08 Ekim, 2012

KADININ BEKLEME SÜRESİNİN KALDIRILMASI DAVASI

KADININ BEKLEME SÜRESİNİN KALDIRILMASI DAVASI
(İDDET SÜRESİNİN KALDIRILMASI DAVASI)

I. GİRİŞ:

Ülkemizde boşanma davalarının artması neticesinde boşanan kadınların tekrar evlenmek istemeleri halinde nesep karışıklığını engellemek için ya Türk Medeni Kanunu m. 132’de yer alan üç yüz günlük süreyi beklemeleri gerekmekte ya da aynı maddeye göre mahkemeden bu sürenin kaldırılmasını istemeleri gerekmektedir. Bu makalemizde kadının bekleme süresini mahkeme yoluyla kaldırılması konusunu ele alacağız.

II. AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YARGILAMA USULLERİNE DAİR  KANUN’A GÖRE GÖREVLİ MAHKEME:

4787 sayılı Aile Mahkemeleri’nin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un “Aile Mahkemelerinin görevleri” başlıklı 4. maddesine göre Aile mahkemeleri, aşağıdaki dava ve işleri görürler:

1. 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun Üçüncü Kısım hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile 03.12.2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işler,

2. 20.5.1982 tarihli ve 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanuna göre aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi,

3. Kanunlarla verilen diğer görevler.  

Buna göre aile mahkemeleri TMK m. 118 ve m. 395 arasındaki konulardan doğan dava ve işlere bakmaya görevlidir. “Kadın İçin Bekleme Süresi” başlıklı 132. madde de kanunun bu bölümünde bulunduğundan görevli mahkeme aile mahkemeleridir.

4787 sayılı kanun m. 2’ye göre “Aile mahkemesi kurulamayan yerlerde bu Kanun kapsamına giren dava ve işlere, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemesince bakılır.”

III. YETKİLİ MAHKEME:

Yetkili mahkemenin neresi olduğu konusunda gerek Türk Medeni Kanunu’nda gerekse Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda açık hüküm bulunmamasına rağmen bu davalar hasımsız olduğu için davacının yerleşim yeri mahkemesinde görülür. Bu davalarda davacı bekleme süresinin kaldırılmasını talep eden kadın olup davalı taraf bulunmamaktadır.

IV. HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU’NA GÖRE YARGILAMA YÖNTEMİ:

4787 sayılı Aile Mahkemeleri’nin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun yürürlüğe girmeden önce bu davalara sulh hukuk mahkemeleri bakmaktaydılar. Ancak Aile Mahkemeleri’nin kurulması ile bu görev Aile Mahkemelerine verildi. Yetkili mahkemeler sulh hukuk mahkemeleriyken yargılama yöntemi olarak basit yargılama yöntemi uygulanmaktaydı. Sulh hukuk mahkemelerine basit yargılama yönteminin uygulanacağına ilişkin hüküm 6100 sayılı HMK’nın 316. maddesinde varlığını devam ettirmektedir. Ancak bu madde de sayılan basit yargılama yöntemi kapsamına aile mahkemelerinde görülmekte olan dava ve işler alınmamıştır. Bu sebeple artık bekleme süresinin kaldırılması davalarına basit yargılama yönteminin uygulanamayacağı düşünülebilir. Ancak HMK m. 316’da kanunun doğrudan dosya üzerinden karar vermek konusunda mahkemeye takdir hakkı tanıdığı durumlarda da basit yargılama yönteminin uygulanacağı belirtilmiştir.

Bu davaların hasımsız olarak açılması ve bütün delillerinde duruşma yapılmaksızın toplanabilmesi mümkün olduğundan yargılama yönteminin basit yargılama yöntemi olarak kabul edilmesi gerekir. Çünkü davalı taraf olmadığı için cevap ve karşı cevap hakkı bulunmamaktadır. Davacının talepleri ise aşağıda inceleyeceğimiz belgelerin ilgili yerlerden getirtilmesi ve kadının gönderileceği tıp kurumundan alınacak raporla dosya üzerinden değerlendirilebilecektir. Bu mahkemeye doğrudan dosya üzerinden karar vermek konusunda takdir hakkı tanıdığı anlamına gelir ki bu sebeple uygulanacak yargılama yöntemi basit yargılama yöntemidir.

V. HUKUKİ ŞARTLAR:

Bekleme süresinin kaldırılması talebinde bulunulabilmesi için aşağıdaki koşulların gerçekleşmiş olması gerekir.

Kadının evliliği sona ermiş olmalıdır. Sona erme boşanma, ölüm, evliliğin Türk Medeni Kanunu’na göre feshi ya da butlanına karar verilmesi şeklinde olabilir.

Evliliği sona eren kadın gebe olmamalıdır.

VI. DAVANIN ESASI:

Davanın esasında kadının evliliğinin sona ermesinden sonra TMK m. 132’ye göre üç yüz gün içinde yeniden evlenmek istemesi durumunda gebe olmadığının ispatlanması göz önüne alınır.

Bunun için kadının nüfus kayıtları getirtilerek medeni durumu tespit edilir.

Evlilik, boşanma, evliliğin feshi ya da butlanla sonuçlanmışsa bunlara ilişkin mahkeme kararları istenir. Hâkim gerekirse dosyanın da getirtilmesini isteyebilir.

Evlilik, kocanın ölümü ile son bulmuşsa ölüm gününün araştırılması gerekir. Çünkü ölümden sonra üç yüz gün geçmişse bekleme süresinin kaldırılmasına gerek yoktur. Ayrıca ölüm dava tarihine çok yakın bir zamanda gerçekleşmişse gebeliğin anlaşılabilmesi için tıbben beklenmesi gereken süre hâkim tarafından dikkate alınmalıdır. Bunun içinde kocanın ölüm tarihi önemlidir.

Bekleme süresinin kaldırılmasını isteyen kadının gebe olma durumunun araştırılması için doktor raporu istenir. Bu rapor mahkemeye başvuruda bulunulduktan sonra mahkemenin belirleyeceği tıp kurumundan alınır.

VII. BEKLEME SÜRESİNE UYULMADAN YAPILAN EVLİLİKLERİN HUKUKİ DURUMU:

TMK m.154’e göre kadının 132. madde de yazılı olan üç yüz günlük bekleme süresinin bitimini beklemeden evlenmesi durumunda bu durum evliliğin butlanını gerektirmez. Ancak bekleme süresi bitmeden yapılacak olan evlilik birliği içinde doğan çocuğun nesebi konusunda daha sonra başka uyuşmazlıklar ortaya çıkabilir. TMK m. 154 hükmü kadınların bekleme süresini beklemeden evlenebilecekleri gibi bir kanaat uyandırmasın. Çünkü evlendirme daireleri bu konuda gerekli araştırmaları yapmaktadırlar.

VIII. BOŞANILAN EŞLE EVLİLİK YAPILMASI HALİ:

Kadının boşandığı eşi ile tekrar evlenmek istemesi durumunda bekleme süresinin kaldırılması için mahkemeye birlikte de başvurabilirler. Bu durumda kadının doktordan rapor almasına gerek yoktur. Rapor alınarak kadının gebe olup olmadığının araştırılmasındaki amaç nesep karışıklığının önlenmesi olduğu için boşanmış olan eşlerin tekrar evlenmek istemeleri halinde rapor istenmemektedir. Ancak diğer belgelerin mahkemeye sunulması gerekmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder