlı
kazandırmalardan çok miras bırakanın ölümünden kısa süre önce yaptığı satış,
bağış ve benzeri işlemlerle oluşmaktadır. Hak sahipleri özellikle tapulu
taşınmazların işlemleri için tapu siciline gittiklerinde bu durumu
öğrenmekteler ancak dava açma süresinin başlamaması için bu durumun kayıt
altına alınmasına yönelik her hangi bir işlem yapmamaktadırlar. Bu gibi
durumlarda muris muvazaası davasını açmak süre kısıtlaması olmadığı için
mirasçılara daha kolay gelmektedir.
Eğer vasiyetname ya da miras
sözleşmesi varsa o takdirde vasiyetname açıldığında hazır olan mirasçılar saklı
paylarının zedelendiğini öğrenmiş sayılırlar. Vasiyetname açıldığında hazır
olmayanlar ise vasiyetnameyi açan mahkemenin kendilerine tebligat çıkartmaları
ile durumu öğrenmiş olurlar. On yıllık süre vasiyetname açılırken hazır olmayan
ve daha sonra da saklı paylarının zedelendiğini öğrenemeyenler içi geçerli olan
üst süredir. On yıllık süre geçtikten sonra tenkis davası açılamaz.
Miras bırakanın birbiri ile
çelişkili birden fazla vasiyeti ya da vasiyetnamesi ile çelişkili miras
sözleşmesi varsa ya da bunlar üzerinde sahtelik iddiaları bulunuyorsa o
takdirde bu tasarruflardan birinin mahkeme kararı ile iptali bir öncekinin
yürürlüğe girmesini sağlayacağı için tenkis davası açma süreleri iptal
kararının kesinleşmesi tarihinde işlemeye başlayacaktır.
VI.
HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU’NA GÖRE GÖREVLİ MAHKEME:
Tenkis davasında görevli mahkeme Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 2/I’de yer
alan “Dava konusunun değer ve
miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına
ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk
mahkemesidir” hükmüne
göre asliye hukuk mahkemeleridir. Çünkü tenkis davaları mal varlığı hukukundan
doğan dava türü olduğundan dava konusu hakkın değerine göre görevli mahkeme
belirlenmektedir.
VII.
HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU’NA GÖRE YETKİLİ MAHKEME:
Tenkis davalarında HMK m. 11/I,a hükmüne göre ölen kimsenin son yerleşim yeri
mahkemesi yetkilidir.
Muris muvazaası davalarında da tenkis talebinde de
bulunulabilir. Ancak muris muvazaası sebebiyle açılacak davada ayrıca tenkis de
kademeli olarak talep edilmiş olsa bile muris muvazaası davaları daha kapsamlı
davalar olması nedeniyle yetkili mahkeme HMK
m. 12/I’e göre belirlenecektir. Yani yetkili mahkeme taşınmazın bulunduğu
yer mahkemesi olacaktır.
Davaya konu taşınmazların birden fazla olması ve her
birinin ayrı mahkemelerin yetkisi içine girmesi durumunda HMK m.12/III’e göre taşınmazlardan birinin bulunduğu yer
mahkemesinde diğer bütün taşınmazlar içinde tenkis talepli muris muvazaası
davası açılabilir.
VIII. HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU’NA GÖRE YARGILAMA YÖNTEMİ:
Tenkis davaları HMK m. 118 ve devamı maddelerinde
düzenlenmiş olan yazılı yargılama yöntemine tabidir.
IX. DAVA
AÇMA HAKKI OLANLAR:
Tenkis
davası açma hakkı miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufla saklı payı ihlal
edilen mirasçılardır. Miras bırakan ölmeden önce tenkis davası açılabilmesi
hukuken olanaklı değildir. Miras bırakan ölmeden önce hak düşürücü sürelerde
işlemeye başlamaz.
TMK m. 562 mirasçıların alacaklılarına da
tenkis davası açma hakkı tanımıştır. Buna göre saklı payı zedelenen mirasçı, iflâsı etmesi hâlinde
iflâs dairesinin veya mirasın geçtiği tarihte kendisine karşı ellerinde
ödemeden aciz belgesi bulunan alacaklıların ihtarına rağmen tenkis davası
açmazsa, iflâs idaresi veya bu alacaklılar, alacaklarının elde edilmesi için
gerekli olan oranda ve mirasçıya tanınan süre içinde tenkis davası açabilirler.
Bu hükmün getirilme nedeni miras bırakanın mirasçılarını danışıklı
tasarruflarla alacaklılarına karşı korumaya kalkması durumunda alacaklıların
haklarının korunması içindir.
Benzer bir danışıklı işlem mirasçılıktan
çıkarılanın çıkarma halinde de olabilir. bu durumda da mirasçının mirasçılıktan
çıkarma tasarrufuna itiraz etmemesi durumunda da iflâs idaresi veya
alacaklılar, aynı koşullarla tenkis davası açabilirler.
X. DAVALILAR:
Tenkis davasında, miras bırakanın yaptığı tasarrufla
saklı pay sahibi mirasçıların olması gereken miras payını almış olan diğer
mirasçılar ya da yasal mirasçı olmayan diğer kişiler davalı olarak gösterilir.
Miras bırakan saklı pay sahibi mirasçının olması gereken oranda mirası başka
bir yasal mirasçısına ya da yasal mirasçısı olmayan birine örneğin bir vakfa ya
da derneğe miras olarak bırakmış olabilir. Bu durumda saklı pay sahibi yasal
mirasçı miras bırakılan diğer kişileri davalı olarak gösterecektir.
XI. TASARRUF
EDİLEBİLİR KISMIN HESAPLANMASI:
Tenkis
davası açıldığında öncelikle miras bırakanın bütün mal varlığının tespiti
yapılmalıdır. Miras bırakanın mal varlığının tespiti yapılmadan ne kadarında
tasarruf edebileceği anlaşılamaz. TMK m.
507’ye göre;
“Tasarruf
edilebilir kısım, terekenin miras bırakanın ölümü günündeki durumuna göre
hesaplanır.
Hesap yapılırken, miras bırakanın borçları, cenaze giderleri, terekenin
mühürlenmesi ve yazımı giderleri, miras bırakan ile birlikte yaşayan ve onun
tarafından bakılan kimselerin üç aylık geçim giderleri terekeden indirilir.”
Bunların dışında eğer miras
bırakan sağlar arası karşılıksız kazandırmalar da bulunmuşsa, bu kazandırmalar
tenkise tâbi oldukları ölçüde, tasarruf edilebilir kısmın hesabında terekeye
eklenir.
Terekeye eklenen bir diğer
alacak kaleme ise miras bırakanın kendi ölümünde ödenmek üzere yaptığı sigorta
alacağıdır. Bu alacak miras bırakanın ölümü zamanındaki satın alma değeri ile
terekeye eklenir.
Bütün bu hesaplamalar yapıldıktan sonra miras
bırakanın mirasında ne kadar tasarrufta bulunabileceği ortaya çıkar.
XII. SAKLI PAY SAHİBİ MİRASÇILARA YAPILAN
KAZANDIRMALAR:
Miras
bırakan bir kısım mirasçılar lehine onların miras paylarını aşacak şekilde
ölüme bağlı kazandırmalar yapmış olabilir. Bu durumda TMK m. 561’e göre;
“Saklı pay sahibi
mirasçılara ölüme bağlı tasarrufla yapılan ve tasarruf edilebilir kısmı aşan
kazandırmaların onların saklı paylarını aşan kısmı orantılı olarak tenkise tâbi
olur.”
Hangi mirasçının saklı payı
aşılmışsa aşılan miktar üzerinden orantısal olarak indirim yapılacaktır.
Tenkise tâbi ölüme bağlı
tasarruflardan bir kısmı saklı pay sahiplerine bir kısmı ise saklı pay sahibi
olmayan kişilere yapılmışsa o takdirde saklı pay sahibi mirasçıya yapılan kazandırmanın
saklı payı aşan kısmı ile saklı pay sahibi olmayan kimselere yapılan
kazandırmalar orantılı olarak tenkis edilir. Bu yapılırken saklı payın altına
düşülemez. Ancak saklı payı olmayan kişinin payına düşecek miras payında böyle
bir alt sınır yoktur.
XIII. TENKİSE TABİ DİĞER KAZANDIRMALAR:
TMK m. 565 tenkise
tabi sağlar arası karşılıksız kazandırmaları sınırlı olarak belirlemiştir. Aşağıdaki karşılıksız
kazandırmalar, ölüme bağlı tasarruflar gibi tenkise tâbidir;
1. Miras bırakanın, mirasçılık sıfatını
kaybeden yasal mirasçıya miras payına mahsuben yapmış olduğu sağlar arası kazandırmalar,
geri verilmemek kaydıyla altsoyuna malvarlığı devri veya borçtan kurtarma
yoluyla yaptığı kazandırmalar ya da alışılmışın dışında verilen çeyiz ve
kuruluş sermayesi,
2. Miras haklarının ölümden önce
tasfiyesi maksadıyla yapılan kazandırmalar,
3. Miras bırakanın serbestçe
dönme hakkını saklı tutarak yaptığı bağışlamalar ve ölümünden önceki bir yıl
içinde âdet üzere verilen hediyeler dışında yapmış olduğu bağışlamalar,
4. Miras bırakanın saklı pay
kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmalar.
Bunların dışında TMK m. 567 ve 568’de düzenlinmiş iki
tane daha tenkise tabi kazandırma bulunmaktadır. Bunlardan birincisi miras
bırakanın kendi ölümünde ödenmek üzere üçüncü kişi lehine hayat sigortası yapmasıdır.
Bu durumda, sigorta alacağının miras bırakanın ölümü zamanındaki satın alma
değeri tenkise tâbi olur. İkincisi ise, miras bırakan, tahmin edilen devam
sürelerine göre sermayeye çevrilmeleri hâlinde tasarruf edilebilir kısmı aşan
intifa hakkı veya irat borcu altına girmişse bunlarda tenkise tabidir. Bu
durumda mirasçılar, intifa hakkının veya irat borcunun tenkisini ya da tasarruf
edilebilir kısmı vererek bu yükümlülüğün kaldırılmasını isteyebilirler.
XIV. DAVACININ TALEP HAKLARI:
Davacı
tenkis davası ile birlikte kendi saklı payına düşen kısmın diğer mirasçılardan
indirilerek kendisine verilmesini talep edecektir. Ancak bazı durumlarda
davacının saklı payına düşen kısmın verilmesi fiilen mümkün olmayabilir.
Örneğin değerinde
azalma meydana gelmeksizin bölünmesine olanak bulunmayan mallar tenkise tâbi
olursa, saklı pay sahibine TMK m. 564
seçimlik hak tanımıştır. Buna göre saklı pay sahibi davacı, dilerse kendi
payından fazlasını oluşturan bölüm için değerini ödeyerek malın verilmesini,
dilerse kendi payına düşen kısmın değerine karşılık gelen parayı isteyebilir.
Davacı malın kendisinde
kalmasını talep ediyorsa, malın tenkis sebebiyle davacıya verilmesi gereken
kısım düşüldükten sonra kalan kısmının karar günündeki değerinin para olarak
ödetilmesine karar verilir. Bu parayı davacı davalılara öder.
XV. İYİ NİYETLİ KİŞİNİN HUKUKİ DURUMU:
Kendisine tenkise tâbi bir
kazandırma yapılmış olan kimse eğer iyi niyetli ise, sadece mirasın geçmesi
anında kazandırmadan elinde kalanı geri vermekle yükümlüdür; iyi niyetli
değilse, iyi niyetli olmayan zilyedin geri verme borcuna ilişkin hükümlere göre
sorumlu olur. Türk Medeni Hukukunda iyi niyetin esas olduğu ve kötü niyetin
ispata bağlı olduğu unutulmamalıdır.
XVI. MİRAS SÖZLEŞMESİNDE TARAF OLANIN HUKUKİ
DURUMU:
Eğer bir kimsenin miras
sözleşmesiyle elde ettiği kazandırma tenkise tâbi tutulursa, miras sözleşmesine
göre bu kazandırma için miras bırakana verdiği karşılığın tenkis oranında geri
verilmesini isteyebilir.
XVII. TENKİSTE SIRA:
Tenkis, saklı pay tamamlanıncaya
kadar yapılır. Önce ölüme bağlı tasarruflardan başlanır. Ölüme bağlı
tasarrufların yetmemesi durumunda en yeni tarihlisinden en eskisine doğru
geriye gidilmek üzere sağlar arası kazandırmalardan yapılır.
Zaman zaman kamu tüzel
kişilerine ve kamuya yararlı dernek ve vakıflara da miras bırakılmaktadır. Kamu
tüzel kişileri ile kamuya yararlı dernek ve vakıflara yapılan ölüme bağlı
tasarruflar ve sağlar arası kazandırmalar en son sırada tenkis edilir. Yasa
koyucu kamu tüzel kişilerini ve kamuya yararlı dernek ve vakıfları bu hükümle
koruma altına almıştır.
XVIII. DELİLLER:
Tenkis davasında her tür delile başvurulabilir.
Uyuşmazlığın özelliğine göre tapu kayıtları, banka hesapları, kadastro
tutanakları, vergi makbuzları, elektrik, su, doğalgaz makbuzları, mektup ve
benzeri yazışmalar, tanık, bilirkişi incelemesi, keşif ve bunlara benzer
başkaca deliller gösterilebilir.